RIHA - Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıların arttığı 2019’dan bu yana her yılın 2 Kasım'ı "Dünya Rojava Günü" olarak kutlanıyor. "Yeni bir yaşam mümkün" diyenlerin günü, bu yıl da saldırıların gölgesinde kutlanılacak.
Irak'ta Musul ve Suriye'de Reqa'yı ele geçiren DAİŞ, tarih yaprakları 15 Eylül 2014’ü gösterdiğinde Kuzey ve Doğu Suriye'nin Kobanê kantonunu üç taraftan kuşattı. DAİŞ, ağır silahlarla saldırdığı yerleşim yerlerinde binlerce kişiyi katlederek, geriye kalanları da göç etmeye zorladı. Kobanê’nin köylerini bir bir işgal eden DAİŞ, Ekim ayına gelindiğinde şehir merkezine ulaşarak, şehrin büyük bir kısmını ele geçirtidi. Buna rağmen Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) kenti teslim etmedi.
5 Ekim’de YPJ savaşçısı Arîn Mîrkan’ın Miştenur Tepesi’nde gerçekleştirdiği fedai eylem çatışmaların seyrini değiştirdi. Eylem sonrası Kobanê bir direniş kalesi haline geldi ve direniş tüm dünyada yankı uyandırdı. Kuzey ve Doğu Suriye’nin küçük bir kenti olan Kobanê’nin adı, verilen direnişle dünyanın 7 kıtasına yayıldı. Direnişi sahiplenmek amacıyla dünyanın önde gelen entelektüelleri, insan hakları kurumları 1 Kasım tarihini Dünya Kobanê Günü ilan etti. Dünyanın 57 ülkesinden yüzbinlerce kişi Kobanê direnişini sahiplenmek için ilk olarak saldırılan yoğun olduğu 1 Kasım 2014 tarihinde alanlara çıktı. Dayanışma ile karanlığa teslim olmayan Kobanê, 135 günlük tarihi direniş sonucu 26 Ocak 2015’te özgürleştirildi.
Kobanê’den başlayan direniş, daha sonra tüm Kuzey ve Doğu Suriye’ye yayıldı ve inşa edilen yeni yaşam ile dünya halklarına umut oldu. Türkiye ise, DAİŞ yenilgisinin ardından Kuzey ve Doğu Suriye kentlerini hedef aldı. Cerablus, Ezaz ve Bab’ı ele geçiren Türkiye ve desteklediği paramiliter gruplar, 20 Ocak 2018’de Efrîn’i, 9 Ekim 2019’da ise Serêkaniye ve Girê Spî kentlerine saldırdı.
Saldırılara karşı Kuzey ve Doğu Suriye ile dayanışmak amacıyla 2019 yılında 2 Kasım tarihi de “Rojava bizimdir” şiarıyla Dünya Rojava Günü ilan edildi. Her yıl Kuzey ve Doğu Suriye başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında 2 Kasım günü alanlarda “Rojava bizimdir” sesi yükseliyor.
ADIM ADIM İNŞA
Tüm dünyada büyük yankı uyandıran direniş ve sonrasın gelişen inşa süreci, Tunus’ta 2010 yılının sonlarında başlayan ve kısa bir sürede birçok Ortadoğu ülkesine yayılan halk isyanlarıyla başladı. Söz konusu halk isyanları, 15 Mart 2011 tarihinde Suriye'ye sıçradı. Tarihe "Arap Baharı" olarak geçen isyan, aynı yılın Nisan ayına gelindiğinde ülkenin her tarafına yayıldı. Esad rejimine karşı başlayan isyan iç çatışmaya dönüşürken, "3'üncü Yol'u" tercih eden Kürtler ve beraberindeki halklar bu süreçte önemli kazanımlar elde etti. Kürtler ve beraberindeki halklar, ne ABD ve Avrupa devletlerinin desteğini arkasına alan paramiliter grupların yanında ne de statükoda ısrar eden Rusya ve Esad rejiminin tarafında yer aldı; "Kadın Devrimi" olarak da adlandırılan Rojava Devrimi'ne öncülük etti. Devrim sürecinde inşa edilen sistem, iç savaşın sürdüğü bölgelerde halklara nefe borusu oldu.
TEV-DEM VE MGRK KURULUŞU
İç savaşın patlak verdiği ilk dönemlerde Esad rejimi ve muhalif yapılar, Kürtlerin yanlarında mücadele vermesi için yoğun çaba gösterdi. Ancak her iki taraf da Kürtlerin hak ve özgürlük taleplerine "çözümden sonra" yanıtı verdi. Buna karşı tarafsız kalan Kürtler, Demokratik Toplum Hareketi’ni (TEV-DEM) ve Batı Kürdistan Halk Meclisi'ni (MGRK) kurdu.
