ŞIRNEX- Tahir Güven cinayetinden yargılanan TJA aktivisti Dorşin Gök ile HDP Gençlik Meclisi üyesi Mehmet Miraç hakkında açılan davanın duruşması görüldü. Savunma yapan Dinç, dosyanın bir kumpas dosyası olduğunu söyleyerek, “Bu olay için fail lazımdı, bunu da bizim üstümüze attılar” dedi.
Şirnex’in Cizîr ilçesinde 12 Aralık 2021 AKP eski İlçe Başkanı Cihan Güven'in kardeşi Tahir Güven, uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Güven cinayetiyle ilgili açılan davada yargılanan Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi/TJA) aktivisti Dorşin (Sümeyye) Gök, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi üyesi M. Miraç Dinç ile 2 kişinin “Tasarlayarak öldürme” ve “Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak” iddialarıyla açılan davanın 8’inci duruşması Şırnak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Gök ve Dinç ile birlikte tutuklu yargılananlar mahkeme salonunda hazır bulunurken, duruşmaya HEDEP Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, HEDEP Şirnex ve ilçe örgütleri katıldı.
AYNI TANIK VE ÇELİŞKİLİ BEYANLARI
Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Ardından daha önce verdiği ifadelerle yüzlerce kişi hakkında soruşturma ve dava açılmasına neden olan tanık Ümit Akbıyık bulunduğu yerden SEGBİS ile bağlandı. Akbıyık, çelişkili beyanlarda bulunarak M. Miraç Dinç’in kentte örgüt adına faaliyetlerde bulunduğunu söyledi.
Akbıyık’ın beyanlarına karşılık mahkeme heyetinin ‘faaliyetlerde bulunduğunu gördün mü?’ sorusuna ise “bilmiyorum” diye cevap verdi.
‘KABUL ETMİYORUM’
Beyanlara karşılık savunma yapan M. Miraç Dinç, beyanların asılsız olduğunu söyleyerek, “Ben bu şahsı tanımıyorum. Benim diğer celsede söylediklerimin aynısını kendisi şahitlik etmiş gibi anlatıyor. Beyanları kabul etmiyorum. Benim bu faaliyetler de bulunduğumu görmediğini söylüyor ancak o faaliyetlerde bulunduğumu söylüyor. Bugün herkes herkesin hakkında bir şey söylüyor. Ben size, ‘Tahir Güven’i siz öldürdünüz’ desem bu sizin öldürdüğünüz anlamına mı geliyor? Bu beyanları kabul etmiyorum” dedi.
TANIKLAR DİNLENDİ
Ardından diğer tanıklar dinlendi. Tanıkların olayın yaşandığı gün Dinç’in evlerinde misafir olduğunu söyleyerek, sabah olayı haberlerde duyduklarını ifade etti.
‘BU OLAY BİR KOMPLO VE KUMPASTIR’
Tahir Güven olayı ile ilgili tekrar Dinç dinlendi. Dinç, kendilerine dönük bir komplo dosyası hazırlandığını belirterek, “Artık gerçek ve hakikatin ortaya çıkmasını istiyorum. Biz kurban olarak seçildik. Daha önce mobese ile HTS kayıtlarının dosyaya konulmasını istedik. Ancak bu talebimiz karşılanmadı. Ben teşhis bile edilemiyorum. Olay gününe dair olayın yaşandığı yolda, cadde veya sokağın mobese kayıtlarını istedik. Ama o bile getirilmedi. Niçin getirilmedi? Benim olmadığım apaçık ortadadır. Hakikatin üstü örtülüyor. Tahir Güven’den elde edilen merminin analizi dahi yapılmadı. Ben gençlik meclis üyesiyim o yüzden hedef gösterildim. Bu olayı yaptılar ve olay için fail lazımdı, bunu da bizim üstümüze attılar. Zaten Partim her seferinde illegalize ediliyor. Partimiz binasına giden herkes terörist olarak gösteriliyor. Gözaltına alındığımızda Süleyman Soylu’nun bizi nasıl hedef aldığını herkes gördü. Bugün Soylu’nun nasıl ilişkileri olduğu ortaya çıkıyor. Bu olay komplo ve kumpastır. Gözaltına alındığımda montum üstümden alındı. Kim benim montumla atış yapılmadığının garantisini verebilir? Gerçeği ortaya çıkartın. Beraatimi istiyorum” dedi.
