ŞIRNEX - HEDEP Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, Kurdistan’ın dört parçasına dönük saldırıların birbiriyle bağlantılı olduğunu belirterek, buna karşı topyekûn mücadelenin önemine vurgu yaptı.
Şırnak Valiliği tarafından sık sık kentin birçok kırsal bölgeler “Özel güvenlik bölgesi”, kent merkezi ve ilçelerde ise 15 günlük eylem ve etkinlik yasakları ilan ediliyor. Valilik, son 10 ayda kentte farklı tarihlerde toplam 24 gün “eylem ve etkinlik” yasağı, Cûdî ve Gabar dağları ile Besta Bölgesinde 75 gün “özel güvenlik bölgesi”, köylerde ve kırsal kesimlerde ise 52 gün boyunca “sokağa çıkma yasağı” ilan edildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve demokratik kitle örgütlerinin kentte yaptığı eylem ve etkinlikler de sık sık valiliğin ilan ettiği yasaklar gerekçesiyle engelleniyor. Bu engellemelerin yanı sıra baskıların son halkası, HDP Cizîr İlçe Örgütü’ne dönük polis baskını oldu. Nitekim son iki yılda parti binası 3 kez polislerce basıldı.
HDP ve demokratik kitle örgütlerinin eylem ve etkinlikleri yasaklanırken, AKP’nin başını çektiği Cumhur İttifakı ortaklarının gerçekleştirdiği eylem ve etkinlikler için devlet imkanları seferber ediliyor.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, partilerine dönük baskıları değerlendirdi. Kentte yaşanan tüm sorunların Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikasıyla bağlantılı olduğuna işaret eden Aslan, bunun aynı zamanda savaş politikalarının yansıması olduğunu söyledi.
KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜMSÜZLÜK
Kürt sorununun sonuçları ve yansımaları üzerinde duran Aslan, “Çözümsüzlüğün hukuktaki yansıması tecritten tutalım partimizin kapatılmasına yönelik açılan dava ve Kobenê kumpas davasına kadar devam ediyor. Bunun yansıması olarak Şirnex’te de birçok hukuksuzluk yaşanıyor. Şirnex’te olan ve Kurdistan’ın diğer kentlerinde de sık sık yaşanan valiliklerin geçici özel güvenlik bölgesi ilanı, yine bu özel güvenlik bölgelerinde valilikler eliyle gidiş gelişlerin yasaklanması veya özel belgeye tabi tutulması, 15 günlük bazen de daha kısa süreli eylem etkinlik yasakları, katı ve hukuki olmayan kararlarla siyasi partimizin çalışmalarının yasaklanması, çözümsüzlüğün hukuk eliyle devam ettirilmesi olarak değerlendiriyoruz” dedi.
Sokağa çıkma yasaklarından sonra kent valilerine kanunda olmayan ve Anayasa’yı bile aşan geniş yetkilerin verildiğine dikkat çeken Aslan, “Şırnak Valiliği, kendisine verilen yetkilerle keyfi bir şekilde tüm eylem etkinlikleri yasaklayabilecek bir noktaya geldi. Açıklamaların içeriğine göre sertleşme pozisyonları değişse bile, çoğunlukta yaptırmama, kamuoyunda görünmesini engelleme ve siyasi parti faaliyetlerini durdurmaya yönelik bir tablo ortaya çıkıyor” diye konuştu.
SAVAŞ POLİTİKASININ YANSIMASI
Partilerinin kentteki çalışmalarının engellendiğini, gözaltı ve tutuklama furyasıyla karşı karşıya bırakıldığını ifade eden Aslan, “Bir hafta öncesinde Hezex ilçesinde İl Genel Meclis üyemiz tutuklandı. Birkaç gün önce partimizin Cizîr ilçesinde bulanan binasına yapılan baskından sonra ilçe yöneticisi bir arkadaşımız gözaltına alındı. Tüm bunlara karşı hem hukuken hem de siyasi bir parti olarak en doğal hakkımız olan bir açıklama yapmamız da engellemeye çalışıldı. Temel olarak Türkiye’de yaratılan hukuksuzluk, yargının rüşvete ve siyasete bulaşmasının yanında, Kurdistan’da Kürt halkına dönük çözümsüzlük ve savaş politikasının bir yansıması olarak özel uygulamalar görüyoruz. Bunların en bariz örneği ise 12 Ekim’de tüm illerde Rojava işgali ve Ortadoğu’daki savaş ve kaosa karşı yapmak istediğimiz açıklamada gördük. Bizlerin il binamızdan çıkması bile engellenirken, aynı saatte Şirnex’te AKP il binası önünde Filistin için basın açıklaması yapıldı. Hiçbir baskı olmadan rahatlıkla açıklama yapıldı. Bizlere yasak olan açıklama, onlara serbest oluyor. Bu da gösteriyor ki bu yasaklamalar Kürtlerin siyaset yapma ve hak talep etmelerine dönük yapılıyor. Kürt sorununun yaratmış olduğu sorunlarla ilgili partimizin tavrını ve tutumunu kapatmaya çalışan ve halkla buluşmasını engellemeye dönük bir tavırdır” diye belirtti.
KURDISTAN’A DÖNÜK SALDIRILAR
İktidarın Kürtlere dönük tahammülsüzlüğünün olduğunu dile getiren Aslan, “Uluslararası güçlerin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmede Kürtlere verdiği konumu görüyoruz. Bugün aynı akıl Başûr’da suikastlar düzenleyip kimi yerlerde kimyasal silah kullanırken, aynı zamanda Rojava’nın statüsüne tahammülsüzlük yapıyor. Rojava’ya dönük hava ve kara saldırıları düzenlerken, Türkiye’deki Kürt halkını temsil eden siyasi partinin Kürt halkının taleplerini ve haklarını dile getirmesini engelleme ve yasaklamaya çalışıyor. Partimizin üyelerini gözaltına alma, tutuklama ve işkenceyle geri tutmaya çalışıyor. Aynı akıl Kurdistan’ın 4 parçasında bunu ortak bir konsorsiyumla sürdürmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
‘TOPYEKÛN MÜCADELEYLE DURDURABİLİRİZ’
Kurdistan’a yönelik saldırıların birbiriyle bağlantılı ve ortak olduğunun altını çizen Aslan, “Bu topyekûn saldırılara karşı bütün Kürtlerin ve aynı zamanda demokrasi, eşitlik ve barış yanlısı olduklarını iddia eden herkesin bir arada mücadele etmesi gerekiyor. Bu savaşı ancak böyle durdurabiliriz” şeklinde konuştu.
MA / Ömer Akın