ANKARA - 12’nci Kalkınma Planı’nın yapısal sorunları çözemeyeceğini belirten HEDEP Milletvekili Sezai Temelli, “Bu anlayış demokratik bir cumhuriyet inşa edebilir mi? Kürt sorunu çözebilir mi?” diye sordu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi (HEDEP) Mûş Milletvekilli Sezai Temelli, Meclis Genel Kurulu’nda tartışılan 12’nci Kalkınma Planı’na dair söz aldı. Kurulda Cumhuriyetin yüzüncü yıllının geride kaldığını söyleyen Temelli, “İkinci yüzyıl başladı. Ama sadece takvimlerdeki bir yaprak değişimi, çünkü yeni yüzyıla başlamak geçmiş yüzyılın hakikatleri ile yüzleşmekten geçiyordu. Geçmiş yüzyıldan gerekli dersleri çıkarmaktan geçiyordu. Yeni yüzyılla hazırlanarak büyük değişim ve dönüşümleri gerçekleştirerek geçmek gerekiyordu. Nasıl geçtik, hava fişekleri ile geçtik. Ya da asker postallarının sokaklarda dolaşması ile geçtik. Şırnak’taki sahne hepimiz adına aslında kara hafızalarımızı canlandıran bir sahneydi. Postmodern darbeleri aklımıza getirdi. Bu süre boyunca fazlasıyla hamaset ile yoğrulduğumuzu gördük” dedi.
İkinci yüzyılın ilk kalkınma planının görüşüldüğünü ifade eden Temelli, diğer planlardan farklıkların az olduğunu söyledi. “İkinci yüzyılın Kalkınma Planı hayali hedefler ile dolu” diyen Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmiş yüzyılın sorunlarına teşhisler koyup bunlar üzerinden çözümler üreterek değil. Hayali hedefleri önümüze koyarak devam ediyor. 1920’de demokratik bir zeminde buluşmuş Meclis’in 103 yol sonra geldiği nokta tekçi bir anlayışta sıkışmışlıktan başka bir şey bize göstermiyor. Oysa demokratik birlik temelinde çoğulcu bir Meclis, çoğulcu bir toplumun iradesine sahip olarak belki kalkınma planları belki yasaları hayata geçirebilecek bir iradeyi karşınıza getirebilirdi. Maalesef bundan çok uzağız.”
‘HAYAL BİLE KURAMAZSIN’
Türkiye’nin demokratik cumhuriyetten çok uzak olduğunu ancak bu cumhuriyeti inşa etmenin zorunluluk olduğunun altını çizen Temelli, “Türkiye’nin, hepimizin, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği ve Ortadoğu’nun geleceği Demokratik Cumhuriyet’ten geçiyor. Ya bunu inşa edeceğiz ya da burada hayali hedefleri birbirimize anlatmaya devam edeceğiz. Siyasi tutsaklar var bu ülkede. Demokrasi endeksinde 167 ülke arasında 103'ünc’ sıradayız. Can Atalay’dan Selahattin Demirtaş’tan, Figen Yüksekdağ, uzun tutukluk süresi dolan Gültan Kışanak’tan bahsedelim. Bunca siyasi tutsağın olduğu bir yerde artık kalkıp ikinci yüzyıl üzerine hayal bile kuramazsın” şeklinde konuştu.
‘TOPLUMLA BARIŞIK OLMALI’
Temelli, şöyle devam etti: “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 165’inciyiz. Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde 146 ülke arasında 129’üncüyüz. Küresel Barış Endeksi’nde 160 ülke arasında 147’nciyiz. İlk yüze giremediğimiz bu rakamlar aslında ikinci yüzyılda neden umutlu başlayamadığımızı bize çok güzel tarifliyor. Bu ülkede siyasi, ekonomik ve toplumsal kriz var. Çok uzun zamandır derin ve çoklu kriz sarmalanın sıkışıp kaldık. Buradan çıkamıyoruz. Zaman zaman çıksak da dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. 1963’ten beri planlı bir dönem içindeyiz. Bu planlar önemliydi ama aynı zamanda bir darbe mekaniğinin de içinde gelişti. Öyle bir ekonomik gelişme yapıyorsunuz ki siyasi gelişmeden ya da ekonomik gelişmeye dair söylediğiniz şeyler toplumsal gelişmelerden beslenmeden toplumsal gelişmeleri siyasal gelişmeleri bastıracak ve otoriter rejimleri besleyecek bir anlayış ile ekonomi planları yapıyorsunuz. Ekonomi her şeyden önce toplumla barışık bir şekilde ele alınır.”
ÇÖZÜM ARAYIŞI YOK
Kalkınma Planı’nın yapısal sorunları çözmeye dair bir ifade veya hedef içermediğini sözlerine ekleyen Temelli, “Ne Kürt sorununa ne de yoksulluk soruna ya da herhangi başka yapısal soruna ilişkin sağlıklı, nitelikli bir çözüm içerdiğini söylemek mümkün değil. Plana baktığınızda hangi alanda eşitlikçi yaklaşımı önümüze getiriyor? Toplumsal cinsiyet, yoksulla mücadele, işsizlikle mücadele alanında mı? Hayır. Ya da siyasi özgürlükler, toplumsal gelişmeler veya toplumsal barış alanında mı? Hayır, hiçbirine bu plan yanıt veremez. Bu plan sadece ve sadece çarpıt büyüme anlayışına odaklanmıştır. Sadece hamasette ve temennilere sıkışmıştır. Büyük bir tutarsızlığı içinde barındırıyor” diye konuştu.
‘KÜRT SORUNU ÇÖZEBİLİR Mİ?’
Temelli, 2022 yıllında 12,2 milyar dolarlık cirosu olan silah sektörünün 2028’ kadar 26 milyar dolara ulaşacağı uyarısında bulunarak, “Öyle bir artacak ki ekonomiyi büyütecek. Oysa savaş sanayisi demek savaş demek. Savaş deyince alınıyorsunuz. F-16’lar, tanklar kullanılıyor. Bu tür şeyleri kullandığınız şeyin adı savaş olmayacak da ne olacak? Yarın bir savaş çıksa ne kullanacaksınız? Ellinizde kullanmadığınız bir tek nükleer bomba var. Ne Orta Doğu için de Türkiye’de toplumsal barış adına aslında bir beklentiniz yok. Silahlanma üzerinden de ihracatı da 4,4 milyar dolardan 11 milyar dolara çıkaracaksınız. Bu anlayış toplumsal bir barış inşa edebilir mi? Demokratik bir cumhuriyet inşa edebilir mi? Kürt sorunu çözebilir mi? Ekonomiyi büyütebilir mi? O da şüpheli.”