ANKARA - Norveç Kızıl Gençlik Başkanı Liv Müller Smith-Sivertsen, Öcalan tecrit altındayken Orta Doğu’ya barışın gelmeyeceğini belirtti.
Yeşil ve Sol Parti’nin isim değişikliğine giderek Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) adını aldığı ve yeni eş genel başkanlarının Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan olarak belirlendiği kongre ile yeni başlangıç yapıldı. Büyük bir coşkuya sahne olan Ankara’daki kongrede, Avrupa ve dünyanın farklı bölgelerinden çok sayıda yabancı konuk yer aldı.
Kongreye katılan isimlerden biri Norveç’teki Kızıl Parti’nin gençlik örgütlenmesi Kızıl Gençlik Başkanı Liv Müller Smith-Sivertsen oldu.
Smith-Sivertsen, kongrenin gündem maddeleri olan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
‘ÖCALAN TECRİT ALTINDAYKEN ÇÖZÜM OLAMAZ’
Tecridin temel bir insan hakkı ihlali olduğunu belirten Smith-Sivertsen, “Öcalan'ı Türkiye'ye getiren ülkelerin hedefi elbette ki Kürt Özgürlük Hareketi’ni durdurmak, Kürtlerin bağımsızlıklarını ve özgürlüklerini kazanmalarını engellemekti. Kürt halkının kurtuluşu adına ihtiyacımız olan Öcalan'ın özgürleşmesidir. Bu sayede Orta Doğu'da kalıcı bir barış sağlanabilir. Kürt ve Filistin sorununa dair çözümler, Öcalan tecrit altındayken gerçekleşemez” ifadelerini kullandı
‘ÇİFTE STANDART’
Smith-Sivertsen, halkların özgürlüğü için mücadele ettiğini dile getirdiği PKK Lideri Öcalan’ın batılı devletlerce terörize edilip çifte standarda maruz kaldığını da ekledi. Smith-Sivertsen, şunları söyledi: “Öcalan’ı terörize etmek, eski sömürge devletleri olan batılı devletler ve Avrupa’dakiler için kolay olan yol. Öcalan'ı ‘terörist’ olarak sınıflandırmak çifte standarttır. Öcalan, ‘terörist’ olarak sınıflandırılıyor ama İsrail veya ABD terörist olarak sınıflandırılmıyor. İşte bu durum Öcalan'a karşı çifte standarttır. Öcalan, halkın kurtuluşu için mücadele eden bir liderdir, suçlu değildir. Öncelikle Öcalan'la iletişim kurma hakkı tanınmalı elbette fakat sonrasında Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanarak ailesinin yanına ve Kürt halkına geri dönmeli.”
‘ROJAVA’YA SESSİZ KALMAK İKİYÜZLÜLÜKTÜR’
Smith-Sivertsen, dünyanın Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılar karşısındaki sessizliğini ise “ikiyüzlülük” olarak tanımladı.
Smith-Sivertsen, “Kürt halkının, özellikle Kürt kadınlarının DAİŞ'i yenmek için Batı'ya yardım etmesinin ardından Batı’nın Rojava’da yaşananlara karşı sessiz kalması ikiyüzlülüktür. Kürtler bu mücadeleyi verdiğinde yanlarında oluyorsunuz ama saldırıya uğradıklarında onları unutuyorsunuz. Kürtleri bombalayan, masum insanlarını öldüren ülkelerle askeri ittifaklar içinde olacaksınız ve sessiz kaldığınız gibi bizler tepki gösterdiğimizde bizi de susturmaya çalışacaksınız. DAİŞ’e karşı savaşan Kürt kadınlarını özgürlük savaşçılarının simgesi olarak görüyoruz ve onların yanında olmaktan, daha adil bir dünya için verdiğimiz mücadelede birlik olmaktan büyük gurur duyuyoruz” dedi.