HABER MERKEZİ - KDP asayişinin alıkoyduğu gazeteci Süleyman Ahmed'in hayatından endişe duyduklarını belirten gazeteci Aziz Köylüoğlu, "AKP gazetecilere yönelik nasıl bir siyaset yürütüyorsa KDP de benzer bir politika izliyor" dedi.
Gazetecilerin haklarını korumaya dönük faaliyet yürüten METRO Merkezi’nin 16 Ocak 2022 tarihinde açıkladığı rapora göre, 2021 yılında Federe Kurdistan Bölgesi’nde gazetecilere yönelik 431 ihlal yaşandı. Raporda, gazetecilerin 195 kez haber takibi yaparken engellendiği, 68 gazetecinin ekipmanına el konulduğu ve birçoğunun kırıldığı belirtildi. Ayrıca Rojnews muhabiri Wedat Hisên'in 13 Ağustos 2016 tarihinde katledildiğine işaret etti. Yaşanan ihlallerin sonraki yıllar daha da arttığı belirtiliyor.
En son Rojnews'in Arapça servisi editörü Süleyman Ahmed, 25 Ekim'de Kuzey ve Doğu Suriye'deki ailesini ziyaretten dönerken, Sêmelka Sınır Kapısı’nda KDP asayişi tarafından alıkonuldu. Ailesi ve çalışma arkadaşları, 14 gündür haber alamadıkları Ahmed'in yaşamından endişeli.
Bölgede gazetecilere yönelik ihlalleri değerlendiren gazeteci Aziz Köylüoğlu, meslektaşları Ahmed'in yaşamından endişe duyduklarını belirtti.
KDP SİYASETİNİ AKP SİYASETİNE BENZETTİ
KDP talimatıyla mahkemelerin gazeteciler hakkında asılsız iddialarla dosya hazırladığını belirten Köylüoğlu, "KDP siyaseti, güncel anlamda AKP-MHP siyasetiyle paralel işleyen bir siyasettir. AKP-MHP, Özgür Basına yönelik nasıl bir siyaset yürütüyorsa KDP de egemenlik sahası içerisinde bulunan Hewlêr ve Duhok’ta benzer bir politika izliyor. Gazetecilere yönelik kaçırmalar oluyor. Wedat Hisên gibi gözaltında işkence ile öldürmeler oluyor. Guhdar Zebari örneğinde olduğu gibi cezası bitmesine rağmen farklı gerekçelerle yeni cezalar üretilerek tahliyeler engelleniyor. Şêrwan Şêrwanî gibi gazeteciler sırf bir yorum yaptı diye 6 yıldan fazla cezaevinde kaldı" örneklerini sıraladı.
45 GÜNLÜK GÖZALTI SÜRECİ
Türkiye'de olduğu gibi Federe Kurdistan Bölgesi'nde de mahkemelerin siyasetin denetiminde olduğunu belirten Köylüoğlu, "AKP gibi KDP de mahkemeleri tamamen denetimi altına almış ve siyasal çıkarları için kullanıyor. Savcılar ve hakimler kendilerine gelen talimatlara göre karar veriyor. Bu anlamda sahte iddianameler yaratıyorlar. 45 gün boyunca gözaltında tutabiliyorlar. Türkiye’de 12 Eylül ve OHAL süreçlerinde bile 45 gün boyunca insanlar gözaltında tutulmuyordu. Ama KDP, şuanda hiç bir tehdit olmamasına rağmen sırf bir eleştiri yaptı diye ya da bir haber yaptı diye bir insanı 45 gün boyunca gözaltında tutabiliyor. İşkence yapabiliyor" şeklinde konuştu.
'SUÇLAMA ASILSIZ'
Özgür Basın çalışanlarının hakikati yazdıkları için KDP ve AKP'nin hedefinde olduğunu söyleyen Köylüoğlu, "Haksız oldukları için gazetecilerden korkuyorlar. Siyasetlerinin halk düşmanı bir siyaset olduklarını bildikleri için gazetecilerden korkuyorlar" dedi.
Köylüoğlu, Ahmed'in "PKK üyesi olmak ve PKK adına çalışma yürütmek" ile suçlandığını ve bu iddianın asılsız olduğunu vurguladı. Söz konusu suçlamanın Irak yasalarına da aykırı olduğuna belirten Köylüoğlu, "Ki Irak yasalarına göre PKK yasadışı bir parti değil" dedi. Köylüoğlu, "Tam tersi Irak, PKK’nin buradaki varlığını kabul ediyor. Özellikle DAIŞ ile savaş sürecinde Irak eski Başbakanı Haydar Ebadi, PKK’ye teşekkür etmişti. Hatta şuanda KDP’nin başında bulunan Mesut Barzani de Mexmûr Mülteci Kampı'na gidip PKK’ye teşekkür etmişti. Yani güncel anlamda değişen siyaset var" ifadelerini kullandı.
'HAYATINDAN ENDİŞE DUYUYORUZ'
Ahmed'in avukatları ve ailesiyle görüştürülmediğine dikkati çeken Köylüoğlu, şunları söyledi: "Hayatından endişe ediyoruz. Süleyman Ahmed Halep nüfusuna kayıtlı ve 5 yıldır Süleymaniye’de Rojnews’in Arapça servisinde editörlük yapıyor. KDP’nin izniyle Başûr’dan Rojava’ya geçti ve KDP’nin izni ile Rojava’dan Başûr’a geldi. Geçişine izin vermelerine rağmen böyle bir yöntem uyguladılar ve kaçırdılar. Şimdi nerede tutulduğunu bilmiyoruz. Duhok asayişi, kamuoyunun baskılarından dolayı bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Şimdiye kadar aile görüşüne izin vermiş değiller. Herhangi bir telefon görüşmesi yapılmış değil. Avukatların yanına gitmesine izin vermiyorlar. Durumu hakkında hiç bir bilgimiz yok. Sadece asayişin verdiği bir bilgi var."
MA / Zeynep Durgut