ANKARA - Tutuklu milletvekilli Can Atalay’a dair verdiği ihlal kararının gerekçesini açıklayan AYM, Yargıtay’ın Mustafa Balbay, Enis Berberoğlu ve Mehmet Haberal dosyalarında dikkate aldığı 14’üncü maddeyi Can Atalay kararında değerlendirmediğini ifade etti.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay’a dair verdiği ihlal kararının gerekçeli kararı Resmi Gazete’de yayınlandı. Atalay hakkında verdiği kararın gerekçesinde AYM, kararında daha önce tutuklanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında verdiği karara dikkat çekti. AYM, bu kararında 14’maddenin yasama dokunulmazlığı dışında bırakılan suçları salt yargı organlarının kararlarıyla anlamlı bir şekilde belirlemeye ve böylece belirlilik ve öngörülebilirlik sağlayacak şekilde yorumlamaya elverişli olmadığını tespit ettiğini hatırlattı. Seçilme ve siyasi faaliyete bulunma hakkını düzenleyen 67’inci maddenin ise öngörülebilir olduğunu belirten AYM, bu nedenle Gergerlioğlu hakkında tahliye kararı verildiğine işaret etti.
YARGITAY’IN İDDİASINI ÖZGÜR GÜNDEM KARARI İLE ÇÜRÜTTÜ
Yargıtay’ın Atalay’ın tutuklanmasına ve hüküm giymesine neden gösterilen “hükümeti ortadan kaldırma” suç iddiasıyla yargılandığını ve bu nedenle yasama dokunulmazlığından faydalandırılmadığına dair karar kurduğunu belirten AYM, Yargıtay’ın maddenin bir çerçeve belirlediğini iddia ettiğini de anımsattı. AYM, bir kamu organının doğrudan bir anayasa normuna dayanarak müdahalede bulunması halinde, bu müdahalenin ölçütlere uygun olup olmadığını incelenmesi gerektiğini belirterek, Yargıtay’ın kararının en başta “Kanunilik” açısından tartışılmaya açılması gerektiğini ifade etti.
Seçilme ve siyasi faaliyette bulunmanın hak olduğunu ancak Yargıtay’ın 14’üncü maddeyi ileri sürerek, buna müdahale ettiğini anımsatan AYM, KHK ile kapatılan Özgür Gündem’de çıkan yazılar nedeniyle 30 Haziran 2021’de Ersin Basın ve Yayıncılık hakkında verdiği karara işaret ederek, burada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine dair karar verdiğini anımsattı.
YARGITAY’IN NE YAPTIĞINI ANLATTI
AYM, devamında belirli açıklamalar da yaptı. Yargıtay’ın kararında Anayasa koyucunun (Meclis) 14’üncü maddeyi nitelendirmeyi bilinçli olarak yargı mercilerine bıraktığına dair iddiada bulunup karar aldığını ancak bu karara katılmanın mümkün olmadığını ifade eden AYM, Gergerlioğlu kararında yer verdiği tespitlere işaret etti. AYM, Yargıtay’ın salt “terörle” bağlantılı suçları 14’üncü madde kapsamında gördüğüne de dikkat çekti.
İKİ AYRI TANIM
AYM, Yargıtay’ın sadece “terör” suçlarını 14’üncü madde bağlamında görme eğiliminde olduğunu ancak maddenin bağlamının daha geniş olduğunu ifade etti. AYM, Yargıtay’ın daha önce Gergerlioğlu hakkında verdiği mahkumiyet kararına dikkat çekti ve bu kararda, “örgüt propagandası yapmak” suçunun 14’üncü madde bağlamında kaldığına karar verdiğini anımsattı. AYM, buna karşın Yargıtay’ın Atalay kararında “örgüt propagandası yapmak” suçunu 14’üncü madde kapsamında görmediğine dikkat çekti.
YARGITAY’IN BELİRSİZLİĞİ DEVAM EDİYOR
AYM, Yargıtay’ın daha önce Mustafa Balbay, Enis Berberoğlu ve Mehmet Haberal kararlarına da işaret ederek, bu kararlarda 14’üncü maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının dikkate alındığını ancak Atalay kararında ise bu fıkraların değerlendirme dışında tutuğuna dikkat çekti. AYM, “Yargıtay kararları söz konusu belirsizliği ortadan kaldırmakta yetersiz kalmaya devam etmektedir” tespiti yaptı.
BAŞÖRTÜSÜ KARARLARINI ANIMSATTI
AYM aynı zamanda Gergerlioğlu kararında vardığı, “Kuşkusuz ki yargı organı kural koyucu bir organ olmadığı için yorum yolu ile yasama dokunulmazlığının ve dolasıyla seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının kapsamını belirleyemez” tespiti ile Yargıtay’ın görevini aştığını ifade etti.
AYM ayrıca başörtüsü ile ilgili verilen kararlara da dikkat çekti ve “Kamu otoriterlerinin kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetkiyi kullanmalarının devlet ve toplum hayatı için ağır sonuçları olmuştur” dedi.
