ANKARA - Kobanê Davası kapsamında tutuklu yargılanan Dilek Yağlı’nın avukatı Hakan Bozyurt, davanın tarafları arasında Adalet Bakanlığı’nın da olduğunu belirterek, “Aslında baktığımızda siz de dolaylı olarak davanın tarafı oluyorsunuz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle yargılandığı Kobanê Davası’nın 40’ıncı duruşmasının ikinci oturumu, verilen aranın ardından Sincan Kapalı Cezaevi’nde bulunan duruşma salonunda devam etti. Duruşmada tutuklu siyasetçi Dilek Yağlı’nın avukatları Özgür Yaldız ve Hakan Bozyurt savunma yaptı.
‘ÇELİŞKİLERLE DOLU BİR MÜTALAA’
Verilen aranın ardından savunmalarını sürdüren Özgür Yaldız, müvekkilinin mütalaa kapsamında 302 ve 214’ten yargılandığını söyledi. Yaldız, Yargıtay’ın varsayımlar ile sonuca varılmayacağını ve bu yönlü çok sayıda kararının olduğunu da söyleyerek, müvekkilin örgüt üyesi olduğuna tek bir kanıtın olmadığını belirtti. Yaldız, bir örgütün düşünceleri ile bir yurttaşın görüşlerinin paralel olmasının kişiyi kriminalize edemeyeceğine dikkat çekerek, “Mütalaayı okumuşsunuz. Siz mütalaanın hiçbir yerinde müvekkil ile örgüt arasında bir organik bağ tartışması gördünüz mü? Çok fazla uzatmayacağım; çelişkilerle dolu, kendini tekrar eden mütalaaya karşı müvekkilin tüm suçlamalardan beraat edilmesini istiyoruz. Müvekkilin öncelikle tahliyesine daha sonra tüm suçlardan beraat edilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
‘DEVLETİN ACİZLİĞİNİN İTİRAFI’
Avukat Hakan Bozyurt ise, dosyadaki tanığın HDP MYK’sına örgütten birilerinin katıldığı yönündeki ifadelerine ilişkin “Şimdi Ankara’nın göbeğinde Türkiye’nin ikinci muhalefet partisinin toplantılarına bir üyenin katıldığı söyleniyor. Tanık dışında başkaca bir delil yok. Yıllar sonra ortaya çıkan ceza tehdidi altında olan birilerinin, çelişkili ifadelerle toplantıya örgüt üyelerinin girdiği söyleniyor. Bakın bu ifadenin açıklaması şu; ’Biz devlet olarak aciziz, ancak tanıklıklarla bir şeyleri öğreniriz’ anlamına geliyor. Bu kadar Ankara’nın merkezinde, kolluğun gözetiminde olan bir yerde hiçbir delil yok ama tanıkların çelişkili beyanları ile var demek tehlikeli bir ifadedir” diye konuştu.
‘DOLAYLI OLARAK SİZ DE TARAFSINIZ’
Bozyurt, dosyanın taraflarına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Şimdi bir savcı talimatı ile kolluk işlem yapar, dosya hazırlar. Bu doğru. Ama bu dosyanın tarafı var. İçişleri Bakanı bu dosyanın tarafı, Adalet Bakanı bu dosyanın tarafı, Emniyet Genel Müdürlüğü bu dosyanın tarafı, Jandarma Genel Komutanlığı bu dosyanın tarafı, MİT bu dosyanın tarafı. Şimdi dosyanın tarafları olan kurumlar ile delil toplanıyor. Aslında baktığımızda siz de dolaylı olarak dosyanın tarafı oluyorsunuz.”
‘SİZ DE ARTIK DİNLEYEMECEK NOKTAYA GELDİNİZ’
Bozyurt, 3 yıla yakın süredir duruşmaların görüldüğünü hatırlatarak, “Bu duruşmaların, sürekliliği, bizim dosyayı takip etmemizi imkansızlaştırıyor. Çünkü dosyaya yeni evraklar ekleniyor. Biz de bu dosyada ruhunu kaybettik. Bu kadar hızlı bir şekilde sağlıklı bir yargılama olamaz. Dün meslektaşlarım beyanda bulunmak istediler, sizin meslektaşlara yönelik teknik olarak artık bir savunma almam demeniz aslında sizin de bu dosyadan yorulduğunuzu ve artık dinleyemeyecek bir noktaya geldiğinizi gösteriyor” dedi.
Mahkeme heyeti, duruşmaya yarın saat 10.00’a kadar ara verdi.