ANKARA- Saldırı yerine Türkiye’nin Kürtler ile Ortadoğu’da “demokratik birlik” oluşturması gerektiğinin altını çizen HEDEP’li Ömer Öcalan, “Kürt düşmanlığıyla Kürtleri bu dünyada ya da Kürdistan’da yok edemezsiniz. Bu iş savaş uçakları ile bombalamalarla çözülmez” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren “Uluslararası Sözleşmeler” dair söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Rîha Milletvekili Ömer Öcalan, Türkiye’nin “açık cezaevine” dönüştüğünü ifade etti. Öcalan, buna neden olarak ise hukuk sistemini gösterdi. Öcalan, Yargıtay’ın verdiği karar da işaret etti. Öcalan, “Zaten 90’lardan beri şimdiye kadar onlarca vekilin hakkı hukuku gasp edildi, bu yanlıştan da bir an önce dönülmesi gerekiyor” dedi.
‘İLK ÖNCE KENDİ MESELENİZİ ÇÖZÜN’
Türkiye’nin “dış politikasına” da dikkat çeken Öcalan, “Artık dünya savaşları topyekûn yaşanmıyor, dönem dönem, zaman zaman, bölge bölge yaşanıyor. Şu an Türkiye, İsrail ve Filistin arasında bir arabuluculuktan bahsediyor. Diğer taraftan, Türkiye’de de yaşanan devasa sorunlar vardır. Kabul etsek de etmesek de yüz yıldır birikmiş devasa toplumsal sorunlar vardır ve bu sorunların bir uzantısı olarak Suriye’de, Rojava’da, Irak’ta, Kürdistan bölgesel yönetiminde yaşanan sorunlar vardır. İran’da, Türkiye’de, Kürdistan’da yaşanan sorunlar vardır. Siz ne zaman barışsever oldunuz, siz ne zaman ara bulucu olmak istiyorsunuz, siz ne zaman insan haklarını savundunuz? Şimdi de çıkıp İsrail ve Filistin halkı arasında ara buluculuğa soyunuyorsunuz. Sorarlar size, önce gidin, kendi meselenizi çözün, kendi sorunlarınızı çözün” diye konuştu.
'TÜRKİYE SİVİL ALANLARI BOMBALIYOR'
Suriye’de yaşanan çatışmalara dikkat çeken Öcalan, “Dünyanın tüm teröristleri Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirildi. Bu mu uluslar arası ilişkiler? Bu mu uluslararası alanda barışı savunmak? İŞİD’in geçiş alanına döndü. Şu an Suriye’nin durumu nedir? Suriye 3’e bölündü, fiiliyatta şu an 3 bölgedir; bir, rejimin kontrolünde olan, Esad’ın kontrolünde olan bölge; diğer bölge, Türkiye’nin kontrol ettiği; diğer taraf da Kürtlerin yaşadığı, kendi topraklarını savunduğu bölgelerdir. Bakınız, bu ülkede, PYD’nin temsilcileri kırmızı halıyla karşılandı, ta ki 2014 yılına kadar; 2014 yılına kadar, Salih Müslüm, PYD’nin eş başkanı bu ülkeye geldi, ilgili devlet dairelerinde, bakanlıklarda görüşmeler yapıldı. Şu an ne oldu? Türkiye’nin politikalarına göre hareket etmeyen Kürtler, rejime karşı savaşmayan Kürtler, İŞİD’le ittifak yapmayan Kürtler; şu an bombalar yağıyor. Ha, nereye yağıyor bombalar? Hastanelere arkadaşlar, enerji merkezlerine, sivil alanlara; sivil insanlar yaşamını yitiriyor” diyerek, tepki gösterdi.
‘DEMOKRATİK BİRLİK’
Saldırı yerine Türkiye’nin Kürtler ile Orta Doğu’da “demokratik birlik” oluşturması gerektiğinin altını çizen Öcalan, “Bence bu saatten sonra Türkiye’nin Kürtlersiz büyüme ihtimali yoktur çünkü Kürtlerde de bir politik bilinç gelişti; Kürtler artık ana dillerinde ısrar ediyor, Kürtler artık kendi kendini yönetmek istiyor, Kürtler artık bir sistem inşa etmek istiyor ama 2016’dan şimdiye kadar hafif demokrasi kırıntıları olan bu ülkede seçme ve seçilme hakkını Kürtlerin elinden aldınız” diye belirtti.
