ANKARA - TJA davasında tutuksuz yargılanan Beritan Can Yaş’ın “176 kez görüştüğü” iddia edilen kişinin ölü olduğu, Hülya Taşar'ın ise Kandil'e gittiği belirtilen tarihte cezaevinde olduğu ortaya çıktı.
Ankara merkezli bir soruşturma kapsamında 2 Aralık 2022’de tutuklanan Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi/TJA) aktvistlerinin “örgüte üye olma” ve “örgüt kurma veya yönetme” iddiasıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması ikinci gününde Ankara 25’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde savunmalarla devam ediyor.
Verilen aranın ardından duruşmaya başlanılmadan önce tutuklu Ekti, sağlık sorunundan dolayı baygınlık geçirdi. Dışarıdan tuzlu ayran getirilmesinin jandarma ekipleri tarafından kabul edilmemesine avukatlar tepki gösterdi. Heyetin duruşma salonuna gelmesiyle beraber Figen Ekti’ye ayran verildi.
Yaşanılan kısa gerginliğin ardından duruşma, tutuksuz yargılanan ve Diyarbakır’dan SEGBİS üzerinden bağlanan kadınların savunmalarıyla devam etti. Besile Narin, gizli tanık Ulaş’ın beyanlarının reddettiğini, Ulaş’ın eşi hakkında Hani’de belediye başkanlığı’nı yaptığını ama eşinin Hani’de hiçbir zaman belediye başkanlığı yapmadığını belirterek, hakkındaki iddiaları reddetti.
Hatice Yaman, Siirt’te bir davasının yıllardır sürdüğünü, Siirt’teki dosyanın bu davayla birleştirilmesi gerektiğini, dosyanın aynı içeriklere sahip olduğunu belirtti.
BAL İSTEMEK SUÇ OLDU
Ardından ev hapsinde olan ve duruşmaya Amed’ten SEGBİS ile bağlanan Sultan Esen’in savunmasına geçildi. Gizli tanık Ulaş’ın beyanlarını reddeden Esen, gizli tanık Ulaş’ın iftira attığını kaydetti. Esen, illegal bir şekilde yurt dışına giriş ve çıkışların olmadığını belirtti.
Babasından kalan, arsa olduğunu onu satarak üzerine kredi çekerek kendisine bir ev aldığını söyleyen Esen, savunmasına şöyle devam etti: “Benim hiçbir şeyim yokmuş gibi beyanlarda bulunmuş. Banka hesabım var, abim yurt dışında ve her ay düzenli bana para gönderiyor. Emlakçıya ev için para gönderdim onu bile suç olarak göstermişler. Van’da bal istemişim 200 TL bal parası göndermişim, o bile suç. Ben Diyarbakır’da oturuyorum, evimin yanında DBP partisi var, baya merkezi bir yerdeyim, elbette sinyaller olacak. Yoğun bir tedavi süreci geçiriyorum, bir yıldır ev hapsindeyim ayağımda kelepçe ile duruşmaya gelmeme bile, ‘nereye gidiyorsun, dilekçe getir bize, o zaman duruşmaya gidesin’ diyorlar. Bu nasıl bir adalet.”
Esen, kemoterapi aldığını ve ev hapsinin kendisini zorlandığını dile getirerek, ev hapsinin kaldırılmasını talep etti.
Sultan Esen’in ardından Diyarbakır’dan SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Zekiye Güler’e geçildi. Katıldığı kadın eylemlerinden kaynaklı gözaltına alındığını ve buna ilişkin de ifadesini verdiğini dile getiren Güler, gizli tanık Ulaş’ın beyanlarını kabul etmediğini söyledi.
Tedavi olduğunu, imza attığı yerle tedavi gördüğü yerin birbirinden uzak olduğunu belirten Güler, adli kontrol taleplerinin kaldırılmasını talep etti.
