İZMİR – Ege İnsan Hakları Okulu'nun 2023 Sonbahar Programı başladı. Program kapsamında “Neoliberalizmde milliyetçilik, otoriterleşme eğilimi ve mücadele yolları” başlığı altında 3 gün boyunca fikir alışverişinde bulunulacak.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Demokrasi ve Dünyada İnsan Hakları için Avrupalı Hukukçular Örgütü (ELDH), İzmir Dayanışma ve Bilimsel Araştırma Derneği (İDA) ve Avrupalı Demokrat Hukukçular Akademisi (AED) tarafından her yıl düzenlenen Ege İnsan Hakları Okulu'nun (İHRAA) 2023 Sonbahar programı başladı.
Selçuk Şirince'de bulunan Nesin Matematik Köyü’nde 3 gün boyunca programın bu yılki başlığı olarak belirlenen “Neoliberalizmde milliyetçilik, otoriterleşme eğilimi ve mücadele yolları” konusunda fikir alışverişinde bulunulacak.
Açılış konuşmaları ile başlayan programda İHRAA adına ilk sözü alan Özgür Faik Erol, programın içeriği hakkında bilgiler verdi.
Bir dönem gündemi işgal edem kapkaç haberleri üzerinden mobese sistemi ile toplumsal gözetleme sisteminin oluşturulması üzerinde duran Erol, sistemin kurulmasıyla kapkaç haberlerinin bir anda kesildiğine dikkat çekti. Bunun neoliberal güvenlik aygıtlarının kendini topluma kabul ettirme yöntemi olduğu söyleyen Erol, ikinci bir olayın ise milliyetçilerin yaptığı yazılama ve stant çalışmaları olduğuna işaret etti.
'DERDİMİZ BİRLİKTE YAŞAMANIN YOLLARINI TARTIŞMAK'
Daha önceleri her yere ‘Dünya Türk Olsun’ sloganının kısaltması olan DTO yazıldığını, ardından da İzmir'in en kitlesel yerlerinde ırkçı taleplerle masalar açıldığını belirten Erol, "Bunun üzerine bir grup avukat suç duyurusunda bulundu. Fakat 6-7 yıl sonra ifade özgürlüğü denilerek hepsi beraat etti. Buradaki asıl mesele, bu ülkede ırkçılık her zaman vardı. Ancak eskiden aynı zamanda ırkçılığa ayıp gözüyle bakılırdı. 2000'li yıllardan itibaren ırkçılığın açıktan ve son derece nobran derece dışa vuran örnekleri başladı. Bu tarz milliyetçiliğin kendine koruma alanı oluşturmasının önü açıldı. Bundan sonra milliyetçilik doğal bir ideoloji, herkesin dâhil olması gereken bir şey gibi olmaya başladı. Günümüzdeki bazı siyasilerin bu kadar açıktan milliyetçilik yapmasının hikâyesi aslında burada başladı. Bizim buradaki derdimiz ise birlikte yaşamanın yollarını tartışmak" dedi.
Onun ardından konuşan ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak ise Kuzey ve Doğu Suriye’ye yapılan saldırılar, Filistin-İsrail savaşı ile devletlerin ve toplumların her iki meseleye yaklaşımlarının programın konusuyla bağlı olduğunu dile getirdi.
'İKTİDAR VE MUHALEFET REFLEKSLERİ BİRBİRİNE YAKIN'
Avrupa'ya yaşanan göç dalgalarından sonra devletlerin refleksleri ve bireylerin tepilerinden dünyanın sağa doğru bir kayış içine girdiğini dile getiren Çakmak, "Kapitalist modernite, ulus devletler bir arada yaşamayı zorlaştırdığı için sürdürülebilir bir model olarak göremiyoruz. Ama bir şekilde kendisini var edebilecek manevralar içinde olduğunu görüyoruz. Bunun topluma yansımaları da oluyor. Bizim derdimiz ise alternatif olarak bir şeyler sunmak ve bir arada yaşamanın yollarını bulmak. Ülkemizde iktidar bloğu ve ona karşı gelişen muhalefet ittifakının refleksleri birbirine çok yakın. O kadar yakınlaştılar ki 3'üncü söz kurabilmek, barışa, ortak yaşama dair konuşabilmek dahi yaşam hakkı açısından ciddi sıkıntılar yaşatıyor. O yüzden bu seneki konunun toplumu tahlil etmek açısından önemli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
'HAKLARIN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKINI DESTEKLİYORUZ'
Sonrasında ELDT Eş Genel Sekreteri Thomas Schimidt’ın programa gönderdiği mesaj okundu. Mesajda "Bu konferansta tartışılan konular güncel ve önemlidir. ELDT Bask, Katalonya, Filistin, Kürdistan, İrlanda ve buna benzer ileri milliyetçiliğin olduğu bölgelerde birçok sorunla karşı karşıya kalıyor. Bu ilerici hakların kendi kaderini tayin hakkı başta olmak üzere bütün haklarını destekliyoruz. O anlamda ilerici politikaları geliştirecek bir konferans diliyoruz" ifadeleri yer aldı.
'TÜRKİYE VE KURDÎSTAN'DAKİ DURUM HER ZAMAN KOLAY OLMADI'
AED adına konuşan Julius Backer ise, Türkiye ve Kurdîstan'daki durumun her zaman çok kolay olmadığını vurgulayarak, bu anlamda mücadele edenlerin kendisini çok etkilediğini ifade etti.
Açılış konuşmalarının ardından "Neoliberalizmde milliyetçilik ve otoriterleşme eğimi" başlıklı oturum sunumlarla devam ediyor.