ANKARA- Kobanê Davası kapsamında “devleti bölme” suçu ile yargılandıklarını belirten siyasetçi Bülent Parmaksız, “Asıl bölücülerin Türk devlet yetkilileri ile sermaye sınıfıdır” diyerek, Türkler ile Kürtlerin boğazlaşma riskinin uzak olmadığı uyarısında bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu olmak üzere 108 siyasetçinin 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle yargılandığı Kobanê Davası’nın 39’uncu duruşmasının üçüncü oturumu; siyasetçi Bülent Parmaksız’ın üçüncü gündeki savunmaları ile sürüyor.
Sincan Kapalı Cezaevi’nde bulunan duruşma salonunda ve Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya; tutuklu siyasetçilerden Zeynep Karaman, Sabahat Tuncel ve Bülent Parmaksız duruşma salonunda bulunurken, diğer tutuklu siyasetçilerden Pervin Oduncu ile Ayşe Yağcı ise tutuklu bulundukları Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
‘HDP FİKRİYATINA BASKI DEVLETE KAYBETTİRİR’
Bugün yapacağı savunmasını barış bildirisine imza atıkları için akademide ihraç edilen akademisyenlere ithaf ettiğini söyleyen Parmaksız, ayrıca 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nü kutlayarak savunmasına başladı. Savunmasına dünden kaldığı yerden devam edeceğini söyleyen Parmaksız, HDP fikriyatına dönük saldırılar konusunu dün tam olarak bitiremediğini belirterek, “Şimdi şunu eklemek istiyorum; “HDP fikriyatına yönelik devlet baskısı Türkiye’ye kaybettiriyor. Türkiye’yi küçültüyor. Bunu Türk milliyetçilerine, devlet yetkililerine söylüyorum. Bu bir uyarıdır. Sizi uyarıyorum” şeklinde ifadeler kullandı.
‘TÜRKİYE’Yİ BÖLÜYORSUNUZ’
Parmaksız devamla, “Kobani olaylarında güvenlik güçleri insanlara silahlarla ateş açtı ama siz gelip bize diyorsunuz ki siz ülkeyi bölüyorsunuz. Bölenler belli. Türkiye’yi her alanda bölenlerdir gerçek bölücüler. Türkiye’yi zayıflatıyorsunuz. Bakın Türkiye’de ordu bile bölünmüş. Bu ciddi bir durumdur. Eğer bir ülkede ordu bile bölünmüşse, kutuplaşmışsa o ülke ayakta kalamaz. Ordunun başındaki genel kurmay Başkanı Necip Fazıl’ın oğlunun cenaze törenine fotoğrafı var. Katılanlardan biri de İstanbul Valisi Davut Gül. İlginç olan AKP İstanbul Milletvekili Hulusi Akar. Türk ordusunun bir numarası Necip Fazıl’ın oğlunun cenazesine katılıyor. Necip Fazıl ne diyor, ‘İslam ruhumuz, Türkçülük bedenimizdir’ diyor. Türk ordusunun en başındaki kişi böyle bir cenazeye gidiyor. İşte bu çizgi; Abdülhamitçidir. Şimdi Türk ordusunun bir numarasının çizgisi olmuş. Cumhuriyetçiliğin çizgisi ise laiktir. Bu ülkenin ordusu İslamcı değil ama en başındaki kişi, Abdülhamitçidir. Ordu da ciddi bölünmeler söz konusu. Türk egemenleri halkları parçaladıkları gibi, kendilerini de parçaladılar” diye konuştu.
‘302’Yİ DEVLETE İADE EDİYORUM’
Mahkeme heyeti başkanının sanık Bülent Parmaksız’a üç gündür savunma yaptığını ve yarından itibaren müdafilerine söz vereceğini belirtmesi üzerine Parmaksız, “5 bin sayfalık mütalaa hazırlamışsınız. Bunlara cevap vermek öyle bir iki günle olacak gibi değil” diye cevap verdi. Parmaksız cevaben ayrıca şunları kaydetti: “Kişisel olarak üzerime atılı bir suç yok. Twitter paylaşımlarıma dair söylediğimi söyledim. Dolayısı ile benimle ilgili bir tanığın ‘yok duydum’ demesi ya da evimden alınan kitaplardan kaynaklı söyleyecek çok şey yok. Kişisel olarak anlatacağım bir şey de yok. Fakat ben savunmamı tamamlamadım. İkincisi ben esas olarak 302’ye karşı savunma yapıyorum. Yani ben ülkeyi bölmüyorum. Sizler bölüyorsunuz. Benim siyasi çizgim farkı ben bir sosyalist olarak birleştirici çizgiden yanayım. Dolayısı ile ben 302’ye karşı savunma yaparak, 302’yi devlete iade ediyorum. Asıl bölücüler devlet yetkilileridir” diye belirtti.
‘TÜRK VE KÜRT BOĞAZLAŞMA RİSKİ UZAK DEĞİL’
Parmaksız, kendisi ile tutuklu arkadaşlarının devleti bölme suçlaması ile yargılandıklarını hatırlatarak, asıl bölücülerin ülkeyi yönetenler ile ülkedeki sermaye sınıfının olduğunun altını çizdi. Parmaksız, “Bakın dün de uyardım, yine söylüyorum, bu ülkeyi bölmekten vazgeçin. Bu işin şakası yok. Milliyetçi boğazlaşma beş dakikalık iştir. Türkiye’deki halkların boğazlaşma riski yüksektir. Bunun zemini yaratılıyor. Bu anlattığım fantezi değil, ciddi bir mesele. Bir Türk-Kürt boğazlaşma riski uzak değil. Ermenilere karşı yaşandı, Rumlara karşı yaşandı. Kürtlerle de yaşanır. Ama Türk egemenlerin kibri, herkese yeteceklerin kimsenin bir şey yapamayacağını düşünebilirler ama Kafkaslar da sizi attılar. Yarın da buralarda çıkartılma durumunuz var. Şuanda Türkiye Devleti yöneticileri tanrı katında 302’liktir” dedi.
‘MUSUL’U SİZE YEDİRTMEZLER’
Savunmasına devam eden Parmaksız, "Kürtler ile bin yıldan bu yana kader birliğimiz var. Devlet aklı itibari ile söylüyorum, eğer kendinizi büyütecekseniz, Kürtler ile büyütün. Refahınız arttırmak istiyorsanız Kürtler büyütün. Kürtler ile tekrar güçlü bir ilişki kurulursa iç barış sağlanırsa kendinizi büyütürsünüz. Öbür şekilde Musul’u Kürtler ile bir iç barış sağlamadığını müddetçe argo şekilde söylüyorum, size yedirmezler. Siz ancak bölge halkı ile ilişki kurarsanız ABD’yi defedersiniz" diye konuştu.
Mahkeme heyeti duruşmaya yarın saat 10.30’a kadar ara verdi.