ANKARA- TJA Davası’nda konuşan Avukat Çiğdem Kozan, dosyada Irak’a giden herkesin Kandil’e gitmekle suçlandığını belirterek, “Müvekkilim Kandil’e gidiyor olsa legal yoldan gider mi?” diye sordu.
Ankara merkezli bir soruşturma kapsamında 2 Aralık 2022’de tutuklanan Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi/TJA) aktvistlerinin “örgüte üye olma” ve “örgüt kurma veya yönetme” iddiasıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması üçüncü gününde Ankara 25’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Verilen aranın ardından duruşma, Figen Aras müdafi avukat Çiğdem Kozan’ın beyanlarıyla devam etti.
‘AYNI TARİHLERDE BEYAN VERMELERİ İMKANSIZ’
Dosyanın mükerrer olduğunu söyleyen Kozan, Figen Aras’ın Yargıtay’daki dosyasının da kadın mücadelesine dayandığını belirtti. Kozan, “2017 öncesi müvekkilimin eylemleri zaten yargılanmış. Diyarbakır’da olan dosya burayla birleştirilmiş, müvekkilimin öğretmen olmasından dolayı tanıklar tarafından ‘emek hareketi’ üzerinden bir bilgi paylaşmış. Dosyamız bir tanık dosyası, dosya tanıkla başlıyor, savcı Ahmet Altun gizli tanık Ulaş’ı buluyor ve tanıkla birlikte Ankara’da bir bütün soruşturmalarda oluyor. Sizden önce mali dosya açtılar, yine orada bu tanıklar, HTS kayıtları vardı. Bu yargılama biçiminin bomboş olduğu diğer yargılamalarda ortaya çıktı. Gizli tanık Ulaş, 358 sayfadan ibaret ifadeleri var. Muhammed Zengin’in beyanları var dosyanın dışında bir tanık çünkü gizli tanık Ulaş’ın var olmadığını gösteriyor. 4 Mart 2020’de gizli tanık Ulaş’ın ifadeleri alınırken aynı tarihte Muhammed Zengin’inde aynı tarihte, aynı mahkeme tarafından ifadesi alınıyor, aynı katip, mahkeme ve TEM’in imzaları bulunuyor. Muhammed Zengin, ifadesinde, ‘sabah başladı, akşam bitti başka kimsenin ifadesi alınmadı’ diyor o gün gizli tanık Ulaş’ın ifadelerinin alınması imkansız. Muhammed Zengin bir günde 10 sayfalık teşhis yaparken, 18 sayfalık ifadeleri veriyor. Gizli tanık Ulaş aynı gün içerisinde 18 tane ifade veremez. Bu tanığın TEM tarafından oluşturulan bir tanık olduğu görülüyor” dedi.
‘IRAK’A GİDEN KANDİL’E GİTMEKLE SUÇLANIYOR’
Gizli tanık Ulaş’ın tüm ifadelerinin dosyaya kazandırılması gerekliliğini belirten Kozan, gizli tanık Ulaş’ın 2010-2016 tarihinde Figen Aras’ın KCK yapılanması altında “emek hareketinden” eğitim verdiği iddiasında bulunduğunu söyledi. Kozan, 2014 tarihinde ise Figen Aras’ın Kandil’e gittiği beyanları olduğunu kaydetti. Aras’ın yurt dışı çıkışının belgeleri olduğunu dile getiren Kozan, “Müvekkilimin 45 gün Kandil’de eğitim aldığını söylüyor ama kapıdan girip çıkış dahi 50 gün sürer, hemen Kandil’e ulaşılmasının mümkün olmadığını düşünüyoruz. Müvekkilimin, amcasının oğlu Irak’ta kalıyor onu ziyaret ediyor. Müvekkil Kandil’e gidiyor olsa legal yoldan gider mi? bu örgütün gizlilik derdi yok, rahatça kapıdan çıkıp Kandil’e gidip geliyorlar demek ki. Irak’a kim gitse Kandil’e gitmekle suçlanıyor. Tanık ifadelerinde, alanlarda genişlemeye başlıyor. Müvekkilin kendisi de söyledi, hiçbir zaman legal yollardan bu kadar uzun yurt dışında kalmıyor” diye belirtti.