PARASININ OLMAMASI SUÇ
Ardından duruşmada hazır bulunan ve tutuksuz yargılanan Beritan Can Yaş’ın savunmasına geçildi. 2005 tarihinde İstanbul’a taşındığını ve kadın derneklerinde çalışmaya başladığını, Kürt kimliğinden dolayı, kendisini en iyi ifade edebileceğini düşündüğü, kadın kotasından dolayı BDP’de çalışmaya başladığına dikkat çeken Yaş, şunları söyledi: “Ağrı, Kars ve Bitlis’te bir dönem çalıştım, burada bulunmamın sebebi kadına yönelik şiddete ilişkin çalışmalarımdır. 2011 yılında tutuklandım ve çalışmalarıma ara verdim. Cezaevi sürecinde siyasete kendimi iyi ifade edemediğimi sanata ifade edebileceğimi düşünerek siyasi faaliyetlerimi bitirdim. 2013 tarihinde cezaevinde çıktım, birçok yerde çalıştım. 3 hukuk bürosunda sekreterlik yaptım bunlarda suç gibi iddianameye konulmuş. Doğubayazıt’ta hakkımda açılan bir dava var, 11 yıldır devam ediyor. Yurt dışı yasağım yok ve bu ülkeden gitmeyi düşünmüyorum. Ekonomik koşullardan dolayı İstanbul’dan Diyarbakır’a taşındım, o sırada Mersin üniversitesini kazandım ama Diyarbakır’da yaşamamdan dolayı kaydımı Batman üniversitesine aldım. Böyle bir yaşamım var. MASAK raporlarında, hesabıma hiç para girmemesi suçlama konusu. Para girse suç, girmese suç, düzenli bir işte çalışmadığım için hesabıma düzenli bir para akışı olmadı, ama bunu da gizli olarak yapıyor denilmiş."
ÖLMÜŞ KİŞİYLE 176 KEZ GÖRÜŞMÜŞ
Dosyaya kendisi hakkında, 2013-2014 tarihi arasında 176 kez biriyle sürekli konuştuğuna dair HTS kayıtlarının konulduğunu ama konuştuğu iddia edilen kişinin ise 2012 tarihinde yaşamını yitirdiğini öğrendiğini söyleyen Yaş, konuştuğu iddia edilen kişiyi tanımadığını söyledi. Yaş, “Aslında bu örnek, bu dosyanın nasıl bir dosya olduğunu apaçık gösteriyor” dedi.
Yaptığı çalışmaların legal çalışmalar olduğunu dile getiren Yaş, beraatini talep etti.
TANIĞIN BEYANLARINI ÇÜRÜTTÜ
BDP sürecinde kadın meclisinde yer aldığını dile getiren Hülya Taşar da gizli tanık Ulaş’ı tanımadığını ifade etti. Gizli tanık Ulaş’ın söylediği “2015 tarihinde Kandil’deydi” beyanlarına karşılık, 2015 tarihinde cezaevinde olduğunu söyleyerek, tanığın beyanlarını çürüttü. Taşar, savunmasına şöyle devam etti: “Kadına yönelik taciz, tecavüze karşı mücadele ettim. Bu çalışmaların hepsi basın önünde yapılan çalışmalardı. Baz verilerinde 247 kere Ankara’da baz verildi söyleniliyor. Ankara’ya yıllar önce ilk gelişim vardı ve ikinci gelişim ise gözaltına alındığım sırasında oldu. Nasıl olurda, Ankara’dan bu kadar baz var denilebiliyor anlamadım.”
'OKUMA YAZMA BİLMİYORUM AMA EĞİTİM VERİYORUM!'
Ardından tutuksuz yargılanan ve duruşmada hazır bulunan Tamcihan Çelebi, gizli tanık Ulaş’ın beyanlarını kabul etmediğini belirterek, şöyle konuştu: “Bu gizli tanık Ulaş nasıl bir Ulaş’mış ki herkese ulaşmış. Bir siyasi partiyle bir üyeliğim yok, çalışmalarında dahi yer almadım. Tanığa göre ben güya örgütün kadrosuymuşum da, Xakurke’de görmüş beni ya ben sadece çocuklarım için HDP’ye gittim, onun dışında hiçbir yere gittiğim yok. Tanık, Merdan Rüştüovalıoğlu Diyarbakır’da eğitim verdi demiş, benim okuma yazmam bile yok, nasıl eğitim verebilirim. HDP’ye selam verdik diye terörist ve yönetici mi olduk?"
Tutuklu ve tutuksuz kadınların savunmaların ardından avukat beyanlarına geçildi.