ANKARA- Türkiye’nin yeni yüzyılına “darbe” ile girdiğinin altını çizen HEDEP’li Serhat Eren, “Meclise, Meclis iradesine, Anayasa Mahkemesi’ne ve başta sizlere operasyon çekiyor biliyor musunuz?” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Amed Milletvekili Serhat Eren, partisinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararlarının uygulanmamasına karşın yaşanabilecek kaosun önlemesi için Meclis Başkanlığı’na sunduğu ve Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen “Genel Görüşme” talepli önergesine dair söz aldı.
‘YÜZYILA DARBE İLE GİRİLDİ’
Eren, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca sayısız askeri ve siyasi darbe yaşandığını ifade etti. Türkiye’nin yeni yüzyılında yeni bir darbe ile başladığını ifade eden Eren, “İstibdat rejiminizin ayakta kalması için yerel yönetimlerdeki kayyum pratiğini şimdi de yargıya taşıdınız. Yargıtay, AKP ve MHP iktidarı tarafından Anayasa Mahkemesine kayyum olarak atanmıştır. Bu mesele Can Atalay meselesini aşmıştır, bu mesele Sayın Demirtaş meselesi, bu mesele Kavala meselesi olmaktan çoktan çıkmıştır. Bu, topluma karşı savaş açma hâlidir; bu, anayasal düzeni ortadan kaldırma girişimidir. 2015 yılından beri fiilî bir OHAL rejimine dönüşen ve anayasasızlaşan Türkiye'de bugün yaşananlar yeni bir darbeye teşebbüstür” dedi.
‘İŞLEMLERE BAŞLA’ TALİMATI
Yargıtay’ın kararında Meclis’e, talimat verdiğini ve “işlemlere başla” dediğini belirten Eren, “Bu, Meclis iradesi üzerinde bir vesayet kurma girişimidir. Yargıdaki vesayeti kaldırma vaadiyle iktidara gelen AKP iktidarı bırakın vesayeti kaldırmayı, hiç olmadığı kadar yargıyı kendi vesayeti altına aldı. Kendi eski Bakanınız bugün ne dedi biliyor musunuz? ‘Vesayetçi güçlerin güdümündeki Kemalist militan yargıdan çektik, tam ‘Vesayetler kalktı.’ derken bu sefer kendi militan yargımızı oluşturduk.’ Bu bir itiraftır. Evet, yargıyı militanlaştırdınız. Yargı mensupları bugün kendi menfaatleri, güçlü suç örgütlerinin menfaatleri, iktidarın menfaatleri derken çokça gruplara ayrılmış ve çatışır vaziyette. Geçtiğimiz günlerde adliyelerdeki rüşvet çarkını anlatan mektubu unutmadık. Bu çatışma ve çürüme hâlinin yanı sıra; hukukun üstünlüğünün değil, grupların birbirine üstünlüğünün sonuçlarını yaşıyoruz. Çünkü kuvvetler ayrılığının işlemediği, hukuk devleti olmayan bir ülkede sadece kuvvetli olanın sözü geçiyor” diye konuştu.
‘SİZLERE OPERASYON ÇEKİYOR’
Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir dönem ortağınız olan ve yargıyı teslim ettiğiniz cemaat MİT Başkanınıza nasıl operasyon çektiyse bugün de yargıyı teslim ettiğiniz ortaklarınız Anayasa’ya, Meclise, Meclis iradesine, Anayasa Mahkemesine ve başta sizlere operasyon çekiyor biliyor musunuz? Bu darbe yarın bir gün Emniyetin de askeriyenin de Meclis kararlarını, mahkeme kararlarını, demokrasiyi ve hukuku tanımamasına yol açacaktır. Bu kaos, 60’lardan beri canlı ve dinamik olan askerî darbe mekaniğini yeniden harekete geçirmiştir. Bu darbe mekaniğinin en büyük mimarı, MHP lideri Devlet Bahçeli’dir. Bahçeli’nin ‘AYM kapatılsın!’ çağrıları, her konuşmasında AYM’ye ayar verme niteliğindeki açıklamaları, bugün hem Anayasa Mahkemesine hem de Meclis iradesine darbenin başlangıç noktasıdır.”
BAHÇELİ’NİN SÖZLERİNİ ANIMSATTI
Devlet Bahçeli’nin HDP’nin kapatılmasına dair sarf ettiği sözlere de işaret eden Eren, “ Bahçeli, ‘Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün şakşakçısı mıdır? HDP’nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesinin de kapanması artık ertelenmez bir hedef olmalıdır’ demedi mi? Alkışladınız veya sessiz kalarak onayladınız. Ne dedi 11 Mart 2023 tarihinde? ‘Mahkeme üyeleri vicdanlarının sesini değil ihanetin sözünü dinlemiş veya buna kulak vermişlerdir. Kahredici mevcut yapı bütünüyle tasfiye edilmelidir’ demedi mi? Bunu alkışladınız veya sessizce onayladınız” diye konuştu.
NE ŞEKİLDE YANIT VERİLMELİ?
Yargıtay’a ne şekilde yanıt verilmesi gerektiğini de söyleyen Eren, “Bu darbeye karşı verilecek en iyi yanıt daha fazla adalet, daha fazla özgürlüktür; bu darbeye karşı verilecek en iyi yanıt AİHM’in ve Anayasa Mahkemesinin özgürlükler lehine verdiği kararları derhâl uygulamaktır. Bu kararlar uygulanmadan ortada ne Anayasa ne de tarafsız bir yargı kalacaktır. Gelin, hep birlikte yargının bu siyasi darbelerine, hukuksuzluklara ve kurumsal çürümeye son verelim; gelin, hep birlikte hukuk sistemini, Anayasa’yı ve yasaları yeniden ele alıp bu ülkede adalet, demokrasi ve barışı tesis edelim; yargıda kuvvetler ayrılığını esas alan bir yargı reformu yapalım” diye çağrıda bulundu.