AMED – TUAY-DER Eşbaşkanı Vahap Günay, 18 Kasım’da yapılacak Gemlik Yürüyüşü’ne ilişkin, “Barış, hak, hukuk ve özgürlüklerden yana bir ülke ve toplumda yaşamak istiyorsak, Gemlik Yürüyüşü’nün önemini de bu düzlemde anlamamız gerekiyor” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diğer tutsaklar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’tan 32 aydır haber yok. İmralı’da uygulanan mutlak tecrit politikasına karşı ses yükselten Kürt halkının dostları tarafından 10 Ekim’de “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla başlatılan uluslararası kampanya, bugün 100 fazla ülkeye yayılmış durumda.
Diğer taraftan 28 Ekim’de İstanbul’da bir araya gelen aralarında yazar, akademisyen ve siyasetçilerin bulunduğu 78 isim yayımladıkları “Barışa Çağrı” deklarasyonu; 29 Ekim’de ise Amed’de siyasi parti, dernek ve sivil toplum örgütlerinin yer aldığı 200’e yakın kurum kamuoyuna duyurdukları “Özgürlüğe Çağrı” deklarasyonu ile Kürt sorununun demokratik çözümü ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep etti.
Aynı taleplerle bu kez 18 Kasım’da Gemlik’e yürüyüş yapılacak.
“Özgürlüğe Çağrı” imzacılarından Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER) Eşbaşkanı Vahap Günay, barış, adaletten yana olan her kesimin destek vermesi gerektiğini söylediği Gemlik Yürüyüşü’nün önemi hakkında konuştu.
‘TECRİTLE TOPLUM SUSTURULMAK İSTENİYOR’
Sivil toplum örgütleri olarak defalarca tecridin “insanlık sucu” olduğunu ifade ettiklerini söyleyen TUAY-DER Eşbaşkanı Günay, “Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, sadece bu son 32 aylık bir süreç değildir. Özünde tutuklandığından bu yana tecrit uygulaması söz konusudur. AKP- MHP iktidarı tecridi derinleştirdi. Tecrit ile toplum susturulmak isteniyor” dedi.
TUAY-DER Eşbaşkanı, tecridin son bulması halinde halklar arasındaki barışın yolunun açılacağını da ifade etti. Günay, “Özellikle Amed’i ele aldığımız aslında sadece 200’e yakın kurum değil, bu kentte yaşayan 2 milyon insan, tecridin bir an önce kaldırılmasından yanadır. Tecridin kaldırılmasının halklar arasında barışı sağlayacağına inandığımız için metnin altını imzaladık” diye konuştu.
‘AMAÇ ÖCALAN’I HALKTAN KOPARTMAK’
Abdullah Öcalan ile Kürt halkı arasındaki bağın tecritle koparılmak istendiğini dile getiren Günay, şunları ekledi: “Ama herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Bu uygulamalarla Öcalan ile halk arasındaki bağın koparılamadığı, gün geçtikçe daha çok yakınlaştığını hepimiz görüyoruz. Sayın Öcalan’ın söyledikleri net ortadadır. Gerek kitaplarında gerek yazılarında her şeyi bariz bir şekilde dile getiriyor. Savaşın bir an önce durması ve bitmesi, bunun ardından da toplumun huzur içinde, kardeşçe yaşayabilme koşullarının oluşmasına ihtiyaç var. Peki, barış istemeyenler ne yapıyorlar? Halklar savaşsın, biz de bu savaştan rant ve çıkar elde edelim düşüncesiyle hareket ediyorlar. Çünkü barıştan korkuyorlar.”
‘GEMLİK YÜRÜYÜŞÜ ÇIKIŞ NOKTAMIZ OLACAK’
TUAY-DER Eşbaşkanı, İmralı’daki tecridin yıllar içerisinde diğer cezaevlerine yayıldığına da işaret etti. Günay, onlarca ağır hasta tutsağın bulunduğu cezaevlerinin yaşanmayacak duruma geldiğini söyledi. Tüm toplumu farklı şekillerdi etkileyen tecridin artık son bulması gerektiğinin altını çizen Günay, “Barış, hak, hukuk ve özgürlüklerden yana bir ülke ve toplumda yaşamak istiyorsak, Gemlik Yürüyüşü’nün önemini de bu düzlemde anlamamız gerekiyor. Bu yürüyüş belki de çıkış noktamız olacaktır’ diyerek, herkesi 18 Kasım’da yapılacak yürüyüşe davet etti.