Figen Aras’ın öğretmen olduğunu, sabah okula gittiğini akşam ise kadın derneğine gittiğini ama tanık ifadelerinde Aras’ın dört alanda çalıştığı iddialarının olduğunu dile getiren Kozan, gizli tanık Ulaş’ın “silah eğitimi” aldığı iddiasının nereye koyacaklarını bilmediğini dile getirdi. 55 yaşında olan bir kadının “silahlı eğitim” alma absürtlüğünün ortada aldığını kaydeden Kozan, “Müvekkille ilgili örgütsel konumlandırma da yapamıyor, kadro söylemiyor, kadro değilse nedir onunda somut bir beyanı yok. KCK, Türkiye yapısına bağlı KJA’da sorumlu düzeyinde gösteriliyor. Müvekkil, öğretmen değil, aile hayatı yok ama heryerde sorumlu düzeyinde gösteriliyor. Gizli tanık Ulaş tüm beyanlarında ‘Kandil alanına gitti’ diyor. Merdan Rüştüovalıoğlu ‘gördüm’ diyor. Gizli tanık Ulaş, müvekkilin Kandil’e gittiğini söylüyorsa, ‘kimle ne görüşmeler yaptığını’ nasıl bilmiyor. Ulaş, gördüm demiyor, gitti diyor. Gizli tanık Ulaş’ın beyanlarının ‘görgüye’ dayalı beyanları doğru değil” şeklinde konuştu.
8 YIL ARADAN SONRA İFADE VERDİ
Açık tanık Merdan Rüştüovalıoğlu’nun, Figen Aras’ı Metina ve Kandil’de gördüğü beyanlarında, kimlerle görüştüğüne dair beyanlarının olmadığına dikkat çeken Kozan, “Müvekkil o tarihlerde orada olsaydı, Merdan Rüştüovalıoğlu kiminle görüştüğünü de söylerdi. MerdanRüştüovalıoğlu’nu 22’nci Ağır’da dinledik, etkin pişmanlıktan yararlandığını ve dosyasının Yargıtay’da olduğunu bulunduğu yerden hayıflandığını söyledi. Merdan Rüştüovalıoğlu, 2014 tarihinde yakalanıyor, 2022 yılında ifade veriyor ve 8 yıl sonra verdiği ifadede tüm bunları nasıl hatırlıyor. Şırnak’ta ilk ifadesinde kimseyle ilgili teşhis yapmıyor aradan geçen 8 yıldan sonra bir anda aklına mı geliyor. Hayır, Kerem Gökalp ile aynı cezaevinde olduğundan ve onu gördüğü için bu ifadeleri vermeye başlıyor” sözlerini kullandı.
Figen Aras hakkında sadece, HTS kayıtları ve MASAK raporları dışında örgütsel herhangi bir delilin olmadığına vurgu yapan Kozan, iddia savcısının Figen Aras hakkında, “öğretmen kılıfı” iddialarına karşılık, “Müvekkil, kılıf adı altında 23 yıldır evli mi olur? Gidip okullarda ders mi anlatır?” diye sordu. Kadınların yargı tacizine maruz kaldığını belirten Kozan, Kürt ve kadın olmalarından dolayı, yargı tacizlerinin sürekli önlerine geldiğini ifade etti. Kozan, Figen Aras’ın savunmasında, “İddianamede ucube bir Figen Aras yaratıldı” söylemlerine karşı Figen Aras’ın kim olduğunu açıkladı. Kozan, beyanlarını tahliye ve beraat taleplerini sunarak sonlandırdı.
KES YAPIŞTIR DOSYA
Amine Demir Çoban’ın müdafi avukat Nevzat Çoban söz aldı. Dosyadan alınan kadınlar arasında herhangi bir bağın olmadığını ve dosyanın kişiselleştirildiğini dile getiren Çoban, dosyanın kes-yapıştır olduğunu belirtti. MASAK, raporlarına değinen Çoban, Amine Demir Çoban’ın mali müşavir olmasından dolayı, hesabında para giriş ve çıkışlarının mesleki faaliyetinden dolayı olduğunu dile getirdi. Merdan Rüştüovalıoğlu’nun tanık olma süreçlerini anlatan Çoban, müvekkiline atılı suçları reddederek tahliyesini talep etti.
‘DOSYADA EMARE YOK’
Ardından avukat Serdar Gültekin, bu türden soruşturmaların sürekli açıldığını, örgüt üyeliği ve yöneticiliğin soyut suçlar olduğunu söyleyen Gültekin, kadınların örgüt üyesi yada yöneticisi olduğuna dair tek bir emarenin olmadığını kaydetti. Mahkemenin, soruşturma savcısına, “Hangi eylem, kimi yönetmişler” şeklinde soruların ve somut delilerin önüne getirilmeden iddianameyi kabul etmeyeceğini belirtmesi gerektiğine dikkat çeken Gültekin, vekili olduğu Hatice Güngör hakkında herhangi bir somut delilin olmamasından dolayı tahliyesini talep etti.
Duruşma avukatların savunmalarıyla devam ediyor.