İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a verilen "disiplin cezalarının" hukuk dışı olduğunu belirten ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı İshak Demirel, "Hukukçuların, İmralı’daki durum çözülmeden Türkiye’de bir çözüm ortamı oluşmayacağını anlaması gerekiyor" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 32 aydır haber alınamıyor. Asrın Hukuk Bürosu avukatları ve ailenin görüşme talebiyle yaptığı başvurular, ya yanıtsız bırakılıyor ya da “disiplin cezaları” gerekçe gösterilerek reddediliyor.
Avukatlar, en son 10 Ekim’de Abdullah Öcalan ile aynı cezaevinde tutulan Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’ın aile görüşlerinin sağlanması talebiyle Bursa İnfaz Hakimliği’ne başvurdu. Hakimlik, 13 Ekim’de başvuruya yanıt verdi. Abdullah Öcalan’a ve diğer tutuklulara verilen yeni bir disiplin cezası olduğunu belirtirken, cezanın ne zaman ve neden verildiğine dair bilgi paylaşmadı.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Eşbaşkanı İshak Demirel, mutlak tecridi ve disiplin cezalarını değerlendirdi.
‘KÜRT HALKININ GÖZÜ KULAĞI ORADA’
Abdullah Öcalan ile ilgili hukuki sürecin Türkiye’ye getirildiği 1999 yılından bu yana hukuk dışı ilerlediğini söyleyen Av. Demirel, özellikle 2015’ten sonraki süreçte tecridin derinleştirdiğini kaydetti. Demirel, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen kişilerin kanunlarında yer alan haklarına işaret ederek, “Bu haklardan olan aile ve avukat görüşleri hiçbir şekilde kısıtlanamaz, kısıtlanması suçtur. Buna rağmen yaklaşık 30-35 aydır hiçbir şekilde taleplere cevap verilmiyor. Bunlara disiplin cezaları gerekçe gösteriliyor” dedi.
İmralı’da hukukun işletilmediğini ifade eden Demirel, "Kürt halkının gözü kulağı orada. Oradan yaşanan her bir gelişme Kürtlerin önünü açacak bir durum olacaktır. Hükümet bu nedenle kasıtlı olarak hukuk dışı uygulamalarına devam ediyor. Kendi kanunu uygulamıyor ve uluslararası sözleşmelere aykırı bir şekilde talepleri yanıtsız bırakıyor” diye kaydetti.
‘CEZANIN GEREKÇESİ AÇIKLANMALI'
Görüşme engeline gerekçe yapılan cezaların ne şekilde verildiğinin bilinmediğine dikkati çeken Demirel, “Muhtemelen Sayın Öcalan’ın diğer tüm hakları kısıtlanıyor. Bu cezalar hukuka aykırı. Cezaların gerekçelerini dahi bilmiyoruz. Disiplin cezasının gerekçesi, ne şekilde verildiği ya da disiplin cezasının tarihi bize verilmeli ki ona itiraz edebilelim. Vekaleti olan avukatlara da bunlar verilmiyor. Disiplin cezalarının neyden verildiğini bilmediğimiz için yapılan başvurular bilinmezlik üzerinden yapılıyor” ifadelerini kullandı. Demirel, nasıl bir "disiplin cezası" verildiğinin açıklanması gerektiğini vurguladı.
‘BM VERDİĞİ KARARI DENETLEMİYOR’
Avrupa ülkelerinin de sessiz kalarak “suç ortağı" gibi davrandığını dile getiren Demirel, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) 20-29 Eylül tarihinde Türkiye’de yaptığı ziyaretleri hatırlattı. Demirel, “CPT normalde hükümet izin vermedikçe açıklama yapamaz. Ancak istisnai durumlarda açıklama yapma hakkı ve yetkisi var. Buradan daha istisnai bir durumun olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü yaklaşık 35 aydır aile ve avukatlarıyla görüştürülmeyen bir tutsak var. Telefon hakkı tanınmıyor. Aslında CPT’nin adadaki kanun dışı durumu gördükten sonra açıklama yapması gerekirdi" dedi.
Disiplin cezalarına karşı Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) devam eden bir sürecin olduğunu aktaran Demirel, "Ancak oradaki süreçler de çok ağır ilerliyor. Kanun ne yazık ki orada da işlemiyor” dedi. Birleşmiş Milletler’in (BM) 6 Eylül 2022’de Türkiye’ye ilettiği tedbir kararını da hatırlatan Demirel, BM’nin bu karara uymayan Türkiye’yi denetlemediğini kaydetti.
'TECRİT TÜM ÜLKEYİ ETKİLİYOR’
İmralı’da uygulanan tecridin ülkenin sosyal, ekonomik ve politik durumunu etkilediğini belirten Demirel, "Ekonomik koşulların, siyasi ortamın, savaş ortamının bütün nedeni İmralı’dan başlayan tecritten kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Yani oradaki tecrit durumu ve hukuksuzluk ortadan kalkmadan Türkiye’deki diğer hukuksuzlukların çözüme kavuşmayacağını düşünüyoruz. Çünkü orada başlayan hukuksuzluk bütün ülkeyi, cezaevlerini, toplumu etkiliyor” ifadelerini kullandı.
Demirel, tecridin kaldırılması için çeşitli girişimlerde bulunduklarını, ayrıca ÖHD Genel Merkezi’nin 15 günde bir “Tecrit Bülteni" yayımladığını söyledi. “Tecrit Bülteni” ile tecridi ülkenin gündemine sokmayı amaçladıklarını belirten Demirel, tecrit kalkmadan ülkeye huzur gelmeyeceğini vurguladı.
'GÖRÜŞMEDEN ÇÖZÜM OLMAZ'
Tecride karşı baroların tutumunu da eleştiren Demirel, iktidarın yıldırma, korku, savaş politikaları nedeniyle birçok hukukçunun tecride ilişkin açıklama yapma noktasında çekingen davrandığını ifade etti. Demirel, "Hukukçuların, İmralı’daki durum çözülmeden Türkiye’de bir çözüm ortamı oluşmayacağını, Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’deki sorunların çözülemeyeceğini anlaması gerekiyor. Sayın Abdullah Öcalan ile bir görüşme yapılmadan, oradaki durumu çözmeden Türkiye’de bir çözüme ulaşmak mümkün olmayacak" diye konuştu.
MA / Rukiye Adıgüzel