‘DAHA ÖNCE OLSA BİLE’
AYM, Yargıtay’ın kararının ve içtihatlarının Anayasa’nın 13’üncü maddesinde yer alan “Kanunilik” şartını taşıyan kurallar olarak kabul edilemeyeceğini kaydetti. AYM, “Anayasa’nın 83’üncü maddesinin ikinci fıkrası TBMM rızası olmadıkça seçilmiş bir milletvekilinin görev süresince hiçbir şekilde tutulamayacağı, tutuklanamayacağı, sorgulanamayacağı ve yargılanamayacağı belirtilmektedir… Milletvekili olan başvurucunun görev süresi esnasında- milletvekili seçilmeden önce soruşturmasına başlanmış olsa bile- yasama dokunulmazlığının bulunmadığının yargı makamlarınca tespit edilebileceğini makul bir şekilde öngörmesi beklenemez. Bu itibarla Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 14’üncü maddesininki durumların kapsamını ortaya koyan yasama dokunulmazlığının güvencelerini sağlayacak öngörülebilirlikte anayasal veya kanuni kurallar bulunmadığının açık olduğunu bir kez daha tekrarlamaktadır” ifadelerine kararında yer verdi.
KANUN YOK!
Gerekçeli kararda, Gergerlioğlu’nun başvurusunda verdiği karardaki şu ifadeler hatırlatıldı: “Hukuk sistemimizde soruşturma veya kovuşturmaya devam etmeden önce bir milletvekilinin eylemi nedeniyle demokratik yaşam ve başkalarının hakları üzerinden meydana gelen zararın veya tehlikenin ağırlığını ölçen bağımsız yargısal bir mekanizma bulunmamaktadır. Mevcut durumda da ne böyle bir mekanizma ne de savcılıkların ve mahkemelerin milletvekilinin dokunulmazlığının bulunmadığını tespit yetkisini nasıl kullanacağını tarif eden, dahası değerlendirme yaparken yargı makamlarına milletvekillerinin dokunulmazlığının bulunmadığını tespit ederek, seçilme ve siyasi faaliyete bulunma haklarına yaptıkları müdahalelerin Anayasa’ya uygun olup olmadığını değerlendirmelerine yardımcı olacak araçları sunan bir kanun bulunmamaktadır. Milletvekillerine gereksiz müdahale kaygı ve baskı taşımalarına neden olacak bu uygulama, seçilme ve siyasi faaliyete bulunma haklarına ağır bir müdahale biçimidir.”
‘KABUL EDİLEMEZ’
14’üncü maddede yer alan ikinci fıkraya vurgu yapan AYM, bu fıkranın kanunu yorumlamayı yasaklandığını ancak Yargıtay’ın bu yasağa uymadığı ifade edildi. Verdiği kararın 148’inci madde bağlamında olduğu ve 153’üncü maddeye göre tüm organlar bakımından bağlayıcı olduğu ifade edilen gerekçeli kararda, “Öte yandan Anayasa’nın nihai yorum yetkisine dayanarak, Anayasa Mahkemesi’nin ortaya koyduğu içtihatlara kamu gücünü kullanan organların ve bilhassa mahkemelerin aykırı davranmaları yorum karmaşasına yol açar. Anayasanın üstünlüğüne dayanan bir hukuk düzleminde kabul edilemez” diye belirtildi.
İŞLEVSİZ KALIR
AYM, kamu ve yargı organlarının bu karar ve genel olarak kendi kararlarına uymaması halinde “üstünlüğüne” gölge düşürülebileceğine ve bu hal ile Anayasa’nın da işlevsiz kalabileceğine dikkati çekti.
TAHLİYE EDİLMELİ
Kararda, “Bir kimsenin milletvekili seçildikten sonra yargılanıp yargılanamayacağı meselesi ile tutuklanıp tutuklanamayacağı meselesi aynı niteliğe sahiptir” ifadeleri kullanıldı. Aynı zamanda kararda bu nedenle Atalay’ın, “Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının” ihlal edildiğine hükmedildi. AYM, yargılamanın durdurulması ve yenilemesi yanı sıra derhal tahliyesini de karara bağlayıp kararının bir sürenin ilk derece mahkemesi olan 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.
NE OLMUŞTU?
Gezi protestoları nedeniyle tutuklanan iş insanı Osman Kavala, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Emekçi ve Mücella Yapıcı’nın yargılandığı İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 25 Nisan 2022’de “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” ve 18 yılla kadar hapis cezaları verildi.
Ceza verilen isimlerin avukatları aracılığıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne yaptığı itiraz başvurusu, 28 Aralık 2022’de reddedildi ve verilen cezalar onandı. Bunun üzerine karar Yargıtay’a taşındı.
YARGITAY AYM’DEN ÖNCE DAVRANDI
Atalay 14 Mayıs’ta yapılan milletvekilleri seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili seçilmiş olmasına rağmen hakkında Yargıtay’da süren değerlendirme süreci durmadı. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, milletvekili seçilen Atalay’ın tahliye talebini reddetti. Bu karara karşı yapılan itiraz 4’üncü Ceza Dairesi tarafından reddedildi. Bunun üzerine avukatları 20 Temmuz’da AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Bu başvuruya rağmen Yargıtay da 28 Eylül 2023’te kararını verdi. Yargıtay, Kavala, Atalay, Kahraman, Özerden ve Utku’nun cezalarını onadı. Yapıcı ve Emekçi hakkındaki cezaları ise bozdu.
ADALET BAKANI NE DEDİ?
Başvuru nedeniyle toplanan AYM, 5 Ekim’de durumu görüştü ve başvuruyu Genel Kurul’a sevk etti. 25 Ekim’de kararını açıklayan AYM, Atalay’ın tahliye edilmesi ve hakkında yapılan yargılamanın yenilenmesine dair karar verdi. Ancak buna rağmen de Atalay tahliye edilmedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AYM’nin gerekçeli karara açıklanmasını bekleyeceklerini ifade edecek şekilde açıklama yapmıştı.