MUĞLA- Akbelen Ormanı’nın Termik Santrallere tahsisi ile maden işletme ruhsatı ve izninin iptaline yönelik davada karar açıklanmadı. Karar daha sonra taraflara tebliğ edilecek.
Akbelen Ormanları’nın Limak İçtaş İşletmeciliği’ne ait YK Termik Santralleri’ne tahsisinin iptali ve maden işletme ruhsatı ve izninin iptali için açılan davanın duruşması Muğla İkinci İdare Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesi İkizköy Mahallesi köylüleri, Muğla ve çevre illerden gelen yaşam savunucuları, Akbelen Direnişçileri polisin araçları engellemesi nedeniyle üç koldan yürüyerek Sınırsızlık Meydanı’nda birleşti. Buradan mahkeme önüne yürüyen yurttaşlar “Kömürsüz Muğla için”, “Akbelen’den vazgeçmiyoruz” pankartlarını taşıyarak sık sık “Akbelen için adalet” “Ağaç yaşam özgürlük” “Katil Limak işbirlikçi AKP” ,“Her yer Akbelen her yer direniş” sloganları attı. Duruşma öncesi mahkeme önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Basın açıklamasının ardından duruşmaya geçildi. Duruşma salonuna davacı Karadam Karacahisar Doğal Hayatı Koruma Derneği (KARDOK) üyeleri ve taraf avukatları katılırken, duruşmayı İzmir ve Muğla Baro başkanları, siyasi parti temsilcileri de takip etti.
Duruşma ardından dava hakkında bilgi veren Avukat Ali Arif Cangı, Akbelen Ormanları’nın yok edilmesinin yaratacağı ekolojik yıkımın yeryüzündeki yaşamı tehdit edeceğini anlattıklarını belirterek, karşı tarafın tek tezinin elektrik üretmeleri, ormanın kendilerine devredildiği için yurttaşları çıkarmaları olduğunu ifade etti. Kamu yararının tartışılması için dava açtıklarını belirten Cangı, “Akbelen Ormanı kesildi, ancak halen orman eko-sistemi toprağıyla bitki örtüsüyle yaşıyor. Bu aşamada yapılması gereken maden işletmesine başlatılmasına engel olmaktı. Engel olunabilirse Akbelen Ormanı yine kendini toparlar. Aslında orman tahsisi dosyasında yapılması gereken her şey yapıldı. Karar verme aşamasına gelindi. Karar Akbelen’e kadar işlenen suçların da önlenmesi için verilecek karardır” dedi.
‘HUKUKİ HİÇBİR YANI YOK’
Maden işletme ruhsatının Tarım Orman Bakanlığı’nın 28 Aralık 2021’den itibaren 10 yıl uzatıldığına dair işlemin mahkemeden ve kendilerinden gizlendiğini ifade eden Cangı, “O işleme dayanarak 24 Temmuzda kolluk korumasında Akbelen’de katliam gerçekleştirdiler. Bu işlemin hukuki hiçbir yanı yoktur. Hiçbir kanunda bu şekilde oldubittiye izin verilemez. Buradan çıkan karar maden işletmesinin önüne geçilmesini sağlayacaktır. Bundan sonrası hakimlerin hukuka ve vicdanlarına göre karar vermesine kaldı. Bu dava yaşamdan yana kısa vadeli çıkarlarını düşünmeyen yeryüzündeki yaşamı düşünen çocuklarına yaşanabilir dünya bırakmak isteyenlerin davasıdır” ifadelerini kullandı.
‘BODRUM SUSUZ KALACAK’
Daha sonra söz alan davacı İsmail Hakkı Atal, halen 150 dönüm zeytinlik arazinin zeytin yasasının koruması altında olduğunu söyledi. Atal, Akbelen’in yok olması halinde Bodrum’un susuz kalacağını ve Bodrum’un yıllık 5 milyar Dolar turizm gelirinin ranta feda edilemeyeceğini söylediklerini belirten Atal, “Bugün Bodrum Belediye başkanı Mumcular ve Geyik Barajlarının kuruduğunu, Bodrumun susuz kaldığını açıkladı. Eğer Akbelen Ormanındaki kömür çıkarılırsa Türkiye yıllık 5 milyar Dolar geliri kaybederse bunun sorumlusu Adalet Bakanlığı ve İdare Mahkemesi olacaktır” şeklinde konuştu.
‘ADALET BAKANLIĞI SORUMLU OLACAK’
Orman kesim izni maden işletme izni iptal davasında şahsi davacı olarak da bulunduğunu kaydeden Atal, “Mahkeme heyetinin tarafsızlığından şüpheye düştüğüm için ve daha önce mahkeme heyetini bakanlığa hakimlikten atılmaları için şikayet ettiğim için aramızda husumet olduğunu söyledim ve reddi hakim talebinde bulundum. Ancak reddedildi. Ama hala KARDOK Derneğimiz adına bu mahkemenin bir karar verip şimdiye kadar yapığı hatayı düzeltme imkanı var. Aksi takdirde Bodrum susuz kaldığında insanlar terk etmek zorunda kaldığında Adalet Bakanlığı sorumlu olacaktır ve bugün kararı vermeyen hakimlere, bakanlığa açılacak tazminat davasında bakanlığın ödeyeceği tazminat da hakimlere rücu edecektir” dedi.
Davanın sonucu daha sonra taraflara tebliğ edilecek.