MERSİN - Kadın sağlıkçıların daha fazla şiddet gördüğünü ancak bunun kayıt altına alınmadığını söyleyen Dr. Ful Uğurhan, "Bu şiddet görünmeyen camdan bir tavan, çarptığınız zaman görebiliyorsunuz" dedi.
Sağlıkta şiddet verileri her gün artarken, bu verilerde şiddet görenlerin daha çok erkek sağlıkçılar olması, kadına yönelik şiddetin bu alanda da kayıt altına alınmadığını gözler önüne seriyor. Sağlıkta şiddet raporlarında şiddete uğrayan kadın sayısı yer almazken, kadın çalışanlara yönelik mobbing, taciz, hakaret ve diğer şiddet türleri de kayıt altına alınmıyor.
Kadın sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin boyutu tam olarak bilinemezken, eski Mersin Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Ful Uğurhan, sağlıkta kadına yönelik şiddetin boyutlarını değerlendirdi.
'DAHA FAZLA ŞİDDET GÖRÜYORUZ'
Uğurhan, sağlık çalışanlarının sağlıkta şiddetin artan boyutu ile her geçen gün daha fazla karşı karşıya kaldığının altını çizerek, “Kadın çalışanlar olarak da daha fazla şiddet görüyoruz çünkü kadına yönelik şiddetin temelinde eril tahakküm var. Bu güç ilişkisi nasıl ki aile içinde kadın-erkek arasında varsa, benzer şekilde sesi çok çıkan erkek vatandaşın kadın çalışanı daha çok sindirebileceği düşüncesi ile de açığa çıkıyor” dedi.
'KADINA ŞİDDET GÖRÜNMÜYOR'
Samsun’un İlkadım ilçesinde hastanede yanında çalışan sekreterinin boşandığı eşi Yusuf D. tarafından katledilen Opr. Dr. Aynur Dağemir cinayetini hatırlatan Uğurhan, şunları belirtti: “Biz bu cinayeti hem hekime hem de kadına yönelik şiddet çerçevesinde değerlendiriyoruz. Nitekim o zamana kadar kadın sağlık çalışanlarına yönelik şiddet görünmeyen, camdan bir tavandı. Buna ise çarptığınız zaman görebiliyordunuz. Sekreterden, yardımcı personelden başlayan, oturduğumuz koltukta hastanın sözleriyle devam eden hasta doktor ilişkisinde bunu hissediyoruz.” Söz konusu durumun değişmesi için topyekün bir değişimin gerektiğini belirten Uğurhan, “Toplumda var olan şiddet dilinin barış ve dostluk diline dönmesi, yasaların çalışanları ve kadınları koruması gerekiyor. Hal böyleyken yasalarla kazandığımız haklara el konuldu. Bu kadın sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti, saldırıları daha da arttıracaktır” dedi.
'VAKALAR RAKAMLARA YANSIMIYOR'
Kadına ve kadın sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin temel nedeninin eril tahakküm olduğunu belirten Uğurhan, “Çalışma sahasında olan vakalar rakamlara yansımıyor, kanıksanmış bir şey oluyor. Hakareti işitiyor, hırpalanmış da oluyorlar ama bunu bir yere yazmıyorlar. Bakanlık, vatandaşlara ‘Bu doktordan, çalışandan memnun musun?’ diye özel sorular soruyor. Ayrıştırıcı, uzaklaştırıcı politikaların da maalesef bir sonucu oluyor. Siyasi otorite buna yasal çözüm bulmak zorunda. Bu geçici bir süre sağlık hakkından mene kadar gidebilir. Çünkü siz bir yandan sağlık çalışanının yaşam hakkını sınırlayıcı davranıyorsanız sizin hakkınıza da sınırlıma getirilebilir. Özellikle birinci basamak birimlerinde güvenlik söz konusu olamıyor. Güvenlik sağlanacak önlemlere gidilmeli” ifadelerini kullandı.
'BAKANLIK TARAFINDAN ÇALIŞMA YAPILMALI'
Sağlık çalışanı kadınlara yönelik şiddetin veri altına alınmamasının bir eksiklik doğurduğunu kaydeden Uğurhan, “Çalışmalar başta Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmalı. Şiddeti de doğru tanımlamak kaydıyla. Şiddet, sadece vurmak, öldürmek değil. Şiddeti tanımlayarak sorduğunda gerçek veriler açığa çıkacaktır. Bu bakanlığın görevidir” dedi. Veriler edinildiği taktirde kadın sağlık çalışanlarına yönelik şiddet oranlarında olağanüstü bir artışın olduğunun görüleceğini kaydeden Uğurhan, "Pek çok şey istatistiklere girmiyor. Aşağılanmalar, sözel şiddetler ‘şiddet kapsamına’ girmiyor bile. Bu işe bir çözüm bulmakta samimilerse kadınlara yönelik şiddet oranlarını kayıt altına alırlar. Kadın çalışanına, ‘Sen bugün şiddet gördüm mü?’ diye sorarlar" diye konuştu.
MA / Yüsra Batıhan