‘İKİNCİ KURUCU OLURDU’
Öcalan, sözlerine şöyle devam etti: “Bakınız, bu sorunu Cumhurbaşkanı çözseydi bu ülkenin belki ikinci kurucusu olacaktı ama başaramadı, ama yapamadı ve 2015’ten şimdiye kadar Türkiye Cumhuriyeti uluslararası alanda kaç milim ileri gitmiş? Cumhurbaşkanının eline verilen bir Orta Doğu haritası, Rojava haritası, âdeta Şark Islahat Planı’nın güncel hâli ‘Biz, Kürtleri güney sınırından, Rojava sınırından 30 kilometre aşağısına süreceğiz.’ Yani insanlar politikayı okuyor, orada, Birleşmiş Milletler salonunda bunun bir tehcir olduğunu, Kürtler arasında bir blok örülme anlayışı olduğunu görmüyor mu? Bundan bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor, bu savaşın, bu çatışmanın bir sonunun olması gerekiyor.”
MİT SALDIRILARINA DİKKAT ÇEKTİ
MİT’in Federe Kurdistan Bölgesi’nde sivillere dönük yaptığı suikastlar de dikkat çeken Öcalan, “Orada da Millî İstihbarat Teşkilatı, MİT ne yapıyor? Sivillere suikast yapıyor arkadaşlar, bunu kendi internet sitelerinde zaten açıklıyorlar. Şimdi, bunlarla Türkiye büyür mü, Türkiye gelişir mi? Gelişmez. Ondan dolayı bir an önce bu yanlış politikalardan, bu eksik politikalardan vazgeçilmelidir. Öldürme politikasından vazgeçeceksin ki uluslararası alanda ‘Ben barışseverim.’ diyeceksiniz, ‘Ben çözüme varım, ben çözüm gücüyüm.’ diyeceksiniz. Siz, kendinizi görmelisiniz, aynaya bakmalısınız, Gazze’ye değil. Bir pencere, aynaya bakın, kendinizi göreceksiniz. Kürtler bombalamakla, öldürmekle ortadan kalkacak bir halk değildir. Bakınız, tarihsel ittifaklar yapılmıştır. Tarihsel ittifaklar vardır. Biz bu tarihsel ittifaklara çağrı yapıyoruz.
‘BİR GÜN KAPIYI ÇALARLAR’
Öcalan’ın sözleri, “terör” kavramı ile kesilmeye çalışıldı. Ancak sözlerini müdahaleye rağmen sürdüren Öcalan, şöyle tepki gösterdi: “Bir gün kapıyı çalarlar, 2016’dan önce bu sıralarda oturanların şu an bir kısmı Amerika’da, bir kısmı Avrupa’da ve bir kısmı da cezaevinde, sizin ortaklarınız yani ortaklarınız. Cemaatle yürüdüğünüzü herkes biliyor. Ben onun için diyorum bu ülkede terörist olmak bir sırat köprüsüdür. Bakınız, Yargıtay’ın verdiği kararlar, Anayasa Mahkemesinin durumu… Yarın bir gün size de bir örgüt oluşturabilirler, iktidardan düştüğünüz zaman ya da ortaklığınızın bittiği insanları da terörle itham edebilirsiniz. Ben tarihsel meselelerden bahsediyorum. Kürt meselesinin öldürmekle, savaşla, çatışmayla çözülemeyeceğinden bahsediyorum ama siz kendi tribünlerinize oynuyorsunuz. Bakın, temsil ettiğiniz siyasi kanal da bu ülkede çok çekti, sizin bu yapınız çok çekti, şu an bir kısım arkadaşlar da buradadır. Kürt düşmanlığını bırakın, Kürt düşmanlığıyla Kürtleri bu dünyada ya da Kürdistan’da yok edemezsiniz. Bu iş savaş uçakları ile bombalamalarla çözülmez.”