COLEMÊRG - Umut Kitapevi'ne dönük bombalı saldırının üzerinden 18 yıl geçti. Suçüstü yakalanan "iyi çocuklar" beraat ederken, bombalanan kitabevinin sahibi Seferi Yılmaz’a ise iki davadan 9 yıl 1 ay ceza verildi.
Colemêrg’in Şemzînan (Şemdinli) ilçesinde bulunan Umut Kitapevi’ne dönük 9 Kasım 2005 tarihinde gerçekleştirilen bombalı saldırının üzerinden 18 yıl geçti. Halkın faillerini suçüstü yakaladığı olaya dair açılan dava cezasızlıkla sonuçlandı. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın "iyi çocuklar" dediği sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş, 20 Aralık 2021 tarihinde görülen duruşmada beraat etti. 3 isim hakkında verilen beraat kararını Yargıtay da onadı. Sanıklar beraat ederken, kitabevi sahibi Seferi Yılmaz tutuklandı ve yargılandı. Yılmaz, kitabevinin bombalanması ile ilgili davadan 1 yıl, belediye başkanlığı döneminde hakkında açılan davadan 22 ay cezaevinde kaldı. Hakkında açılan “örgüt üyeliği” davasından 7.5 yıl, “örgüt propagandası yapmak” suçlamasından ise 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı.
YILMAZ: SANIKLAR ÖDÜLLENDİRİLDİ
Bombalı saldırıyla hedef alınan kitabevinin sahibi Seferi Yılmaz, yargı süreci ve olayın faillerinin cezalandırılmamasını değerlendirdi. Kürtlere karşı bir "cezasızlık" politikasının devrede olduğunu belirten Yılmaz, "Türkiye'de yargı her seferinde egemen ve üstün olan kişiler için kararlar veriyor. Tüm deliller ve sanıkların suçüstü yakalanmalarına rağmen halen 'inandırıcı ve yeterli delil' olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesine dair söylenecek laf yok. Sanık sadece benim tarafımdan değil, Şemdinli halkı ve esnafları tarafından suçüstü yakalandı. Sanıkların araçlarında, belli kesimlerin isimleri, benim hakkımda belgeler, ev ve işyerinin krokisi, cami ve okulların krokisi, nerelere bomba konulacağına dair istihbari belgeler vardı. Tüm belge ve delillere rağmen müebbetle yargılanması gereken sanıklar, 39 yıl gibi bir ceza ile yargılanıp beraat kararıyla ödüllendirildi. Mesele Kürtler olunca ne yazık ki böylesi bir cezasızlık politikası uygulanıyor" dedi.
'CEZA ALMAYACAKLARINI BİLİYORLAR'
"Derin devlet" ve "JİTEM" gibi yapılarla çalışan kişilerin devlet adına yaptıkları eylemlerde, suçüstü yakalanmaları halinde cezalandırılmayacaklarını bildiklerini ifade eden Yılmaz, 1990'lı yıllarda birçok kişiyi katleden kişilerin ceza almamasının da bu duruma örnek olduğunu kaydetti. Yılmaz, "Mehmet Ağar'ın binlere varan infazı var. Mehmet Ağar bu cinayetleri sistem adına işledi. Sistemin Mehmet Ağar gibi çeteleri yargılaması mümkün değil. Mehmet Ağar'ın kendisi, 'bu binadan bir tuğla çekerseniz bina yıkılır' itirafında bulundu. Bu insanlar suçüstü yakalansa bile ya serbest bırakılacak ya da cezasızlık politikalarıyla bir şekilde aklanacak" ifadelerini kullandı.