Ardından Dinç’in avukatı Hakim Tanış savunma yaptı. İki yıldır herhangi bir somut delilin dosyada olmadığını söyleyen Tanış, dosyanın dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talebiyle bir kumpas dosyası olduğunu söyledi.
‘BU ÜLKEDE HERKES HER AN İFTİRAYA UĞRAYABİLİR’
Ardından tutuklu bulunan TJA aktivisti Dorşin (Sümeyye) Gök dinlendi. Gök, başkalarının talebi doğrultusunda kendilerine iftira atıldığını belirterek, kendisine yöneltilen suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Gök, “Bizim 8 celsedir yaptığımız savunmalar dikkate alınmadı. Biri öldürülüyor ve bu bizim üstümüze kalıyor. Bu da şu anlama geliyor bu ülke de herkes her an bir iftiraya uğrayabilir. Bir yılan sizi ısırdığında zehrinden kurtulursunuz bir şekilde tedavi edilirsiniz ve zehir arındırılır ama birinin iftirasına uğradığınızda ondan kurtulmanız zordur. Her duruşmada aynı şeyleri söylemekten yorulduk. Ben demokrasi mücadelesi yürüten bir bireyim. Bu mücadelemi cezaevinde sürdürüyorum. Ama ne yazık ki bizler şimdi yapmadığımız bir suçtan yargılanıyoruz. Bize yapılan masum insanlar tarafından, temiz insanlar tarafından yapılmadı. Bu kötülüğü kötü olanlar yaptı. Bu kötülük vuku bulunmuş durumda. Dosyanın siyasetle ilgisi var. Çünkü siyasetle yürütülüyor” diye konuştu.
‘KİMLİK MÜCADELESİ VERDİĞİM İÇİN TERÖRİST Mİ OLUYORUM?’
Dosyanın kurgu bir dosya olduğunu söyleyen Gök, “Daha hiç bir delil yok iken A Haber ve Yeni Akit gibi gazete ve ajanslar hükmü verdi bile. Biz şimdi bunun asaletin neresine bırakalım? Bugün kötü olan herşey demokrasi adına yapılıyor. Mobese kayıtları incelenmedi, HTS kayıtları incelenmedi. Ben bu mahkemede haksızlığa uğradım. Ben yapmadığım bir şeyin cezasını çekmeyeceğim. Kurgulanmış bir senaryodur. Ben şimdi hangi delillere dayanarak savunma yapayım? Dosya da delil mi var? Ben bu kurguyu aklıma hakaret olarak görürüm. ATK’ye gönderilen ses kaydında ATK bunu çürütüyor. Bırakılmam lazımdı. Benim yaptığım çalışmalar ilegalize ediliyor. Ben bir dil mücadelesi, kimlik mücadelesi veriyorum. Ben bu kimlik mücadelesini verdiğim için terörist mi oluyorum? Birilerinin algısı üzerine tutukluyum. Birileri bu kötülüğü yaptı ve bu kötülük sürüyor. Benden de başımın kılıcın altına bırakmam isteniyor ama ben başımı o kılıcın altına bırakmayacağım” dedi.
Gök’ün avukatı Haşim Toğurlu da dosyanın masumiyet karinesine ilk günden müdahale edildiğini söyleyerek, dosyada herhangi somut bir delilin bulunmadığı için tahliye edilmesini talep etti.
Ardından aynı dosyadan tutuklu bulunan Emin Kalkan da savunma yaptı. Kalkan da suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, tahliyesini talep etti.
Yapılan savunmalar ardından mütalaa veren mahkeme heyeti, tutuklu yargılananların tutukluluk halinin devamını istedi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Verilen ara ardından mahkeme heyeti Gök ile Dinç’in mobese ile HTS kayıtlarının dosyaya eklenmesini reddederek, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 5 Ocak’a ertelendi.