İZMİR - Savaş politikalarıyla kadınların yaşamlarının hedef alındığına belirten Mor Çatı gönüllüleri, “Kadınlar barış istiyor” dedi.
"Sığınaksız bir dünya" talebiyle ilki 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 1998 yılında gerçekleştirilen Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri Kurultayı’nın 26’ncısı İzmir Kadın Dayanışma Derneği'nin ev sahipliğinde yapıldı. 4-6 Kasım tarihleri arasında yapılan kurultaya 30 ana bileşenin yanı sıra çok sayıda kadın örgütü ve bağımsız kadın aktivist de katıldı. Kurultayın bu yılki teması "Kadına yönelik erkek şiddetini önleme" oldu.
Kurultaya katılan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüleri dünyada tırmanan şiddet sarmalını ve kadınlara yansımalarını değerlendirdi.
'BARIŞTA KADIN ROLÜNÜ GÖRMEK GEREK'
Avukat Selin Nakıpoğlu, kadınların şiddete karşı bir politika belirlemek için bir araya geldiklerini söyledi. Ortadoğu’da tırmanan savaşlarda en çok kadın ve çocukların zarar gördüğünü belirten Nakıpoğlu, savaşa karşı "hayır" diyen en gür kadınların sesi olduğunu vurguladı. “Savaşı erkekler çıkarır ama kadınlar ölür” diyen Nakıpoğlu, son süreçte İsrail-Filistin, Rusya-Ukrayna savaşlarında kadınlara yönelik işlenen suçlara değindi. Nakıpoğlu "Herkes erkek ama en çok bizler ölüyoruz ya da bedenimiz teşhir ediliyor, cinsel şiddete maruz bırakılıyoruz. O yüzden hangi sebeple olursa olsun savaşın sonlanması gerekiyor. Barışta kadın rolünü görmek için sadece Cumartesi Anneleri'ne bile bakabiliriz. Bu mücadelenin en büyük örneğidir. Yok etmek biz kadınların bakış açısında yok” dedi.
‘ŞİDDETE SIFIR TOLERANS PALAVRASI'
Kadına yönelik çok yönlü saldırının olduğuna dikkat çeken Nakıpoğlu, Türkiye’de siyasetçi kadınlara yönelik saldırıları hatırlattı. Nakıpoğlu, “Bir yandan savaş devam ederken diğer yandan kadın kazanımları hedef alınıyor. Sayın Gültan Kışanak Belediye Başkanlığı’ndan alındığında ilk kadın kurumları kapatıldı. Çünkü iktidar kadın kurtuluş mücadelesini istemiyor. Kadınların haklarını öğrenmesi ve bu haklarına erişimleri engellendi. Bu nedenle ‘Şiddete sıfır tolerans’ AKP’nin bir palavrasıdır” ifadelerini kullandı.
Avukat Funda Ekin de, dünyadaki savaşlara karşı kadınların çözüm istediklerini belirtti. Ekin, “Kadınlar geride kaldığı için bir tür savaş esiri gibi görülüp ayrıca şiddete maruz kalıyorlar. Bu koşullarda yaşamak için daha çok zorlanıyorlar. Bu nedenle kadınlar çözüm istiyor. Savaşlar konusunda herkesin ortak tutum alıp barış için ses yükseltmesi gerekiyor. Kadınların bir arada olup mücadele etmesi ayrıca önemlidir” ifadelerini kullandı.
'KADINLARIN GÜVENDE HİSSEDECEĞİ ALANLAR OLMALI'
Türkiye’de kadın sığınma evlerinin sayısının az olmasının da bu politikalarla bağlantılı olduğunu ifade eden Ekin, kadın sığınaklarına “Konuk evi” diyen bir Bakanlık yaklaşımı ile karşı karşıya olduklarını belirtti. Ekin, “Kadın sığınakları için bütçe ayrılmalı, cinsiyet eğitimi çok eksik, bu eğitimlerin sağlanması gerekiyor. Kadınların sığınaklarda özgürlükleri engellendiği için gitmek istemedikleri yer haline geldi. Şiddete maruz kalan kadınların orada özgürce yaşayabileceği, güçlenebileceği alan olması gerekiyor. Kadınların kendilerini güvende hissedeceği alanların olması önemlidir. Bu nedenle kadın sığınma evlerinin sayılarının artması gerekiyor” diye konuştu.
Ebrar Nefes ise, kadına yönelik şiddetti politik olarak görmemenin yaşanan tabloyu ortaya çıkardığını ifade etti. Nefes, "Kadına yönelik erkek şiddeti politik ve seçilmiş bir davranış olduğu için hem hayatımız hem de savaşlarda kendini gösteriyor. Her şey kadınların özgürlüğünden geçiyor. Savaşlarda önce kadınlar etkileniyor bu nedenle kadınlar barış istiyor" dedi.