MÊRDÎN –Mêrdîn’de düzenlenen 1’inci Kent Sempozyumu’nda, kayyımlar eliyle kentler ve yaşam alanları üzerinde yol açılan tahribatlar masaya yaratıldı.
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Mêrdîn İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından 1’inci Mardin Kent Sempozyumu düzenlendi. Mêrdîn Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyuma farklı kentlerden çok sayıda katılımcı ve konuşmacı katıldı. Sempozyum, TMMOB Mêrdîn İKK Sekreteri Aydın Aslan’ın açılış konuşması ile başladı.
‘KAYYIMLAR KENT KIRIMI YARATTI’
Kente dair her planlama ve uygulamada kadın özgürlükçü bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu kaydeden Aslan, kent suçlarına ve doğa talanına karşı her zaman mücadele ettiklerini söyledi. Kent suçları ve ekolojik kırımlara dair konuşurken kayyım rejimini değinmemenin eksik bir değerlendirmeyi beraberinde getireceğini ifade eden Aslan, “İrade gaspı olarak değerlendirdiğimiz kayyım rejimi döneminde onlarca kent suçu işlendi ve hala bu süreç devam ediyor. Medya ve Sayıştay raporlarına da yansıdığı gibi cumhuriyet tarihinin en büyük usulsüzlükleri Mardin kayyımı döneminde yaşandı. Kayyım belediyelerinin denetimsiz ve şeffaf olmamaları ve belediye meclislerinin bertaraf edilerek demokratik yönetim anlayışından kopup kararların atanmış birkaç kişi tarafından alınması sorunları daha da büyütmüştür” dedi.
Kayyımlar eliyle kentler ve yaşam alanlarının geri dönüşü olmayan tahribatlara uğradığını kaydeden Aslan, Dara Antik Kenti’nin dahi rant politikaları ile yanlış turizm politikalarına heba edildiğini kaydetti. Şehrin tüm sorunlarını ele almak ve çözüm önerileri sunmak için bu sempozyumu organize ettiklerini kaydeden Aslan, sempozyumun sonuçlarını tüm halkla paylaşacaklarını dile getirdi.
‘SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ BİRLİKTE YAŞAMI ÖRMEKTEN GEÇİYOR’
Ardından TMMOB Bölge İKK şubeleri adına söz alan TMMOB Amed İKK Sekreteri Alican Çetinkaya, Kurdîstan’ın gerçekliği nedeniyle örgütlenmek ve güçlenmek gerektiğini belirterek, “Bunun da en önemli nedenlerinden birisi kayyım yönetimleri ile başlayan kent kırımlarına karşı duruş için TMMOB’un örgütlü olduğu İKK’ler önemli” dedi.
Ortadoğu’nun yaşadığı en büyük sorunlardan birinin Filistin, diğerinin de Kürt sorunu olduğunu kaydeden Çetinkaya, bugün İsrail’in Filistin’de yaptıklarının Türkiye tarafından da Rojava’da yapılmak istendiğine dikkat çekerek, “Bizler Siyonist rejimi burada kınarken, aynı şekilde Rojava’ya da gözümüzü kapatmamamız gerektiğini söylüyoruz. Bu sorunların çözümü de farklılıklarımızı zenginlik olarak görmek ve birlikte yaşamı örmekten geçiyor. Bu topraklar; özellikle Kurdîstan, Mezopotamya, Anadolu, Ortadoğu birlikte yaşam kültürüne uzak değil” ifadelerini kullandı.
Sadece bilim ve tekniği model alan bir kentleşmeden öte toplumu ve kenti oluşturan tüm kesimleri ele alarak bunu bilim ve teknikle yoğuran bir kentleşme modelinin ele alınması gerektiğini savunduklarını kaydeden Çetinkaya, aksi halde kentin sadece bilim ve tekniği ele alan model ile eksik kalacağını söyledi. 6 Şubat tarihli depremleri de hatırlatan Çetinkaya, “Depremleri afete dönüştüren biz insanların doğaya yaklaşımıdır” dedi.
‘ANLAŞMALAR İPTAL EDİLMELİDİR’
Ardından TMMOB Yönetim Kurulu adına söz alan Turgay Erkan, İsrail ve Filistin çatışmalarına dikkat çekerek, yaşanan insanlık suçlarında İsrail’in olduğu kadar sessiz kalanların da sorumlu olduğunu söyledi. Benzer şekilde Kurdîstan’da devam eden saldırıların benzer olduğunu kaydeden Erkan, “Aynı zamanda emperyalizm meselesidir bu mesele. Birliğimiz her zaman her yerde barıştan, özgürlüklerden, dayanışmadan yana olmuş, antiemperyalist tavrını ortaya koymuştur. TMMOB Filistin halkının yanındadır. Dünden bu yana Filistin’i vuran uçakların pilotlarının eğitiminin de bizim ülkemizde yapıldığı unutulmamalıdır. Bu nedenle iktidara sesleniyoruz. İsrail’le ekonomik, askeri tüm ikili anlaşmalar iptal edilmelidir” diye konuştu.
Konuşmasının devamında kentlerin sorunlarına değinen Erkan, “Bu sorunların çözümü yerel yönetimlerin demokratik bir anlayışla, kamucu politikalar ışığında yapılandırılmasıdır. Bizler TMMOB olarak kent ile ilgili alınacak tüm kararlarda toplumsal yarar ilkesinin belirleyici olmasını savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Ardından yerine kayyım atanan Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Figen Altındağ söz alırken, kayyım uygulamalarına dikkat çekerek, demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü belediyeciliğe dönük saldırılara karşı mücadele edeceklerini söyledi.
OTURUMLARDA KENTLER ELE ALINDI
Konuşmaların ardından sempozyum kapsamında oturumlar gerçekleştirildi. Prof. Dr. İdris Bedirhanoğlu “Depremlerde can kaybının yüksek olmasının sebepleri nelerdir? Neler Yapılabilir?” konusunu ele alırken, Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu ise, “Deprem, Dönüşüm ve Yeniden Yapılanma Sürecinde Kentler” konusunu ele aldı.
Ardından yapılan ikinci oturumda Av. Ali Kahraman “Kent ve Hukuk” başlığını ele alırken, Arkeolog Nevin Soyukaya da “Diyarbakır UNESCO Süreci Deneyim Paylaşımı” konusunu anlattı.
Üçüncü oturumda ise, Antropolog Abdurrahim Özmen “Muhayyel Kimliğin Yaşanılanlara Galip Geldiği Bir Kent Örneği Olarak Mardin” başlıklı konuyu ele alırken, Şehir Plancısı Vehbiye Ciran Ay ise, “Kent ve Allogenler” başlıklı sunumunu yaptı. Sempozyum soru cevap bölümü ile devam ederken, yarın gerçekleştirilecek oturumların ardından sonuç bildirgesi açıklanacak.