ANKARA - Savunma Bakanlığı’nın kendisine açtığı tazminat davasında yargılanan TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Bu kurumları eleştirme yükümlülüğüm var” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 19 Ekim’de 2022’de Medya Haber televizyonda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi operasyonda kimyasal kullanmasına yönelik yaptığı değerlendirme ardından Savunma Bakanlığı’nın 26 Eylül 2022’de 100 bin TL tazminat istemiyle açtığı davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada Fincancı’nın avukatları hazır bulunurken, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) yöneticileri ve üyeler de katılım sağladı.
‘DAVANIN KONUSU DAHİ BELLİ DEĞİL’
Ankara 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmada kimlik tespitlerinin ardından ifade işlemine başlandı. Duruşmada ilk söz alan Avukat Oya Meriç Eyüboğlu, davanın dayandığı maddi olguların somut olmadığını belirterek, “Yayın yolu ile TSK’nin saygınlığının karalandığı iddia edilmiş. Ama hangi cümleler belli değil. TSK’yi aşağılamak, küçük düşürmek iddiası var. Bu davada müvekkilin hangi eylemi ve söyleminin dava konusu olduğu belli değil. Konuşmaya ilişkin bir döküm dahi mahkemeye sunulmamış. Bu davanın yürümesi mümkün olmadığı için davanın usülden reddi yönünde talebimizi dile getiriyoruz.Ortada bir delil yok. Yapılan konuşma dahi şikayet dilekçesinde yok. Davacının iddia edilen suçtan zarar görmedikleri çok açıktır. Türk milletini, TC’yi ve kurumu aşağılamak suçundan bir yargılama yapılmadı ve iddianame düzenlenmedi” diye konuştu.
‘TAZMİNAT MÜMKÜN DEĞİL’
Avukat Hülya Yıldırım ise manevi tazminat davasının mümkün olmadığını altını çizerek, “Bu talep için objektif ve subjektif şart aranır. Bir kurumun incindiğini söylemek mümkün değildir. O nedenle de manevi tazminat mümkün değildir. Manevi zarar kanıtlanamamıştır. Tüzel kişiler manevi tazminat davasında bulunamayacağı için davanın reddini talep etmekteyiz” dedi.
Mahkeme Başkanı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasına karar vererek, Fincancı hakkında TCK 301’den dava açılıp açılmadığına dair bilgi ve belgeleri istedi. Duruşma 11 Ocak 2024’e ertelendi.
‘BU KURUMLARI ELEŞTİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜM VAR’
Duruşma sonrası adliye girişinde konuşan Fincancı, “Kurumların alınganlık göstermesi ciddi bir soru bu ülkede. 30 yıldır ben bu kurumların alınganlıkları nedeniyle yargılanmış ama 10 sene öncesine kadar bu alınganlıklarını boş olduğunu hatırlatılıp yargılanmışım ve beraat aldım. Bugün yargının geldiği noktaya bu alınganlığın olabileceği bir yanılsama ile karşı karşıyayız. Oysa birincisi yurttaş sorunu, ikincisi bir akademisyen olamam ve bilginin verdiği sorumluluk, üçüncüsü ise demokratik kitle örgütleri insan hakları mücadelesinde yer almamalıdır. Yüklendiğim sorumluluk bana ait. Dünyanın neresinde olursa olsun yalnızca Türkiye’de değil, kurumların insan hakları ilgili ihlal iddialarını insan hakları savunucuları tarafından değerlendirmek tartışmak ve iyileştirme hükümlülüğüm var. Eğer biz kurumları eleştirmesek kurumlar ihlallere devam eder” ifadelerini kullandı.