İSTANBUL / MERSİN- Mersin ve İstanbul'da Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişinin yıl dönümünde gerçekleştirilen anmada, “Soykırımı uygulayan zihniyet bugün bu iktidarı farklı uygulamalarla sürdürüyor” denildi.
Seyit Rıza ve arkadaşlarının Xarpêt'in Buğday Meydanı'nda 15 Kasım 1937 yılında idam edilişinin 86'ncı yılında Mersin’de anma gerçekleştirildi. Mersin Dersimliler Derneği’nin, Özgür Çocuk Parkı’nda yaptığı anma etkinliğine kentte bulunan çok sayıda Alevi kurum temsilcileri ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Seyit Rıza ve arkadaşlarının fotoğraflarının bulunduğu, “Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik” yazılı pankartının açıldığı anmada mumlar yakıldı. Anma bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
‘YAŞANANLAR SOYKIRIMDIR’
Açıklamayı Mersin Dersimliler Derneği Başkanı Nurşen Çığlık yaptı. Dersim toplumunun önderleri olan Seyit Rıza ve arkadaşlarını, 1935 yılında Meclis’te çıkarılan Tunceli Kanunu’nun tahakkümcü uygulamalarına karşı direndikleri için tutuklanıp daha sonra ise idam edildiğini ifade eden Çığlık, yine o dönem on binlerce insanın kurşunlandığını, sürgün edildiğini ve yakıldığını hatırlattı. O dönemde yaşamını yitiren mazlum insanların acılarını yüreklerinde yaşadıklarını belirten Çığlık, yaşananların soykırım olduğunu vurguladı.
HALEN DEVAM EDİYOR
Soykırımı uygulayan zihniyetin bugün bu iktidarı farklı uygulamalarla halen sürdürdüğüne dikkat çeken Çığlık, “Bugün ki iktidar o günlerde aldığı mirası, baraj ve HES’ler, madenler, köy boşaltmalar, inanç yerlerinin tahribatı devam etmektedir” dedi. Dersim halkının 86 yıldır, yaralarını sarmaya, inkara karşı direnmeye ve eşit yurttaşlık haklarını kazanmaya çalıştığını belirten Çığlık, bu hakların kazanılması için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.
Çığlık, konuşmasını Alevi halkının taleplerini, katliama dair devletin arşivleri açıklamasını ve de Dersim halkından özür dilemesi gerektiği yönünde çağrı yaparak sonlandırdı.
Açıklamanın ardından hayır lokması dağıtıldı.
İSTANBUL
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) ve Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM), Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilmesinin yıl dönümü dolayısıyla Kadıköy İskele Meydanı’nda anma düzenledi. "Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik" pankartı açılan eyleme Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu'nun yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Mumlar ve çırağı yakılan anma saygı duruşu ve oturma eylemiyle başladı.
Açıklamada konuşan HEDEP’li Konukçu, Seyit Rıza ve arkadaşlarının asılmasının yüzyıllık cumhuriyetin hikayesi olduğunu söyledi. Konukçu, “Cumhuriyetin yüzüncü yılında şaşalı hikayeler anlatıldı, birde gerçek hikayeleri anlatalım ki bundan sonra barış içinde kardeşlik içinde yaşamanın yollarını bulalım. Yüzyıllık cumhuriyet tarihi boyunca tek millet, devlet, tek dil, tek mezhep zihniyeti her zaman önde olmuştur. 86 yıl önce Seyit Rızaları katleden zihniyetle dün Roboski’de katleden zihniyet arasında hiçbir fark yoktur” dedi.
Konuşmanın ardından ortak basın açıklamasını DEDEF Örgütlenmesi’nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Bilir okudu.
'HALK ÖNDERSİZ BIRAKILMAK İSTENDİ'
Katliamın Dersimlilerin belleğinde tesellisi olmayan bir yara olduğunu belirten Bilir, "Dersim kimliğinin ve kültürünün temel taşıyıcısı konumundaki başta Seyit Rıza olmak üzere, halk önderlerimizi hileyle katledildikten sonra devlet, başsız ve çaresiz kalan Dersim halkına karşı eşine az rastlanılır bir sürgün, kırım, müsadere ve saldırganlıkla, tartışmasız bir soykırım uygulamıştır" dedi.
'İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENDİ'
Tekçi devlet iradesinin Dersim'in farklı kimliğini yok etmek için yerel önderliklerin imhasına yöneldiğini kaydeden Bilir, şöyle devam etti: "4 Mayıs hükümet kararıyla Dersim'de köy boşaltmaları ve sürgünler başlatılmış, direnenler yakılıp bombalanmış, çocuklar, bilhassa da kız çocukları ailelerden kopartılarak subay olmak üzere Türk ve Sünni ailelere kültürel kıyım için evlatlık verilmişlerdir. Mağaralara sığınan kadın ve çocukların zehirli gazlarla katledilmesinin yanı sıra, köylerinden toplanan masum insanlar ayırımsız kurşuna dizilmiş veya uçurumlardan atılmışlardır. Bu uygulamalarla insanlığa karşı suç işlendi.”
Anma, ağıtların yakılması ve lokma dağıtılmasıyla son buldu.