ANKARA- Yargıtay’ın Meclis’e “parmak” salladığını ifade eden HEDEP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’in buna yanıt vermesi gerektiğini belirtti.
Meclis Genel Kurulu’nda söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Yargıtay’ın aldığı karar ile yol açtığı çatlağa dikkat çekti.
TEHDİT EDİYOR
Yargıtay’ın AYM üyeleri hakkında suç duyurusunu, “açıkça yargı darbesi” olarak niteleyen Oluç, “Bu, aslında ‘Ben Anayasa’yı da tanımıyorum Anayasa Mahkemesini de tanımıyorum’ demektir açıkça. Yetki aşımı filan da değildir, çok açık bir yargı darbesinin adımıdır, bunu özellikle söylemek istiyorum. Yani diyor ki Yargıtay 3. Ceza Dairesi: ‘Ben suç duyurusunda bulunuyorum. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi üyelerini tehdit ediyorum.’ Tehdit ediyor açıkça yani Anayasa Mahkemesi üyelerini tehdit ediyor ve bunun bir darbeye teşebbüsten başka hiçbir şekilde izahı mümkün değildir” dedi.
‘KAPATIN GİTSİN’
Anayasa’nın 153’üncü maddesine değinen Oluç, “Çok açık ve net, açık ve net diyor ki: ‘Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.’ Yani ‘Birilerini bağlar, birilerini bağlamaz.’ demiyor. Siz Anayasa Mahkemesi kararlarını beğenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz ama uygulamamak diye bir şey olmaz ve ben dün burada onu söylüyordum. Yerel mahkeme, Anayasa Mahkemesi kararını tanımayacak; Yargıtay, Anayasa Mahkemesi kararını tanımayacak; yürütme, Anayasa Mahkemesi kararını tanımayacak. E, ne olacak? O zaman Anayasa Mahkemesini kapatın gitsin. Zaten işlevsiz bir hâle gelmiş, zaten siz onu işletmiyorsunuz, zaten siz Anayasa’nın üstünde bir Yargıtay ceza dairesi tahakkümü kuruyorsunuz” diye konuştu.
SEBEP KİM?
Durumu, “kara leke” olarak tanımlayan Oluç, “Siz derseniz ki, ‘Ben Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımıyorum’ Başka birileri derse ki iktidarın içinde ‘Anayasa Mahkemesi derhâl kapatılmalıdır.’ Başka birileri ‘Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamıyorum.’ dediği zaman, geriye bir şey kalmıyor. Yani bu durumu aslında iktidarın yarattığı bir ortam olarak görmek gerekiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları; Demirtaş, Kavala kararları uygulanmıyor ve bu iktidarın tutumu Türkiye’yi son derece zor bir duruma sürüklüyor, açıkça sürüklüyor. Peki iktidar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamamayı yaptığı zaman neyi çiğnemiş oluyor? Sadece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını değil, sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni değil; aynı zamanda Anayasa’nın 90’ıncı maddesini açıkça çiğniyor” ifadelerini kullandı.
‘MECLİS’E PARMAK SALLIYOR’
Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü: “E, iktidar Anayasa’nın 90’ıncı maddesini çiğnerse Yargıtay 3. Dairesi de ‘E, oluyor demek ki böyle şeyler.’ der, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunur ve açıkça bir yargı darbesine giriştiğini ortaya koyar. İşte, bu meseleyi çok açık ve net böyle konuşmamız gerekir. Aslında, bu, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya dönük bir adımdır, abarttığımı düşünmeyin; bu, bir kere, kabullenilirse böyle bir adım olur. Sadece Anayasa Mahkemesi üyelerine ve Anayasa Mahkemesine parmak sallamıyor bu Yargıtay 3. Dairesi; aynı zamanda Meclise parmak sallanıyor, Meclise parmak sallıyor. Ya, böyle bir şey olabilir mi?”
‘CEVAP VERMESİ GEREKİYOR’
Meclis’in Yargıtay’a cevap vermesi gerektiğini de belirten Oluç, “ ‘Siz yasamanın üstünde değilsiniz. Meclisin tamamı açısından söylüyorum, bütün gruplar açısından söylüyorum, net olarak tavır alınması gerekir. Buna susulursa, bu görmezden gelinirse, örtbas edilmeye çalışılırsa büyük bir hata olur; böyle başlar, yol olur. Bu yol olduktan sonra da artık darbenin önü kesilemez hâle gelmiş olur. O yüzden, bu konuda hem Meclisin, Genel Kurulun hem de Meclis Başkanlık Divanının net olarak karar alması gerekiyor. Son olarak ne yapılması gerekiyor, onu da söyleyeyim: Anayasa Mahkemesinin Can Atalay’la ilgili almış olduğu karar derhâl uygulanmalıdır, derhâl uygulanmalıdır. Aksi takdirde, Anayasa Mahkemesini işlemez hâle getirmiş olacaktır bu iktidar ve bu yargı darbesine önayak olmuş olacaktır” diye kaydetti.