ANKARA - İHD Hapishaneler Komisyonu Ankara Şubesi'nin İç Anadolu Bölgesi’ne ilişkin hazırladığı raporda son üç ayda en az 2 bin 292 ihlalin yaşandığı kaydedildi. Bu süre zarfında farklı cezaevlerinde kalan 9 tutsak da yaşamını yitirdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu Ankara Şubesi, son 3 aylık (Temmuz, Ağustos ve Eylül) İç Anadolu Bölgesi Hapishaneler Raporu’nu açıkladı. Şube binasında düzenlenen basın toplantısı ile paylaşılan raporda, komisyona yapılan başvurular, cezaevlerine yapılan ziyaretler, tutsakların gönderdiği mektuplar ve tutsak aileleriyle yapılan görüşmeler yer aldı.
İç Anadolu’da yer alan 22 kapalı cezaevinden 124 kişi, bölge dışındaki 12 cezaevinden 13 kişi olmak üzere toplam 137 kişinin başvuru yapıldığı belirtilen raporda, İç Anadolu Bölgesi’ndeki cezaevlerinde 3 ayda en az 2 bin 292 ihlalin tespit edildiği kaydedildi.
EN AZ 9 TUTUKLU YAŞAMINI YİTİRDİ
Raporda, Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında çeşitli cezaevlerinde kalen en az 9 tutsağın yaşamını yitirdiğini tespit edildiği açıklanırken, 6 tutsağın hastalıkları nedeniyle, 2 tutsağın intihara sürüklendiği, 1 tutsağın ise cezaevi tarafından her ne kadar kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiği iddia edilse de şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği kaydedildi.
CEZEVİNDE AÇLIK GREVLERİ
Raporda, çeşitli cezaevlerinde yaşanılan hak ihlallerine ilişkin başlatılan açlık grevlerine de dikkat çekildi. İç Anadolu Bölgesi’nde 4 cezaevinde hak ihlallerine karşı en az 10 tutsağın süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemlerinin olduğu kaydedildi. Açlık grevlerinin gerekçelerinin de yer verildiği raporda, Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde tutsakların odalarının farklı bloklarda ve koridorlarda olmasından dolayı tecrit altında tutulmalarından dolayı girildiği, Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Nedim Öztürk’ün başka cezaevine sevk edilme talebinin kabul edilmemesinden dolayı açlık grevine girdiği, Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Hüseyin Karaoğlan’ın yaşadığı hak ihlallerinden dolayı ve Afyon Bolvadin T Tipinde bulunan D.T.’nin ihlallerden dolayı girdiği ve sonlandırıldığı belirtildi.
SAĞLIK HAKKI İHLALİ
651’i ağır en az bin 517 hasta tutsağın cezaevlerinde olduğu ifade edilen raporda, en az 522 sağlık hakkı ihlalinin yaşandığı kaydedildi. Sağlık hakkına erişememe ihlallerinin sıralandığı raporda, şunlar belirtildi: “Adli Tıp Kurumu tarafından, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastaneleri tarafından ‘hapishanede kalamaz raporları’ kabul edilmemiş ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmemiştir. ATK bu kararlarda tıbbi ve etik ilkelerin dışında politik karar süreci yürütmektedir. Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesinde tutulan ağır hasta mahpuslardan Cemal Tanhan’a Adli Tıp Kurumu tarafından ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verilmiştir. Ancak durumunun ağırlaşmasına rağmen tahliye edilmemektedir. Düzce T Tipinde tutulan engelli mahpus Sinan Tutmaz’a hapishanede kalabilir raporu verilmiş ve ayrıca engeli olmasına rağmen hücre cezası nedeniyle tek başına tutulmuştur. Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde tutulan Özge Özbek, ağır hasta olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde uyuz salgını başladığı öğrenilmiştir.”
İŞKENCE, KÖTÜ MUAMELE, ONUR KIRICI UYGULAMALAR
İşkence, kötü muamele ve onur kırıcı uygulamaların cezaevlerinde yoğun olarak devam ettiğine dikkat çekilen raporda, İç Anadolu bölge cezaevlerinde 83 ihlalinin meydana geldiği belirtildi.
