ANKARA - Yargıtay’ın kaosa yol açabileceği uyarısında bulunan HEDEP Meclis Grubu, Meclis’in iradesine ve hukuk üstünlüğüne sahip çıkması için toplanmasını istedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, Yargıtay’ın kararına nedeniyle Meclis Başkanlığı’na başvuruda bulunarak, Meclis Genel Kurulu’nun bu bağlamda toplanmasını talep etti.
AKP’nin yargıdaki vesayeti kaldırma şairi ile iktidara geldiğine dikkat çekilen başvuruda, “Yargıdaki askeri vesayeti kendi iktidarının vesayetine dönüştürmüştür. Daha evvel de pek çok kez dile getirdiğimiz yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına düşürülen gölge ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin sınır dışı edilmesi konusu Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuş olması ile kesinlik kazanmıştır” denildi.
‘HUKUK DEVLETİ İLKESİ ÇÖKTÜ’
Kuvvetler ayrılığının işlenmediği belirtilen başvuruda, “Demirtaş ve Kavala hakkında verilen AİHM kararlarının uygulanmaması meselesi, AYM’nin iktidar lehine olmayan her kararından sonra iktidar sözcülerinin ‘ayar verme’ niteliğindeki açıklamaları ve yine iktidar ortağının, ‘AYM kapatılsın’ şeklindeki çıkışları; Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne Anayasaya aykırı olması bir yana, kendinde AYM gibi yüksek yargı merciini hedef alma cüretini vermiştir. Açıktır ki; yargı erki dâhil olmak üzere hiç kimse ve hiçbir organ; Anayasa’da kendisine verilmemiş bir yetkiyi kullanamaz. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise Anayasayı yok sayan tavrı ile kendi meşruiyetini de yok saymıştır. Yargı merciinin kendi meşruiyetini dahi yok saymayı göze alacak denli iktidar politikalarına angaje durumu, hukuk devleti ilkesinin çöküşünü ispatlamaktadır” ifadelerine yer verildi.
KASTEDİLEN NE?
AYM üyeleri hakkında yapılan suç duyurusuna da işaret edilen başvuruda, “AYM Genel Kurulu kararı ile mümkündür ve yine yargılama yetkisi de Yüce Divan olarak Anayasa Mahkemesi’ndedir. Haliyle Yargıtay’ın olmayan yetki ile AYM’yi dava ediyor oluşu, illegal bir tepki olarak nitelendirilmelidir. Üstelik Yargıtay’ın suç duyurusu dilekçesinde yer alan AYM’nin ‘denetlenmemenin vermiş olduğu rahatlıkla’ kararlar aldığı yönündeki ifade, kastedilen denetim mekanizmasının bizatihi iktidar olduğunun kabulüdür. Bu doğrudan kabul halinin ise, devletin ana omurgalarının çökmüş olduğunun izahıdır. AYM, kanunların ve kararların anayasal uygunluğunu denetleyen yegane makamdır. AYM’nin denetlenmemesi vurgusu, AYM’nin iktidarın ‘istemediği’ yöndeki kararlarına karşı kurulmuş bir cümledir” ifadeleri kullanıldı.
‘ÇATIŞMACI SONUÇLAR DOĞURABİLİR’
Başvuruda, Yargıtay’ın AYM’den “Baş örtüsü” kararı nedeniyle rövanş almaya çalıştığı da ifade edildi. AKP’lilerin, “Yargı hiyerarşisinde en üst yetkili mahkeme Yargıtay’dır” sözlerine işaret edilen başvuruda, şu ifadelere yer verildi: “Yargı hiyerarşisinde en üst yetkili mahkeme Yargıtay değil; AYM’dir. Yargıtay açıkça Can Atalay’ın cezaevinde tutularak milletvekilliği verilmemesi yönündeki siyasi iradeye Anayasayı ihlal ederek, ortak olmuştur. Yargı mercilerinin birbiri içerisinde çatıştırılmalarına hazırlanan zeminin, ülkenin geleceği açısından son derece tehlikeli olduğu şüphesizdir. Bu durumun da toplumsal yaşamımızın her alanında negatif, yaralayıcı, çatışmacı sonuçlar doğuracağı kuşku götürmemektedir. Bu bahisle hiçbir ideolojik kaygıya yer vermeksizin ülkenin geleceği adına hukuk devleti ayarlarına geri dönmek ve kuvvetler ayrılığının kesin sınırlarını belirlemek, tarihsel bir sorumluluğun gereğidir.”
GENEL GÖRÜŞME TALEBİ
Başvuruda, bu durumlardan ötürü kaosun yaşanabileceğine dikkat çekilerek, “Yurttaşların maruz kalacağı ağır mağduriyetin vebali ortadadır. Bu nedenle derhal bir genel görüşme açılarak, konunun değerlendirilmesine ve Meclis’in kendi iradesine ve hukuk üstünlüğüne sahip çıkmasına ihtiyaç vardır” denildi.