HABER MERKEZİ – Yaşamına son veren üniversite öğrencisi Resul Alan (21), ardında bıraktığı mektupla Türkiye’deki gençlerin içinde bulunduğu ruh halini gözler önüne serdi.
Türkiye’de yaşayan gençlerin izlenen siyasi, ekonomik ve sosyal politikalar sonucu günden güne kötü yaşam koşullarına, hayal kırıklığı, karamsarlık, güvencesizlik ve geleceksizlik kaygısı içerisine sürüklendikleri bilenen bir ülke gerçeği durumunda. Gençliği kuşatan bu halin yol açtığı olumsuzlukların son acı örneği ise Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde okuyan 21 yaşındaki Resul Alan’ın yaşamına son vermesi oldu.
Üniversitenin Yunus Emre Kampüsü yemekhanesinde yaşamına son veren Alan’ın cansız bedeni 15 Ekim Pazar günü yemekhaneye giren başka bir öğrenci tarafından fark edildi.
Yaşanan olay sonrası dün kampüste toplanan yüzlerce öğrenci, duydukları öfkeyi “Bu düzen bize bir yaşam borçlu. Bir arkadaşımızı daha kaybetmek istemiyoruz” diyerek gösterdi.
Yaşamına son veren Resul Alan, kendisini bu kararı almaya iten süreci arkasında bıraktığı mektupta anlattı.
Alan’ın kaleme aldığı o mektup şöyle;
"Herkese merhaba ben Resul Alan. Umarım iyisinizdir çünkü ben uzun zamandır iyi değilim. Bu notu görünce endişelenmekte haklısınız evet bu bir intihar notudur. Aslında pek bişey açıklayacak durumda değilim ama yanlış anlaşılmalara sebep olmamak için son bişeyler söylemem gerekiyor size. Öncelikle üzerimdeki banka borçlarından pek kimsenin haberi yok ama zaten benim intiharımın onunla bi alakası yok. Sonuçta ben dün ya da bugün ya da bu ay içerisinde bu kararı almadım. Çok Uzun yıllardır kafama dank edip duruyordu bi yandan bu gitgelden artık bıktım. Artık bişeylerin yoluna girmeyeceğini anlayınca iyice berbat etmek istedim o yüzden o parayı çöp ettim borçları da ödemedim. Benden sonra aileme kalacak borç ama mahkeme yoluyla bundan kurtulabilirler bu o kadar önemli değil. Mesele aşk acısı ya da gelecek kaygısı falan da değil. Ailemin de suçlanmasını istemiyorum anne babam kötü insanlar değil. Yani öyle gerekiyordu.
Her şey baştan beri berbattı. Yaşamak ağır geldi. İnsanların iki yüzlülüğüne katlanamıyorum. Ahlaksızların bize ahlak dersi vermesini kaldıramıyorum. Kimseye tahammülüm kalmadı. Nefes alamıyorum uyumak yemek yemek işkence gibi geliyor. Artık hiçbir şeyi düşünecek durumda değilim herhangi bir beklentim de yok bu saatten sonra. Evet çok çabaladım kendimi vazgeçirmeye çalıştım. Ama olmadı ne yaparsam yapayım hep başa dönüyordum hiçbir şey artık beni hayatta tutamazdı. Bi yandan bugüne kadar yaşadığım için pişmanım yaşadığım sürece hiçbir şey değişmedi. Vazgeçtiğim zamanlar oldu ama şuan bakınca aslında hiç vazgeçmemişim sadece kendimi kandırmışım. Bu süre içinde daha çok insanın hayatına girdim bunun için de sizden özür dilemem gerekiyor yani ben de böyle olmasını istemiyordum. Belki bi şekilde yaşarım dedim hep ama naptıysam kafamın içini değiştiremedim . Her şeyi yarıda bıraktım hiçbir şeye odaklanamadım nereye gitsem hep içimde bi huzursuzluk vardı. Artık bişey yapacak halim kalmadı.
Hiçbir şey istemiyorum artık buraya kadardı ya da ben buraya kadar dayanabildim. Herkese çok yabancılaştım şuan kimseyle konuşacak halim de yok. Bi yandan akıl sağlığımı kaybettiğimi düşünüyorum. Bu yüzden sevdiklerime bi zarar vermemek için çekip gitmem gerekiyor belki de. Rahatsız olduğum bi konu var. Türkiyede gençler çocuklar intihar ediyor her gün ve hiçbir şey değişmiyor. Haberi bile yapılmıyor artık. Herkes intihar eden kişiyi suçluyor ardından küfür ediyor iftiralar atıyor. Kimse istemez bunun olmasını yani keşke bu kadar pis bir toplumda yaşamasaydık keşke ülke daha iyi bi durumda olsaydı belki bu kadar genç çocuk intihar etmezdi. Neyse söyleyecek pek bişey kalmadı. Fazla üzülmeyin unutmaya çalışın sizden sadece bunu istiyorum. Sadece güzel bi anı olarak kalayım sizin için. Keşke şöyle böyle olsaydı demeyin yani ne olursa olsun beni bundan vazgeçilmeyecekti, olmadı yapacak bişey yok. Benim hikayem de böyle olsun. Siz de kendinize iyi bakın. Her şey gönlünüzce olsun. En güzel şekilde yaşamaya çalışın. Li Xwe Baş Binêre. Bı xatire we."