ANKARA- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın Kalkınma Planı’na ilişkin “toz pembe” bir tablo çizdiğini belirten HEDEP’li Mehmet Rüştü Tiryaki, Türkiye’deki ekonomik kriz, yoksulluğa ve pek çok soruna işaret ederek, tepki gösterdi.
Meclis Genel Kurulu’nda tartışılan 12’nci Kalkınma Planı’na dair söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Elîh Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, plana dair Genel Kurul’da bir saat boyunca sunum yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a tepki gösterdi.
‘TOZ PEMBE’ TABLOYU ‘GERÇEKLERLE’ TEŞHİR ETTİ
Yılmaz’ı Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da dinlendiklerini anımsatan Tiryaki, şu şekilde tepki gösterdi: “Bize tozpembe bir tablo çizdi. Sanırsınız kişi başı millî gelirimiz 60 bin dolar civarında, eğitim sorunu yok, bütün uluslararası sınavlarda en iyi ülkeler arasındayız. Sağlık sorunumuz yok, doktorların ve mühendislerin ekonomik durumu o kadar iyi ki herkes doktor, mühendis olmak istiyor. Bu ülkede yaşama koşulları çok güzel, hiçbir mühendis, hiçbir doktor başka ülkelere kaçmak istemiyor. Sanırsınız bir öğretmen, bir uzman aldığı ücretle en geç iki yılda yeni bir araba alabiliyor, üç-beş yıl içerisinde bir ev alabiliyor, çocukların geleceğiyle ilgili hiçbir kaygı hissetmiyor. Sanırsınız Adalet ve Kalkınma Partisi yıllık 2 trilyon olan hedefinden yarı yarıya sapmamış, yine, kişi başına düşen millî gelir hedefini tutturmamış, neredeyse ülkenin yüzde 60’ı açlık ve yoksullukla savaşmıyor.
BİN KAT ARTTI
Oturup saatlerce ülkenin ekonomik durumunu anlatın, saatlerce sağlık, eğitim, sanayi, üretim sorunlarını anlatın, Adalet ve Kalkınma Partili hiçbir vekil, hiçbir bakan, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı üstüne alınmıyor. Bakın, dünyada enflasyonun en yüksek olduğu 3-5 tane ülkeden biridir Türkiye, enflasyonun en yüksek olduğu. Fiyatlar yüzde 5, yüzde 10, yüzde 20 artmıyor, Türkiye'de son birkaç yıl içerisinde fiyatlar yüzde 1000 arttı arkadaşlar, 10 kat arttı bazı şeylerin fiyatı; hiçbir şeyin fiyatı tüketiciler açısından öngörülebilir değil. Marketler haftada en az 2 kez fiyat etiketlerini değiştiriyor. Hiç fark etmez, neyi satın alırsanız alın bir hafta sonra gittiğinizde aynı fiyata satın almanız mümkün değil; Türkiye’nin durumu tam olarak böyle.”
‘TABLO ÇOK KÖTÜ’
Dünyada gıda fiyatlarının kesintisiz bir şekilde düştüğü bilgisini paylaşan Tiryaki, Türkiye’de ise düşmediğini ifade etti. Türkiye’nin tarım ülkesi olduğunu ancak gıda fiyatlarının günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak artığını kaydetti. Tiryaki, “Bir öğretmenin bir aylık maaşı iyi bir telefon satın almasına yetmiyor, iki ay çalışması gerekir. Bakın, gelişmiş ülkelerden bahsetmiyorum, orta düzeyde, gelişmekte olan ülkelerin hiçbirinde bir öğretmen iyi bir telefon satın almak için iki ay çalışmak zorunda kalmaz, Türkiye'de bir öğretmen iyi bir telefon almak için iki ay çalışmak zorunda kalıyor; bundan daha dramatik bir tablo olabilir? Ama Türkiye’nin geldiği tablo o kadar kötü ki” dedi.
‘SUÇ CENNETTİ HALİNE GETİRİLDİ’
Küresel Organize Suç Endeksi 2023 raporuna değinen Tiryaki, Türkiye’nin 193 ülke arasında 14’üncü sırada olduğunu hatırlattı. Tiryaki, “Dünyadaki küresel suç örgütleri, suç organizasyonu açısından dünyadaki en kötü 14’üncü ülkedir Türkiye. Türkiye’yi tam olarak böyle bir ülke hâline getirdiniz. Ben şöyle bir karşılaştırma yapayım daha iyi anlaşılsın, böyle sıkça Avrupa ve OECD ortalamasıyla ilgili bir karşılaştırma yapıyoruz ya ben Asya ülkeleriyle karşılaştırayım, Türkiye’nin durumunu daha iyi görebilirsiniz. Batı Asya ülkeleri arasında Türkiye en kötü 4’üncü ülke ve bütün Asya içerisinde, 46 Asya ülkesi içerisinde en kötü 6’ncı ülkedir Türkiye. Türkiye’yi küresel suç cenneti hâline getirmiştir Adalet ve Kalkınma Partisi” diye kaydetti.
