ANKARA - Meclis kürsüsüne “Diyarbakır sorunları” yazılı çuval ile gelen HEDEP Milletvekili Mehmet Kamaç, AKP yönetimindeki belediyedeki yolsuzluklara işaret ederek, "Mızrak çuvala sığmıyor" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Amed Milletvekili Mehmet Kamaç, kentin sorunlarına dair Meclis Genel Kurulu’nda söz aldı. Kamaç, üzerinde “Diyarbakır sorunları” yazılı çuval ile Meclis kürsüsüne geldi. “Diyarbakır'da kime bir dokunursanız bin ah işitirsiniz” diyen Kamaç, "Biz de bundan dolayı bu çuvalla Meclis kürsüsüne çıktık. Diyarbakır’ın en büyük sorunu kayyumlar sorunudur. 2016’dan bu yana Diyarbakır iradesiyle seçilmiş belediye başkanları görevlerini yapamıyor, kayyumlar meselesi Diyarbakır’ın en büyük sorunudur” dedi.
AKP YÖNETİMİNİN YOLSUZLUKLARI
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından atanan AKP'li Hüseyin Beyoğlu'nun yönetimindeki Rêzan (Bağlar) Belediyesi'ndeki yolsuzluklara değinen Kamaç, "Mızrak çuvala sığmadığı için göstermelik bazı operasyonlarla Belediye Başkan Yardımcısı tutuklandı. Belediye Başkanı yurt dışına çıkış yasağı uygulanarak serbest bırakıldı. Mızrak artık çuvala sığmadığı için bunları yaptıklarının farkındayız. Yargı kararına rağmen görevine iade edilmeyen belediye başkanları var. Bunların en büyük örneği Ergani Belediyesi'dir. Yargı kararı olmasına rağmen görevine iade edilmedi. Ergani'de hizmet noktasında hâlen bir otogarı yok. 150 bin nüfuslu bir ilçede arıtma tesisleri yok" diye kaydetti.
'BELEDİYE BİNASI EMNİYETE VERİLDİ'
Bismil ilçesindeki sorunlara dikkati çeken Kamaç, "DBP eş başkanları döneminde belediye hizmet binası için yapılan bina kayyum döneminde bitirildi ve emniyet müdürlüğüne tahsis edildi. Dicle kenarında bulunan Dicle Mahallesi’nde çay üzerindeki barajların kapakları açıldığında o köydeki insanlarımızın canları ve malları tehlike altına giriyor" diye kaydetti.
Uluşımda sorunların yaşandığını ve hafif raylı sisteme ihtiyaç duyulduğunu aktaran Kamaç, şöyle devam etti: "Karaz ilçesinde Ambar Barajı’nda kamulaştırmadan dolayı vatandaşlarımız ciddi mağduriyetler yaşıyor. Daha da önemlisi, tıpkı Hasankeyf’te uygulandığı gibi orada ‘Girê Filla’ denilen bölgenin -baraj suları tutulduğunda- baraj suları altında kalacağı gerçeğini burada dile getirmek gerekiyor. Diyarbakır'da sağlık sektörü ‘S.O.S’ veriyor. Sağlık altyapısı yok, yeteri kadar sağlık hizmeti yok. Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi 65 yaşında bir bina. Hükümet Diyarbakır’ın sağlık sorunlarına bugüne kadar eğilmedi. Depremde Diyarbakır'da 440 canımızı kaybettik. 5 bin 500 yıkılması gereken bina var. Bu binaların yıkımı usulüne uygun yapılmıyor.
Tarımsal sulama kanallarının bitirilmemesi çiftçilerimizi kuru tarıma zorluyor. Bu konuda çiftçilerimiz ciddi bir zarara uğruyor. Pamuk toplama zamanı çiftçi pamuğu tarlada bıraktı, çünkü girdi maliyetleri artık çiftçilerin çalışma düzenini bozmuş durumda. DEDAŞ'ın gerçekten topluma yaptığı bir zulüm var. ‘Kaçak elektrik’ adı altında ya da ağır faturalarla hem çiftçilerimizi hem vatandaşlarımızı Diyarbakır'da cezalandırıyor neredeyse. Diyarbakır 5 Nolu Cezaevinin insanlık müzesi olması yönünde Diyarbakırlıların talebi var. Tabii dediğim gibi; başta da söylediğim gibi, bu torbayla getirdik, ancak bunu sığdırabildik.”