ANKARA - TJA dosyasında Ankara TEM’in savcılık kararı olmadan kadınların HTS kayıtlarının verilmesi için BTK’ye başvuruda bulunduğu ortaya çıktı.
Ankara merkezli bir soruşturma kapsamında 2 Aralık 2022’de tutuklanan Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi/TJA) aktvistlerinin “örgüte üye olma” ve “örgüt kurma veya yönetme” iddiasıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması üçüncü gününde Ankara 25’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Üçüncü gününde tutuksuz yargılanan kadınlar duruşmaya katılmazken, Sincan Cezaevi’nde bulunan, Gülistan Dehşet, Bedia Akkaya, Figen Aras Kaplan, Hatice Güngör, Hülya Kınağu, Figen Ekti, Mekiye Ormancı, Amine Demir Çoban ve Zeynep Boğa duruşmada hazır edildi. Tutuklu Didar Çeşme ise sağlık sorunlarından dolayı duruşmaya katılmadı.
Duruşmayı, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Milletvekili Çiğdem Kılıçgün Uçar, HEDEP Kadın Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları ile çok sayıda avukat izledi.
Tutuklu kadınların yoğun “güvenlik önlemleri” altında duruşma salonuna getirilmesi dikkat çekti. Duruşma avukatların beyanları ile başladı.
'TEM GÖRÜŞMEYE ZORLADI'
Figen Ekti ve Mekiye Ormancı’nın avukatı Gulan Çağın Kaleli, dün heyetin Ankara TEM’e dair kurduğu ara karara ilişkin hukuksuzluğa dikkat çekti. Gulan, iddianame ve soruşturma başlangıcında herhangi bir hukuki değerlendirme olmadığını söyledi. Müvekkillerinin çoğunun Diyarbakır’da gözaltına alındığını dile getiren Gulan, “Çoğunun sağlık sorunları var beyanları Diyarbakır’da alınsın dedik, savcı beyanlarını göndersinler değerlendireceğiz dediler ama Ankara’ya getirildiler. Müvekkillerin, avukat kısıtlılığı olduğu süreçte, TEM eliyle görüşmeye zorlandığını hem kendilerinden hem de bizden dinlediniz. Uzun süre yol yapmaları, ihtiyaçlarının karşılanmaması, hücrelerde tutulma, mülakata zorlama bunlar suçtur. O gün Ankara Adliyesi’nden sabaha karşı çıktık. Böyle bir ortamda sağlıklı ifade vermek mümkün müdür? İlk başta talebimiz kabul edilseydi bunlar olmazdı” dedi.
'TEM TOPLADI, SAVCI İMZALADI'
Soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatıldığını, dosyaya yetkisizlik kararı verildiği için Diyarbakır’a gönderildiğini ancak Diyarbakır’ın da soruşturmayı Ankara’nın yürütmesi nedeniyle yeniden Ankara’ya gönderdiğini dile getiren Kaleli, “3 ay boyunca, Diyarbakır ben yetkiliyim demedi, Ankara demedi ve 3 ay boyunca tutuk incelemesi yapılmadı. 3 ay boyunca müvekkillerimizin tutukluluğuna ilişkin bir talepte bulunamadık. Dosyadaki delilere bakıldığında, müvekkillerin çoğunda eylem diye adlandırdığımız fillerin yoğunluğu Diyarbakır. Neden Ankara’da ısrar, çünkü CMK’ya yeni yetki getirildi. Lehe deliller toplanmamış, TEM herşeyi toparlamış, savcının önüne koymuş, savcı sadece imza atmış. Savcı, kolluğun topladığı delileri sadece iddianameye yapıştırmış. 328 sayfa boyunca KCK sözleşmesine atıf yapmış. Müvekkillerimizin KCK’ye bağlı olarak faaliyet yürüttüklerine dair bir iddia var, HTS kayıtları, MASAK raporları toplamış, gizli ve açık tanıkları almış ama keşke illiyet bağını da kursaymış. Soruşturmanın nasıl başlanıldığına baktık; parti tarihi anlatılmış, savcı kendi ifadesiyle kendisini de ikrar etmiş. Savcı, benim motivasyonum açık ve gizli tanık demiş. Bunun dışında hiçbir hukuki değerlendirme yok. Tanık beyanları yan delildir, esas deliler değildir” ifadelerini kullandı.
Müvekkili Mekiye Ormancı’nın ifadesi alınmadan, savcılık ifadesinde mükerrer dosyalarından söz ettiğini ama savcının tanık beyanlarını tutuklama gerekçesi yaptığını kaydeden Kaleli, “Dosyada iki yönlü tanık beyanları var. Kürt kadın hareketine yönelik veren beyanlarda, kadınların KJB’ye bağlı faaliyet yürüttüğünü söylüyorlar ama KJB 2005, KJA 2003 yılında kuruluyor. Kürt kadın hareketine yönelik dosyada 5 tanık var ama bu tanıkların hepsi erkek. İddia makamı, ‘kadın hareketinin tüm eylem ve faaliyetleri özgün ve özerk faaliyetler içerisinde’ demiş ama bir tane kadın tanık çıkaramamış” dedi.
Gizli tanık Ulaş’ın Mekiye Ormancı için, “Kandil”de olduğuna” dair beyanlarını da okuyan Kaleli, Mekiye Ormancı’nın Amed’te olduğuna dair HTS kayıtlarını sundu.
