RIHA - Gözaltına alınarak Kırklareli İl Göç İdaresi’ne gönderilen enternasyonalist gençlerin deport edilme kararının Danıştay tarafından iptal edilen emniyet genelgesine dayandırıldığının belirten Av. Ali Arslan, “Kolluğun işlediği, hırsızlık, işkence ve yaralama suçlarına karşı suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin (Yeşil Sol Parti) 15 Ekim'de Ankara'da gerçekleştireceği kongreye katılmak için İtalya, Almanya ve Fransa'dan Türkiye’ye gelen ve Kürt kurumlarını ziyaret eden 15 enternasyonalist genç 12 Ekim’de Riha’da gözaltına alındı.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına karşı Riha’da yapılan basın açıklamasına katılan ve darp edilip yerlerde sürüklenerek gözaltına alınan enternasyonalistler deport (sınır dışı etmek) edilmek üzere İl Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldü. Bir gün Riha’da tutulan enternasyonalist gençler, avukatlarına bilgi verilmeden dün sabah saatlerinde sınır dışı edilmek üzere Kırklareli İl Göç İdaresi’ne gönderildi.
Haklarında "Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" ve "2911 sayılı kanuna muhalefet" iddiası ile işlem yapılan enternasyonalistlerin deport edilme gerekçesi olarak; Danıştay idari Dava Daireleri Kurulu’nun hakkında 9 Mayıs 2022 tarihinde yürütmeyi kesin olarak durdurma kararı verdiği, “kamusal alanda polisin ses ve görüntüsünün alınmasını engelleyen” Emniyet genelgesi olduğu ortaya çıktı.
Telefonlarına "İmaj alınacağı" gerekçesiyle el konulan, GGM’de tutulan enternasyonalist gençlerin avukatı Ali Arslan, gözaltı esnasında ve devamında yaşananları değerlendirdi.
ÖZEL YASAKLAMA KARARI
Riha’da uzun yıllardır toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkının Valilik talimatları ile bertaraf edildiğini dile getiren Arslan, Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan sivil ölümlere dikkat çekmek için 12 Ekim’de yapılmak istenen açıklamaya “özel yasaklama” kararı çıkartıldığını kaydetti. Yasaklama kararıyla açıklamanın hukuka aykırı bir şekilde engellendiğinin altını çizen Arslan, 15 enternasyonalist gencin herhangi bir uyarı yapılmadan gözaltına alındığını belirti. Gençlerin işkenceyle gözaltına alındığını vurgulayan Arslan, “Yabancı kişilerin basın açıklamasına katılmasının yasak olduğu iddiası ile gözaltına alındılar. Ancak bu uygulama Urfa Emniyeti’nin yeni buluşu. Toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkı herkes içindir. Sadece vatandaş olanlar için değil, yabancılar için de bu hak mevcut. Bir yerde bir gösteri varsa bir yurttaş gibi yabancı olan birinin de katılma hakkı Anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmıştır. Valiliğin kararı absürt bir karardır” diye konuştu.
‘İPTAL EDİLEN GENELGE FİİLİ OLARAK YÜRÜRLÜKTE’
Gözaltı sonrası 3 saat boyunca müvekkillerine ulaşamadıklarını dile getiren Arslan, “TEM Şube’ye gittik bizi Güvenlik Şubeye yönlendirdiler. Orada çeşitli bahaneler üretildi ve en son müvekkillerimizden birinin kendi cep telefonundan konum atması ile Şehitlik Karakolu’nda olduklarını tespit ettik. Gidip kendileri ile görüştüğümüzde hala ters kelepçeli olarak otobüste bekletildiklerini gördük. Tuvalet ihtiyacı gibi en temel ihtiyaçları söz konusuydu. Uzun bir süre sonra en temel ihtiyaçların karşılanması ve terk kelepçelerin çıkartılması noktasında sonuca vardık. Suçlamayı sorduk ve ‘Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme’ suçunun istinat edildiğini öğrendik” dedi.
‘TCK’DE BÖYLE BİR SUÇ YOK’
İstinat edilen suçun 2021’de kamusal alanda polisin ses ve görüntüsünün alınmasını engelleyen Emniyet genelgesine dayandığını belirten Arslan, “Bu Süleyman Soylu’nun bakan olduğu dönemde çıkartılan bir genelge. Bu hukuka aykırı genelge Danıştay tarafından yürürlükten kaldırıldı ve iptal edildi. Gençler, Soylu’nun çıkardığı ve iptal edilen bir genelgeye dayandırılarak gözaltına alındılar. Ancak TCK’da böyle bir suç yok. Kanunda tanımı yapılmamış bir suçtan dolayı müvekkillerimiz gözaltına alındı ve dijital materyallerine el konuldu. Emniyetin genelgesi iptal edilmişse de fiili olarak yürürlükte. Evet Soylu İçişleri Bakanlığı’ndan gitti ama söz konusu Kürtler olduğu zaman Soylu hukuku devam ediyor” ifadelerini kullandı.
‘RESEN SORUŞTURMA BAŞLATMASI LAZIM’
Gençlerin işkenceye maruz kalması karşısında polisler hakkında şikayetçi olmalarına rağmen resen bir soruşturma açılmadığına dikkati çeken Arslan, “Müvekkillerimiz gözaltına alındıklarında şiddete maruz kaldıklarını ifade ettiler. Bir müvekkilimiz boynunda bulunan altın kolyenin müdahale eden polis tarafından gasp edildiğini belirtti. Normalde bunlar resen soruşturulması gereken suçlar kategorisindedir. İfade ile birlikte savcının suç duyurusunda bulunması gerekiyor ama bulunmadı. Avukatlar olarak kolluğun işlediği, hırsızlık, işkence ve yaralama suçlarından suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu.
‘EMNİYETİN KEYFİLİĞİ SÖZ KONUSU’
15 kişinin bir suç olmaksızın GGM’ye gönderildiğini vurgulayan Arslan, devamında şunları söyledi: “Gençlerin deport edilmesine gerekçe edilecek bir suç yok. Müvekkillerimizin işkenceye maruz kalması yetmiyormuş gibi seyahat hakları da ihlal ediliyor. Hukukun h’sinden bahsetmek mümkün değil. Urfa GGM son zamanda imza attığı hukuka aykırı işlemler ile anılıyor. GGM, daha önce gözaltına alınan mültecilerin sahte evraklar ile sınır dışı edilmesi ile anılmıştı. Baştan sona kadar hukuka aykırı bir gözaltı söz konusudur. Kolluğun işlediği suçlar ortada. Bir keyfilik durumu söz konusudur. Bu keyfilikten hukuka uygun bir sonuç çıkmasını beklemiyoruz.”
MA / Emrullah Acar