İşkence, kötü muamele ve onur kırıcı uygulamalar ise şöyle; “Baskın şekilde oda aramaları yapılmakta, aramalar esnasında eşyalar dağılmakta ve kırılabilmektedir. Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı Hapishanelerde mahpuslar tek kişilik odalarda tutulmakta, günde 1-1,5 saat ayrı bir ünitede bulunan havalandırmaya çıkarılmaktadırlar. Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesinde, koğuş aramaları esnasında mahpusların infaz koruma memurları tarafından tehdide maruz kaldıkları iddia edilmiştir. Mahpuslara ayakta sayım dayatması yapılmaktadır. Mahpuslara mahkeme ve hastane sevkleri esnasında ayakkabı çıkartma ve ağız içi arama dayatması yapılmaktadır. Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan İbrahim Yiğit, 2 ay önce Kırşehir S tipi kapalı hapishanesine getirildiğinde, çıplak arama dayatması yapılmış ve elbiseleri soyularak, çırılçıplak halde bekletilmiştir. Kayseri/Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesinde, mahpusların görüşlerine gelen ailelerinin ve mahpusların arkadaşlarının tacize varan, çıplak aramaya maruz kaldıkları, bu aramalarda ailelerinin vücutlarının mahrem noktalarının taciz edildiği; 7 aylık bebeğin bezinin çıkartıldığı, kadın görüşçülerin regl dönemlerinde bile pedlerinin çıkartıldığı ve çömelip kalkma hareketi yaptırıldığı, bu uygulamalardan dolayı görüşçülerinin gelmek istemediği aktarılmıştır.”
İNFAZ YAKMALAR, DİSİPLİN CEZALAR…
Cezaevlerinde her türlü hak talebine ya da ihlallere karşı verilen tepkilere cezaevleri idarelerinin tutanak tutarak ve disiplin soruşturmalarıyla karşılık verildiğine yer verilen raporda, bu uygulamaların tutsakların birbirleriyle selamlaşmaları, hal hatır sormaları gibi son derece keyfi gerekçelere dayandırıldığı belirtildi.
Bu uygulamalardan kaynaklı, ağır hasta olan ve cezalarının son yılında olan tutsakların tahliye edilmediğine vurgu yapılan raporda, İç Anadolu bölge cezaevlerinde 17 tutsağa 1 ay görüş yasağı, 2 tutsağa 1 ay sportif faaliyetlerden men cezası, 3 tutsağa, hücre cezası, 25 tutsağın İGK kararıyla koşullu salıverilme denetimli serbestlik hakları engellendiği ve 5 tutsağın infazlarının yakıldığı belirtilerek, bu başlık altında 50 hak ihlalinin gerçekleştiğine işaret edildi.
EN AZ BİN 519 İHLAL
Baskılar, iletişim yasakları ve diğer sorunlar başlığı altında verilen ihlallerde, en az bin 519 ihlalin meydana geldiği ifade edilen raporda, “Doğrudan kişi güvenliği hakkını ve sağlık hakkını ihlal eden uygulamalar dışında hapishane yönetimleri çok çeşitli yöntemlerle mahpuslar üzerinde baskı kurmaya çalışmakta, çeşitli hak ihlalleri yaşatılmaktadır. Bu Ailelerinden uzak hapishanelerde bulunan mahpusların sevk talepleri kabul edilmemektedir. Hapishanelerdeki bazı mahpuslar ekonomik koşullarından kaynaklı olarak dosyaları ile ilgili hukuki yardım talebinde bulunmuşlardır” denildi.
Raporun sonuç ve öneri kısmında ise şöyle;
“* Cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Mahpuslara yapılan işkence, onur kırıcı ve kötü muameleler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile yasaklanmıştır. Madde3: İşkence Yasağı” Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tâbi tutulamaz."
* Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
*AİHS’in 14. maddesinde düzenlenen “Ayrımcılık Yasağı” ilkesine göre “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”
* Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir. “Recep Bekik ve Diğerleri’nin” AYM’ye başvuruları (2016/12936): AYM, 27.03.2019 tarihinde ücreti ödenmiş, hakkında toplatma kararı olmayan süreli yayınların verilmemesinin Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan “ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini” karar vererek şikâyetçilere 500 TL tazminat ödenmesine hükmetmiştir.
*Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir.”