İZMİR - İzmir'de bu yıl 26'ncısı düzenlenecek olan Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’nın teması "Kadına yönelik erkek şiddetini önleme" olacak.
"Sığınaksız Bir Dünya" talebiyle ilki 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 1998 yılında gerçekleştirilen Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’nın 26'ncısı İzmir Kadın Dayanışma Derneği'nin ev sahipliğinde yapılacak. 4-5-6 Kasım 2023 tarihlerinde İzmir’de yapılacak olan kurultay için 30 ana bileşenin yanı sıra çok sayıda kadın örgütü ve bağımsız kadın aktivist kentte olacak. Kurultayın bu yılki teması ise "Kadına yönelik erkek şiddetini önleme" olurken, kurultayda şiddete götüren süreç ve şiddeti önlemeye dair tartışmalar yürütülecek.
Kurultayın ilk gününde çeşitli oturumlar ve herkese açık olan geniş bir forum düzenlenecek. İkinci günü kadına yönelik şiddeti önleme tartışmalarının yürütüleceği atölyeler yapılacak. Bu atölyeler sadece kadına yönelik şiddet alanında aktif olarak çalışan katılımcılara açık olacak. Son gün ise atölye sonuçları ve Kurultay sonuç bildirgesi tartışmaları yürütülecek.
Kurultayın düzenleyicilerinden ve bu yılki sekreteryasında yer alan İzmir Kadın Dayanışma Derneği Yöneticisi Zeynep Tuna ile kurultayı ve yaşanan sığınak sorununu konuştuk.
ŞİDDETİN ÖNLENMESİ TARTIŞILACAK
Bu yıl kadına yönelik erkek şiddetinde önleyici çalışmaları tartışacaklarını belirten Tuna, bu ana başlığın altında "Türkiye'de bu konuya nasıl bakılıyor", "Bu işin neresindeyiz" ve "Yurtdışı örnekleri nedir" gibi alt başlıkları olduğunu söyledi. Kurultayın ikinci gününde yapacakları atölyelere değinen Tuna, "Bu yıl 6 atölye olacak. Yine önleyici tedbirlerin içinde yer aldığı, aileden, çocuktan, danışma merkezlerinden konu başlıkları olacak. Son gün ise bütün bu atölyelerin toplamından çıkan sonuçları tartışıyoruz ve sonuç bildirgemizi çıkarıyoruz. Sonuç bildirgesini de her yıl 25 Kasım haftasında basınla, yerel yönetimler ve gerekli yerlerle paylaşılır" dedi.
30 KADIN ÖRGÜTÜ OLACAK
Kurultay bileşeni 30 kadın örgütü olduğunu aktaran Tuna, ana bileşenlerin yanı sıra hak temelli çalışan kadın örgütleri ve bağımsız kadınların da çalışmalarda yer aldığını kaydetti. Kadına yönelik şiddetin ve şiddete karşı farkındalığın arttığını sözlerine ekleyen Tuna, "Her gün en az 3 kadın öldürülüyor. Binlercesi de şiddetin farklı biçimlerine uğruyor. Kadının gözünün mor olması şiddetin bir biçimiyken bunun yarattığı psikolojik duygu ya da doğrudan psikolojik, ekonomik şiddet te bunun bir parçası. Doğal olarak kadınlar şiddete uğradığında sığınacak bir yer ararlar. Bu yer bazen ana evidir. Ama çocuklarıyla birlikte o evlere dönemedikleri durumlar da oluyor. O nedenle en güvenli yerler kadın sığınaklarıdır. Türkiye'de sığınakların durumu ise hem sayısal hem içerik olarak iç açıcı değil. Ama yine de kadınlar şiddete uğradıklarında bir sığınağa yerleşmeleri şiddetten kurtulmanın en iyi yöntemlerinden birisi" diye belirtti.
TEMEL HEDEF SIĞINAKSIZ BİR DÜNYA
İlk kurultaydan beri temel hedeflerinin “sığınaksız bir dünya” olduğunu vurgulayan Tuna, "Yani şiddete uğramadığımız, sığınağa ihtiyaç duymadığımız bir dünyada yaşamanın hayalini kuruyoruz. Bu hayal gerçekleşene kadar bizi ayakta ve hayatta tutacak bir takım mekanizmalara ihtiyacımız var. 80 milyonun üstünde bir nüfusa sahip bir ülkede 149 sığınak var. Bunların bir bölümü bakanlığa bağlı. Çok az sayıda yerel yönetimlere ait, bir tane Göç İdaresine bir tane de Mor Çatı'nın sığınağı var. Kapasiteleri de yetersiz. Ama nüfusu 100 bini aşan her yerel yönetimin bir sığınak açmasını hedefliyoruz. Yasal zorunluluklarını yerine getiren 33 tane belediye var. Bu sayıyı arttırmamız lazım. İçeriklerinin de dönüştürülmesi gerekiyor. Mesela 12 yaş üstü erkek çocuklarıyla anneler kalamıyor. Bunların değişmesi, kadınların orada daha özgür olması, kendini güvende hissedebilmesi lazım. Bütün bunları yapmakta ilgili kurumlarla birlikte kadın örgütlerinin görevi. Bizde bunun politikalarını konuşuyoruz" ifadelerini kullandı.
'İNATLA BİR ARADAYIZ'
Bu tartışmaların önemine de işaret eden Tuna, şunları söyledi: "İstanbul Sözleşmesi’nden diğer kadın yasalarına kadar yapılan değişikliklerin tamamında kadın örgütlerinin ciddi emeği ve katkısı var. Bunların bir bölümünü kaybettik, bir bölümünü de kaybetmekle karşı karşıyayız. Bütün bunlar yaşanırken ısrar ve inatla kadınların bu kurultayı düzenlemeleri kıymetli bir şey."