MÊRDÎN - Qoser'de 13 gün önce gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan İsam Hacıramadan’ın ailesi, yakınlarını arayan bir kişinin "istihbaratın elinde" dediğini ve fidye istediğini söyledi.
Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde 14 Ekim'de yapılan ev baskınında ikinci defa gözaltına alınan Kuzey ve Doğu Suriyeli İsam Hacıramadan’dan 13 gündür haber alınamıyor. Hacıramadan'ın ailesine, gözaltı sonrası "Urfa Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) gönderildi" denildi. Ancak Urfa GGM, Hacıramadan’ın kendilerine getirilmediğini aile avukatlarına bildirdi.
AİLE ENDİŞELİ
13 gündür haber alınamayan Hacıramadan’ın eşi Necbir Hacıramadan, girişimlerinden şu ana kadar sonuç alamadığını aktardı. Necbir Hacıramadan, “Mêrdîn’de aradık, Riha’da aradık, avukat arıyor ama bir sonuç alamıyoruz. Nereye gittik ise 'bizim yanımızda değil’ dediler. Nerede olduğunu öğrenmek istiyoruz” dedi.
Polislerin gözaltı sırasında karakola götüreceklerini söylediğini ancak karakola gittiklerinde orada olmadığını öğrendiklerini aktaran Hacıramadan, "Mêrdîn’e götürdüklerini söylediler, oraya gittik. Orada da olmadığını söylediler. Nerede olduğunu bilmek, kendisiyle konuşmak istiyoruz. 10 yıldır buradayız. Kimseyle bir sorun yaşamadı" diye kaydetti.
‘İSTİHBARATIN ELİNDE’ İDDİASI
İsam Hacıramadan’ın kardeşi Süleyman Hacıramadan ise, kardeşinin 10 yıldır Qoser’de yaşadığını ve açtığı iş yeriyle meşgül olduğunu söyledi. Kardeş Hacıramadan, "Arabasını satıp, iş yerindeki eşyaları boşalttıktan sonra ailesini alıp Dirbesiyê’ye dönmek istiyordu. Ancak 14 Ekim’de gözaltına alınmasının ardından haber alamadık” dedi.
Ağabeyinin “istihbarat” olduğu söylenen kişilerin elinde olduğundan şüphe ettiklerini kaydeden Hacıramadan, "Eşinin ailesini kim olduğunu bilmediğimiz birileri telefon ile aramış. Ağabeyimin Mêrdîn’de istihbaratın elinde olduğunu, oradan çıkarabileceğini söylemiş. Ancak bunun için çok fazla paraya ihtiyaç olduğunu, parayı ödemeleri durumunda ağabeyimi evine getirebileceğini söylemiş. Kesin olarak Mêrdîn’de istihbaratın yanında olduğunu söylemişler. Ancak ağabeyimin bir arabası bir de iş yerindeki eşyaları var. Onları da satamadan kimseye verecek bir parası yok" ifadelerini kullandı.
OLAY HAKKINDA
Ankara’da 1 Ekim'de Emniyet Genel Müdürlüğü'ne dönük saldırının ardından 3 Ekim'de Amed, Dîlok, Mêrdîn, Êlih, Şirnex, Mersin, Denizli, Konya, Kayseri, Isparta, Balıkesir, İstanbul, Antalya, Adana, Bursa, Kocaeli ve Amasya’da 55 kişi gözaltına alındı. Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alınanlardan birisi de İsa Hacıramadan'dı.
Gözaltına alınan 4 kişi, emniyete ifadeleri sonrası 5 Ekim'de serbest bırakıldı. 51 kişi ise, 6 Ekim’de adliyeye sevk edildi. 32 kişi savcılık işlemlerinin ardından serbest bırakılırken, 19 kişi tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. "Örgüt üyesi olmak" iddiası ile Urfa 4'üncü Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen 19 kişiden 18'i tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Serbest bırakılan Hacıramadan ve 35 kişi, Urfa İl Göç İdaresi’ne bağlı Geri Gönderme Merkezine (GGM) götürüldü. GGM’ye gönderilen sığınmacıların tamamı, 9 Ekim'de rızaları dışında sınır dışı edildi. Daha sonra mültecilere zorla "Gönüllü Geri Dönüş" formları imzalatıldığı ortaya çıktı. Ayrıca söz konusu kişilere emniyet ve savcılık ifadelerinde, Kuzey ve Doğu Suriye'de bulunduğu iddia edilen "Saziya Ewlekariya Leşkeri (SEL)" hakkında sorular yöneltilerek, oluşum içerisinde yer alan kişilerin teşhis edilmesi istendiği öğrenildi.
Kuzey ve Doğu Suriye'nin Dirbesiyê nüfusuna kayıtlı Hacıramadan (44), sınır dışı edildikten sonra, 11 Ekim'de yeniden sınırı geçerek, Qoser'de yaşayan ailesinin yanına geri döndü. Hacıramadan'ın yaşadığı eve 14 Ekim'de yeniden baskın düzenlendi ve gözaltına alındı.
İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Hacıramadan'ın ailesine, Urfa Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) gönderildiği bilgisi verildi. Ancak Urfa GGM, Hacıramadan’ın kendilerine getirilmediğini, yanlarında kayıt olmadığını avukatlara bildirdi.
Söz konusu gözaltı tarihinden bu yana Hacıramadan'dan haber alınamıyor.
MA / Ahmet Kanbal