WAN - "Jin, jiyan, azadî ile özgürlüğe doğru" kampanyası kapsamında çalışmalarını sürdüren TJA’lılar, ahlaki politik toplumla özel savaş politikalarına karşı cevap olacaklarını söyledi.
Kurdistan kentlerinde 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetler, köy yakmaları, taciz ve tecavüz yöntemleriyle uygulanan özel savaş politikaları, son yıllarda kadın ve çocuk bedenine dönük saldırılarla devam ediyor. Tüm bu politikalara karşı Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad – TJA), “Jin, jiyan, azadî ile özgürlüğe doğru” şiarıyla 8 Mart 2024 Dünya Kadınlar Günü’ne kadar sürecek kampanyanın deklarasyonunu 15 Eylül’de Riha’da geniş bir katılımla kamuoyuna açıkladı. Kampanya kapsamında kadınlara ulaşan ve farkındalık çalışması yürüten TJA aktivistleri, özsavunmanın önemi ve özel savaşın amacını vurguluyor.
'İTAATKAR BİR PROFİL YARATILMAK İSTENİYOR'
Kurdistan’da savaş politikalarının farklı yöntemlerle yürütüldüğünü söyleyen TJA’lı Öznur Evin, “Bölgeye getirilen polis ve askerlerin daha genç olması bilinçli bir seçim. Çünkü basına yansıyan örneklerden de görüyoruz ki ‘aşk’ adı altında kadınlar fuhuşa sürüklenmeye çalışılıyor. Bu bağlamda şunu söyleyebiliriz; Kurdistan’da sadece fuhuş, uyuşturucu ile özel savaş uygulanmıyor, aynı zamanda duygusal anlamda da savaş politikaları yürütülüyor. Kadınları örgütlülük ve siyasetten uzaklaştırarak itaatkâr bir profil ortaya koymaya çalışıyorlar. Bu kapsamda Kürt kadın hareketi olarak daha çok mücadele ederek, daha çok çalışacağız. Özsavunma atölyeleri, kadın özgürlük atölyeleri kurma yolunda çalışmalarımız sürüyor” dedi.
'ÖZEL SAVAŞ ATÖLYELERİ YAPACAĞIZ'
TJA aktivisti Eylem Saruca, sistemin kaba kuvvet, şiddet ve çatışma ile yapamadığını özel savaş politikalarıyla yapmaya çalıştığını söyledi. Topluma yönelik bir tecrit politikası yürütüldüğünü ifade eden Saruca, “Çünkü şunun farkındalar, halk Kurdistan’ın özgürlüğü ve demokratik bir Türkiye için mücadele ediyor. Bu nedenle sistem gençleri kendine bağlamak ve ajanlaştırmak gibi bir politika yürütüyor. Kadınları da yoz bir yaşamın içine çekmek, kolluk kuvvetleriyle sözde aşk adı altında kirli ilişkiler içerisine çekmeyi amaçlıyor” diye konuştu.
Özel savaş politikalarını örgütlü ve bilinçli mücadeleyle yeneceklerini sözlerine ekleyen Saruca, şöyle konuştu: “Bizler her alanda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Elbette sistem de durmuyor ama biz bunun karşısında gerek gençler gerek kadınlarla özsavunma ile bu sistemin karşısında duruyoruz. Geçtiğimiz yıllarda ‘Em xwe diparêzin’ kampanyası başlatmıştı. Bu kampanyadan çok güzel sonuç aldık. Çalışmalarımız yine aynı boyutta olacak. Özel savaş ve özsavunma atölyeleri yapacağız.”
'AHLAKİ POLİTİK TOPLUMU KADINLAR ÖRECEK'
TJA aktivisti Mehtap Demirkaya da özel savaşın kadına dönük bir proje olduğuna vurgu yaptı. Demirkaya, “Çünkü Kurdistan’da yürütülen kirli savaşın ana teması kadındır, bu savaşa karşı çıkan da kadındır. Bu yüzden sistem kadınlara dönük bir savaş politikası yürütüyor ve her geçen gün de derinleştiriyor. Kadının düşürülmesi ahlaki politik toplumun düşürülmesidir. Bu anlamda bütün iktidarlar Kurdistan, Türkiye ve Ortadoğu’da ilk kadını hedef alır. Biz kadınlara da kendi var ettiğimiz doğa, ahlak ve topluma sahip çıkmak düşüyor. Bu şekilde ahlaki politik bir toplumu örerek savaş politikalarına cevap verebiliriz” diye belirtti.
Özel savaş politikalarına karşı örgütlü bir şekilde birleşeceklerini söyleyen TJA’lı İlknur Aydın ise, “Karşımızda kadına karşı yürütülen kirli bir savaş var. Bizler bu savaşa karşı cevap olabilmek için bilinçli ve örgütlü bir şekilde mücadele etmeliyiz” şeklinde konuştu.