'CEZASIZLIĞA KARŞI DİRENİŞ DE VAR'
Kentte belediye başkanlığı yaptığı dönemde gözaltına alınıp tutuklandığını anımsatan Yılmaz, şunları söyledi: "Biz Kürt'üz, muhalifiz. Bu yüzden ortada bir suç olmazsa bile bizi cezalandıracaklar. Ama yargılanan iktidar yanlısı veya bir kolluk görevlisi olduğunda herhangi bir cezai işlem uygulanmıyor. Hukukun geldiği son nokta budur. Yargı bağımsız değildir, iktidarın oyuncağı haline dönmüş durumdadır. İktidar nasıl talimat verirse yargı öyle cezalandırıyor. Tüm bu cezasızlık politikasına karşı bir mücadele de var. Kürt halkının ulusal ve sınıfsal bir mücadelesi var. Bu nedenle iktidar içeride veya dışarıda kendine muhalif gören her Kürdü cezalandırıyor."
DAVA SÜRECİNE DAİR
Colemêrg'in Şemzînan (Şemdinli) ilçesinde 9 Kasım 2005 tarihinde Umut Kitabevi’ne bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda 1 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi de yaralandı. Saldırıyı gerçekleştiren astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş, kaçarken çevredeki halk tarafından yakalandı. Üzerlerinde askeri kimlik çıktı. Faillere ait otomobilde, belgeler arasında 105 kişinin adının yazılı olduğu 3 liste ile içinde krokiler, haritalar, kimlik kartları ve izin kâğıtları olan 300 sayfalık 4 klasör bulundu. Kapatılan Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) 18 delege aday adayının fotoğraflarının bulunduğu bir başka belge de ortaya çıktı.
Wan'da saldırıya dair 22 Kasım 2005'te soruşturma başlatıldı. Ali Kaya, Özcan İldeniz ve itirafçı Veysel Ateş, 28 Kasım'da tutuklandı. Astsubaylar Kaya ile İldeniz, askeri cezaevine konuldu. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Haziran 2006'da Kaya ve İldeniz hakkında "insan öldürmek, çete kurmak ve insan öldürmeye teşebbüs etmek" suçundan 39 yıl 10 ay 27'şer gün hapis cezası verdi.
Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, sanık avukatlarının itirazı üzerine 16 Mayıs 2007'de kararı usul ve görev yönünden bozdu. Yeniden görülmeye başlanan davanın 14 Eylül 2007'de görülen duruşmasında mahkeme, “görevsizlik” kararı verdi. Dosya Van Askeri Mahkemesi'ne gönderdi. 14 Aralık 2007 tarihindeki ilk duruşmada sanıkların tahliyesine karar verildi. Askeri mahkeme, 22 Ocak 2010 tarihinde dava dosyasını Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderme kararı aldı.
Müdahil avukatlarının itirazı üzerine dosyanın gönderildiği Uyuşmazlık Mahkemesi, Anayasa’nın bazı maddelerinde yapılan değişikliği göz önünde bulundurarak, 2 Mayıs 2011’de dava dosyasını yeniden Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Sanıklar, 9 Haziran 2011'de yeniden tutuklandı. 10 Ocak 2012'de görülen duruşmada, sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş'e “insan öldürmek”, “örgüt kurmak” ve “insan öldürmeye teşebbüs etmek” suçlarından 39 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezası verildi.
Sanıkların avukatları, 15 Temmuz 2016 tarihli askeri kalkışma sonrası dönemin Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın davaya dönük itiraflarının ardından yargılamanın yenilenmesi amacıyla Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. 11 Ekim 2017’de yeniden yargılama talebini kabul eden mahkeme, sanıkların tahliyesine karar verdi.
Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen son duruşmada, "örgüt kurmak" suçundan 3 sanığa da beraat kararı verildi. Ayrıca "insan öldürmek ve yaralamak" suçundan yargılamanın devam etmesine karar verildi. 3 sanık ayrıca tahliye edildi.
Devam eden yargılamada söz konusu maddeden de sanıklar hakkında beraat kararı verildi. Yargıtay, suçüstü yakalanmalarına rağmen sanıkların beraat kararını onadı. Karara, "kesin, somut ve inandırıcı delil bulunmadığı" iddiası gerekçe yapıldı.
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın "tanıyorum, iyi çocuklardır" dediği astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in ceza alması için ayrıca Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuru yapıldı. Yılmaz'ın avukatlarının yaptığı başvuruya dair henüz bir gelişme yaşanmadı.
MA / Mazlum Engindeniz