‘EN UCUZ İŞ GÜCÜ’
Tiryaki, Yılmaz’ın sunumundaki “hedeflerine” işaret ederek, “Hiçbir bir tane hedefi tutmamış da Türkiye’yi en iyi 10 ülke, en iyi 5 ülke arasına yerleştireceklermiş. Biliyorsunuz, Türkiye G-20 ülkeleri arasındaydı, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde sanırım 16’ncı sıradaydı şu anda Türkiye 21’nci sırada yani en gelişmiş 20 ülke arasında bile değil Türkiye ve şimdi bize Cumhurbaşkanı Yardımcısı diyor ki: ‘Biz en gelişmiş 10 ekonomi, 5 ekonomi arasında yer alması için çalışacağız’ Bize Türkiye'de kişi başına, satın alma gücü paritesi açısından, gelirimizin 37 bin dolara çıkarıldığını söylüyor Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Bu 37 bin doları kim kazanıyor, biz bilmiyoruz ama ülke nüfusunun yüzde 90’ının böyle bir kazancı olmadığını herkes biliyor. Türkiye'de asgari ücret 12 bin TL yani yaklaşık 400 dolardır. Dünyada en ucuz iş gücü olan ülkeler arasında yer alıyor Türkiye, maalesef Adalet ve Kalkınma Partisinin yürüttüğü siyaset sayesinde, yürüttüğü ekonomi politikaları sayesinde” ifadelerini kullandı.
‘BİR DARBECİLER BİR AKP’
Planda, “yerel yönetimlerin” güçlendirileceğine dair hedefin de yer aldığını ifade eden Tiryaki, kayyum atamalarına değindi. Tiryaki, şöyle konuştu: “Adalet ve Kalkınma Partisi halkın seçme ve seçilme hakkını yok saymış bir partidir. Bakın, bu, sadece bu ülkede darbe dönemlerinde gerçekleşmiştir; darbe dönemlerinde belediye başkanları görevden uzaklaştırılmış, yerlerine askerler atanmıştır, Meclis kapatılmış, milletvekillerinin yasama faaliyeti yürütmesi engellenmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi Kürtlerin yaşadığı coğrafyada seçtikleri belediye başkanlarını haksız ve hukuksuz biçimde görevden uzaklaştırmıştır, şimdi de bize yerel yönetimlerin güçlendirileceği hikâyesini anlatıyor; hiçbir şekilde inandırıcı değil. Öncelikle, halkın seçme ve seçilme hakkını kabul etmek zorundasınız, bunu kabul etmediğiniz sürece Türkiye’de ne demokrasiden bahsedilebilir ne de yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden bahsedilebilir. Eğer seçme ve seçilme hakkı yoksa o ülkede demokrasi yoktur, nokta. Bunu bu ülke tarihinde bir, darbeciler yaptı; iki, Adalet ve Kalkınma Partisi yaptı.”
AKP’YE NİÇİN ‘DARBECİ’ OLDUKLARIN ANLATTI
Tiryaki, sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye’de bir darbeler tarihi var, Adalet ve Kalkınma Partisine sorsanız bütün tarih boyunca darbeyle mücadele ettiğini söyleyecektir, muhtemelen öyle söyleyecektir. En son 15 Temmuz darbe girişimine karşı nasıl kahramanca direndiklerini söyleyeceklerdir. Aslolan şey şu: Darbecilerin yaptıklarından farklı ne yapıyorsunuz? Darbecilerin ulaşmak istedikleri hedefe eğer darbe yapmayıp başka yöntemlerle aynı şeyi yapıyorsanız darbecilerden hiçbir farkı yok. Eğer askerler belediye başkanlarını görevden uzaklaştırıyorsa, siz darbe dışında belediye başkanlarını aynı biçimde görevden uzaklaştırıyorsanız darbecisiniz. Eğer darbeciler akademisyenleri üniversiteden uzaklaştırıyorsa, darbe olmadığı hâlde sizler de binlerce akademisyeni barış bildirisine imza attığı için görevden uzaklaştırıyorsanız darbecisiniz.”