KÜRT BİRLİĞİ
Kürtlerin birlik arayışları zamanla daha da güçlendi. Demokratik Birlik Partisi (PYD), Suriye Kürtleri Ulusal Cephesi (ENKS) ve 16 siyasi partinin yer aldığı Rojava Kürdistan Halk Meclisi, 26 Ekim 2011’de Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentinde toplandı. Toplantı sonucunda her iki meclis de birlikte hareket edecekleri ve 25 Temmuz 2012’de Kürt Yüksek Konseyi'nin ilanı konularında karar aldı. Kürtlerin birliği konusunda oldukça önemli bir role sahip olan bu adımdan sonra 29 Temmuz 2012’de Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde yüz binlerce kişinin sokaklardaki görkemli yürüyüşünden sonra Kürt Yüksek Konseyi, Kürt halkının ortak iradesi olarak kabul edildi. ENKS, zamanla hem bölgedeki uluslararası güçler hem de Türkiye ile birlikte hareket etmeye başlayarak, Kürt kazanımlarına karşı hareket etmeye başladı. Ancak buna rağmen Yüksek Konsey, “Diplomasi”, “Toplumsal Hizmet” ve “Savunma” adıyla üç komite oluşturdu.
19 TEMMUZ VE DEVRİM
18 Temmuz 2012 tarihine gelindiğinde, Suriye’nin başkenti Şam’da rejimin etkili tüm kurumlarından başkanların katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantı sırasında büyük bir patlama gerçekleşti ve patlamada rejimin yüksek yetkililerinin büyük çoğunluğu hayatını kaybetti. Aynı günün akşamı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Minbic, Cerablus, Kobanê ve Halep etrafındaki alanları ele geçirdi. TEV-DEM öncülüğünde 19 Temmuz’da Kobanê’de rejim güçleri şehirden çıkarıldı. Kobanê’nin ardından Efrîn, Serêkaniyê, Dirbêsiyê, Amûdê, Dêrik, Girkêlegê, Tirbêspiyê ve Tiltemîr’de halk yönetimlere el koydu. Yine aynı gün Kürtler, “Demokratik Suriye, Özerk Rojava” şiarı ile Kobanê'de ilk kantonu ilan etti. 19 Temmuz devrimin başlangıç günü kabul edildi. Kobanê’den sonra Efrîn ve Qamışlo'da yeni kantoların ilanları yapıldı. Kanton ilanlarına paralel olarak yerel savunma birlikleri oluşturuldu. Ardından, 12 Mart 2004 yılında Baas rejiminin toplu katliam gerçekleştirdiği Qamişlo kentinde Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri'nin (YPJ) kuruluşları ilan edildi.
HALK EVLERİ VE QSD
Aynı yıl içerisinde şehir, belde ve köylerde halk evleri kuruldu. Halk evleri, özerkliğe dair toplantı ve eğitimlerin verildiği merkezlerin yanı sıra toplumsal değişim ve dönüşümün de merkezleri oldu. Yine olası tehditlere kaşrı küçük savunma grupları oluşturuldu. Halk evlerinin gelişmesi Özerk Yönetim sistemine de büyük bir katkı sundu. Halk evleri bir süre sonra geniş örgütlenmiş komünler haline geldi. Bu evler üzerinden köy ve mahallelerde binlerce komün kuruldu. Gençlik ve kadın komünleri özgün bir şekilde örgütlendi. Adalet, eğitim, savunma, sağlık, ekonomi ve diğer alanlardaki hizmetler bu evler üzerinden sağlandı. Komünler de zamanla ilçe ve illerde kurulan meclislerin altyapısı oldu. Özerk sistem adım adım inşa edilmeye devam ederken, Kürtler öncülüğünde tüm halklar ve inançtan kesimlerin askeri güçleri Demokratik Suriye Güçleri (QSD) çatısı altında bir araya geldi.
KÜLTÜR VE EĞİTİM
Sistem inşasının eğitim ayağı kapsamında birçok kentte “Nuri Dersimî İzleme Kurumu” kurularak, eğitim devreleri ve anadilde eğitimde çalışmalar yürütüldü. Devrim sürecinin başlarında kurulan Kürt Dil Kurumu (SZK), Kürtçe eğitim çalışmalarına hız verdi ve 100’e yakın okul açtı. Okullarda eğitim verebilmeleri için ilk etapta bine yakın kişi yetiştirildi. Qamişlo, Dêrik, Amûdê, Efrîn, Kobanê’de ve birçok kentte kültür ve sanat merkezleri halkın hizmetine açıldı. Bu merkezlerde birçok alanda faaliyetler yürütüldü.
