HABER MERKEZİ - AB'nin yıllık raporunda Türkiye'nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi eksiklikler bulunduğu belirtilerek, "Türkiye’nin demokratikleşme alanında geriye gidişi sürüyor" denildi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi, AB ile tam üyelik müzakerelerini yürüten, aday ve aday olmak isteyen 10 ülkeyle ilgili genişleme raporlarının yayınlanması dolayısıyla Brüksel’de basın toplantısı düzenledi.
Türkiye’nin demokratikleşme alanında geriye gidişinin sürdüğü tespitinin yapıldığı raporda, özellikle başkanlık sistemindeki yapısal sorunların devam ettiği uyarısı yapıldı. Son seçimlere atıfta bulunulan raporda, medyada haberlerin “tek taraflı verilmesi ve adayların eşit şartlara sahip olmamasının” iktidara “haksız bir avantaj sağladığı” kaydedildi. Anayasaya göre yetkilerin Cumhurbaşkanlığı düzeyinde merkezileştirildiği, yürütme, yasama ve yargı arasında sağlıklı ve etkili bir kuvvetler ayrılığı sağlanamadığı eleştirisi yapılan raporda, etkin olmayan denge ve denetleme mekanizması yüzünden yürütme organının demokratik olarak yalnızca seçimler yoluyla hesap verebilir hale geldiği belirtildi.
‘YARGI BAĞIMSIZLIĞINDA CİDDİ GERİLEME’
İktidarın “terörle mücadele tedbirlerinin” orantılı olması gerektiği belirtilen rapordu, bunun hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler ilkelerine tam uyumlu biçimde yapılması gerektiği ifade edildi. Sivil toplum konularında da ciddi gerilemenin devam ettiği ifade edilen raporda, “Sivil toplum kuruluşları artan baskıyla ve faaliyet alanlarının daralmasıyla karşı karşıya kaldı; bu durum ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüklerinin kısıtlanmasına neden oldu” denildi. Yargının bağımsızlığı alanında ciddi gerilemenin devam etti ve son yıllardaki çok sayıda yargı reformu paketine rağmen yargı sistemindeki yapısal eksiklikler giderilmediği eleştirisi yapılan raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) bazı kararlarının uygulanmamaya devam edilmesinin endişe verici olduğu ifade edildi.
Euronews’te yer alan haberde raporda dile getirilen eleştiriler şu şekilde sıralandı:
"* Genel insan hakları durumu iyileşmedi. İfade özgürlüğü konusunda ciddi gerileme devam etti.
* Gazetecilerin, yazarların, avukatların, akademisyenlerin, insan hakları savunucularının ve eleştirel seslerin faaliyetlerine yönelik geniş kısıtlamalar, özgürlüklerini kullanmalarını olumsuz etkilemeye devam etti.
* Ulusal güvenlik ve terörle mücadeleye ilişkin ceza kanunlarının uygulanması AİHS'ye aykırı olmaya ve AİHM içtihadından sapmaya devam etti.
* Mayıs 2023 seçim kampanyası, ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalara tanık oldu.
* Hem özel hem de kamu medyası, kampanyaya ilişkin yayınlarda editöryal bağımsızlığı ve tarafsızlığı garanti etmedi, bu da seçmenlerin bilinçli bir seçim yapma olanağını azalttı.
* Mevzuatın ve uygulamanın Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na, Avrupa standartlarına ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uygun olmadığı toplantı ve örgütlenme özgürlüğü alanında ilerleme kaydedilmedi.
* Barışçıl gösterilere defalarca yasaklamalar, orantısız güç kullanımı ve müdahaleler yaşandı. Göstericiler soruşturmaya tabi tutuldu.
* Azınlıklara LGBTIQ bireylere karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, ayrımcılık ve nefret söylemi hala ciddi bir endişe kaynağı yaratıyor.”