15 SAAT İÇİNDE 431 KİŞİ TEŞSİH ETMİŞ!
Gizli tanık Ulaş’ın 478 kişiyi teşhis ettiğine dikkat çeken Kaleli, gizli tanık Ulaş’ın herkes hakkında aynı beyanlarda bulunduğunu vurguladı. Tanık Sami Baran’ın KDP tarafından Türkiye’ye teslim edildiğini ve tutuklandıktan 10 gün sonra 1 günde 15 saat boyunca ifade verdiğini belirten Kaleli, Sami Baran’ın 431 kişiyi teşhis ettiğini belirtti.
'AYNI TARİHTE NASIL İKİ AYRI YERDE OLABİLİR?'
Sami Baran’ın bu doğrulta beyanlarının esas alınmaması gerektiğine vurgu yapan Kaleli, tanıkların verdiği bazı ifadelere dikkat çekti. Kaleli, gizli tanık Ulaş’ın Figen Ekti’yi 2015 tarihinde Xakurke’de gördüğünü ama tanık Gül Tanrıverdi’nin beyanlarında Figen Ekti’nin aynı tarihlerde Kandil’de gördüğüne dair söylemlerini hatırlattı. Kaleli, heyete, “Nasıl aynı tarihte iki yerde olabiliyor?” diye sordu.
MAHKEME KARARI OLMADAN HTS İSTENMİŞ
Kaleli, HTS ve baz istasyonlarının verilerine ulaşmak için Ankara TEM’in 51 kadın hakkında 2014-2021 tarihleri için 1 Mart 2021 tarihinde Bilgi Teknolojiler Başkanlığına, “örgütün eylemlerinin deşifre edilmesi için faydalı görmekteyiz” başvurusunda bulunduğunu, Ankara 7’nci sulh ceza hakimliğine gönderilen başvurunun, “yeterli belge yok” denilerek reddettiğini söyledi. Kaleli, buna rağmen Ankara TEM’in mahkeme kararı olmadan yeniden başvurduğunu, savcılığın 51 kadından 35 kadının dosyasını tefrik ettikten sonra 24 Mart 2021 tarihinde Bilgi Teknolojiler Başkanlığı’na yazı yazdığını kaydetti. Kaleli, savcılığın TEM’in başvurusundan 23 gün sonra Bilgi Teknolojiler Başkanlığı’na yazı yazdığını dile getirdi.
Kaleli, bir yıldır dosyada yeni bir delilin olmadığını, dosyada gizlilik kararında delilerin toplanıldığını, mahkemenin ise şimdiye kadar yeni bir delili dosyaya getirmediğini hatırlattı.
'HTS KAYITLARI NEYİ KANITLIYOR?'
Daha sonra Figen Ekti’nin avukatı Cahit Kırkazak’ın beyanlarına geçildi. Dosyanın cinsiyetçi, ırkçı ve ayrımcı üç temel başlık üzerinden hazırlandığını dile getiren Kırkazak, kadınların kimlerle görüştüğüne dair beyanların yada HTS kayıtlarının dosyalara konulmasına tepki göstererek, “Bunlar neyi kanıtlıyor?” diye sordu. Kırkazak, şüphe üzerinden yargılanma yapıldığına vurgu yaparak, “İddianameyi hazırlayan makama soruyoruz; ‘bunlar hangi şüpheyi ortadan kaldırıyor?’ bir belirsizlik üzerinden insanların hakları ihlal ediliyor. Hiçbirimizin güvenliği yok, HTS kayıtlarının dosyaya konulması gizli bir tuzaktır bunu görmeniz gerekiyor. Baz istasyon verilerinde şüpheli bir şey görülmemiş ki tek soru dahi sorulmadı” şeklinde konuştu. Kırkazak, tahliye ve beraat talebinde bulunarak beyanlarını sonlandırdı.
Hülya Kınağu’nun avukatı Sevda Çelik Özbingöl de dosyanın siyasi yönünün hukuki yönünden daha ağır olduğunu söyledi. Bu tür dosyalarda mahkemelerden çok siyasilerin daha fazla söz kurduğuna dikkat çeken Özbingöl, “Kolluk birimi yardımcı birimlerdir, adaleti tesis etme gibi görevleri yoktur. Mahkemenin öncelikle bunun görmesi gerekiyor. Ülkemizde Kürt sorunun politik süreci dava süreçlerinde en başta yer alır. Kürt kadınlarla ilgili sıralama yaptığımızda, hepimizi ilgilendiren yerde olduğunu görüyoruz. Bu dava hepimizin davasıdır, hepimiz adına yürütülen bir mücadele” dedi.
Özbingöl, gizli tanık Ulaş ve açık tanık olan Merdan Rüştüovalıoğlu’nun son dönemlerde Ankara’da yürütülen soruşturmalarda, hukuki bir senaryo ile karşılarına çıktığını kaydetti. Gizli tanık Ulaş ve açık tanık Merdan Rüştüovalıoğlu’nun beyanlarını sunduğu belgelerle düşüren Özbingöl, tahliye talebinde bulunarak beyanlarını sonlandırdı.
Avukatların beyanlarının ardından duruşmaya ara verildi.
YARGILANAN KADINLAR
Dava kapsamında 10’u tutuklu 22 kadın yargılanıyor. Tutuklu yargılanan kadınlar: Gülistan Dehşet, Didar Çeşme, Bedia Akkaya, Figen Aras Kaplan, Hatice Güngör, Hülya Kınağu, Figen Ekti, Mekiye Ormancı, Amine Demir Çoban ve Zeynep Boğa.
Kadınlardan Merve Tekin Demirel ve Sultan Esen ev hapsinde.
Tutuksuz yargılanan kadınlar: Tamcihan Çelebi, Besile Narin, Meral Şimşek, Zekiye Güler, Hülya Taşar, Yeliz Ayyıldız Kıyak, Dilan Akpolat, Aysel Ceylan, Hazal Aras ve Beritan Can Yaşa.