KOMİTELER KURULDU
Yüksek Konsey’e bağlı Toplumsal Hizmet Komitesi ile her mecliste “Hizmet ve Barış Komiteleri” oluşturuldu. Ayrıca “Adalet Komitesi” kuruldu. Toplumsal birçok sorunun çözümü için kurulan komiteler, halen çalışmalarını sürdürüyor. Kürt Yüksek Konseyi’yle bağlantılı Barış ve Adalet Komitesi oluşturuldu. Bunun dışında hukuk sisteminin oturtulması için 4 Nisan 2013 tarihinden itibaren Mezopotamya Toplumsal Bilim Akademisi’ne bağlı olarak “Toplumsal Adalet Şubesi” kuruldu.
KADIN MECLİSLERİ
Devrim sürecinin başından bu yana kadın ve gençlik alanlarında önemli çalışmalar yapıldı. Devrime öncülük eden kadınların da içerisinde yer aldığı “Yekitiya Star”, kadın meclisleri ve kadın evleri oluşturdu. Halk meclislerinde de kadının temsiliyetine öncelik verildi ve birçok şehirde kadın bilim-eğitim merkezleri ve kadın akademileri kuruldu. Tüm yönetimler eşbaşkanlık sistemi üzerinden oluşturulurken, kadın kurumları eğitim, aile, siyaset, ekonomi ve asayiş konularında da aktif rol aldı.
SAĞLIK VE EKONOMİ
Kürt Yüksek Konseyi, ambargo sebebiyle sorunların yaşandığı sağlık alanında da komiteler kuruldu. Kürt Kızılay’ı (Heyvâ Sor) da kurulan bir başka kuruluş oldu. Ambargonun kırılması, sistemin inşası ve sorunların çözümü için 2013 yılında Kuzey ve Doğu Suriye Ekonomik Gelişim Kurumu oluşturuldu. Ekonomisini halka dayalı olarak ilerletmek isteyen bu kurum, Kobanê ve Dêrik’ten başlayarak kooperatifleşme çalışmalarına ağırlık verdi.
ÖZERK YÖNETİM
2013 yılı sonunda Özerk Yönetim sistemi kuruldu ve Toplumsal Sözleşme hazırlandı. Toplumsal Sözleşmede,, Kürtçe, Arapça ve Süryani dilleri resmi dil olarak kabul edildi. Anlaşmaya göre, kadınların kurumlarda temsil oranı en az yüzde 40 olarak belirlendi ve bölgenin farklı bileşenlerinin Özerk Yönetim sisteminde yerlerini alması gerektiği belirtildi. Özerk Yönetim sistemi; Yasama Meclisi, Yürütme Meclisi ve Yüksek Mahkeme olmak üzere 3 temel üzerine kuruldu.
Sözleşme sonrası bölge kantonlara bölündü ve Cizre Kantonu Yasama Meclisi kuruldu. Ayrıca Cizre Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi, 21 Ocak 2014’te resmi bir şekilde kurulduğunu duyurdu. Ekrem Hiso, Yürütme Meclisi’nin ilk başkanı olarak seçildi. Kobanê ve Efrîn kantonlarında 27 ve 29 Ocak'ta aynı adımlar atıldı. 3 kanton arasındaki coğrafi bölünme nedeniyle, 3 kantonun özerk yönetimleri arasında doğrudan bir ilişki bulunmamakla birlikte, her üç yönetim için koordinasyon mevcuttu. Ayrıca Özerk Yönetimler bünyesinde her kantonun ihtiyacına göre yapılar oluşturuldu. Bu kurumlar aracılığıyla eğitim, sağlık, ekonomi, savunma, kültür, kadın, gençlik ve hizmet sistemleri kuruldu.
3 kantonun Özerk Yönetim Koordinasyonu, 2016’da Kuzey Suriye Demokratik Federalizmine dönüştü. Aynı yıl Cizre Kantonu Yasama Meclisi, Mart ayında Özerk Yönetim’e bağlı daire ve kurumlarda eşbaşkanlık sistemini onayladı. Parlamento, kadınların temsil oranının yüzde 40'tan yüzde 50'ye çıkarılmasını da onayladı. 2015'ten sonra Özerk Yönetim'in alanlarının genişletilmesi, Raqa, Girê Spî ve Minbiç alanlarının Türkiye ve denetimde bulunan güçlerden arındırılması, yönetimin bir adım daha atmasını sağladı. 6 Eylül 2018'de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ilan edildi.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, 3 bölgeden (Cizre, Fırat ve Efrîn) oluşuyor. Her kantonun yürütme ve yasama meclisleri var. Her yasama organı, bölgesiyle ilgili yasalar çıkarıyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Genel Meclisi'nin çıkardığı yasalar ise, Kuzey ve Doğu Suriye'nin tüm bölgelerinde uygulanıyor.
MA / Emrullah Acar