İSTANBUL – Aydos Ormanı’nda çıkan yangını devletin çeşitli kurumlarına haber verdiği tespit edilmesine rağmen “örgüt talimatıyla” yangın çıkardığı iddia edilerek tutuklanan Yakup Akman’a, müebbet hapis cezası verildi.
İstanbul Pendik’te bulunan Aydos Ormanı’nda 19 Eylül 2019’da çıkan yangın sırasında orada bulunan ve itfaiye ekiplerine haber verdiği tespit edilmesine rağmen “yangını çıkardığı” öne sürülen Yakup Akman'ın, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla yargılandığı davanın karar duruşması İstanbul 36’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu bulunan Yakup Akman ile avukatları hazır bulundu. Öte yandan Akman’ın ailesi ile Barış Anneleri ve tutuklu yakınları da duruşmaya katıldı.
Akman’a, olay günü “Öfkeli Kürdistan Gençliği” isimli Twitter hesabından yapılan “Pendik Kurtköy’de bulunan ormanlık alana birimlerimizce ateşten eylem gerçekleştirilmiştir” paylaşım suçlama konusu olarak yöneltiliyor. İlk olarak konuşan Akman’ın avukatı Nurettin Kuzu buna dair, “Öfkeli Kurdistan Gençliği” rumuzlu sanal medya hesabını kullanan kişilerin yaklaşık 8 ay önce gözaltına alınarak tutuklandığını ve etkin pişmanlıktan faydalandığını aktardı. Kuzu bu kişilerin beyanlarında yaklaşık 300 olay üstlendiklerini, bu olaylardan 180’inin hiç gerçekleşmeyen olaylar olduğunu, 120 olaydan 112’sinin çeşitli nedenlerle çıkan orman yangınlarına ait olduğunu söylediklerini aktardı. Yine aynı kişilerin, sadece 8 olayın “Ateşin Çocukları İnisiyatifi” tarafından gerçekleştirildiğini beyanlarında aktardığını dile getiren Kuzu, kişilerin ifadelerinde eylemi gerçekleştiren kişilerin isimlerini verdiğini de kaydetti. Bu isimler arasında müvekkili Akman’ın olmadığına dikkat çeken Kuzu, bu kişilerin tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu.
‘DİLİM, IRKIM YARGILANIYOR’
Ardından söz alan Akman, “Şu ana kadar siz burada Yakup Akman’ı değil, bir dili yargılıyorsunuz. Siz bir insanın dilini, kültürünü, ırkını yargılıyorsunuz” diyerek, daha önceki duruşmalarda hiçbir talebin kabul edilmemesine tepki gösterdi. Olay günü yangının söndürülmesi için devlet kurumlarına kendi haber verdiğini hatırlatan Akman, “Siz zalimlerin tarafındasın. Zalimlerin tarihini yazıyorsunuz. Ben ise mağdurların tarihini yazıyorum. Tutuklan benim ama özgür olmayan sizsiniz” dedi. Ayda sadece bir buçuk saat havalandırmaya çıktığını söyleyen Akman, “Siz olsaydınız dayanamazdınız. İntihar ederdiniz, kurumsallaşırdınız. Ama ben bunu yapmayacağım. Çünkü ben masumum. Çünkü benim dilim, ırkım yargılanıyor. Bu ırkçılıktır. Ben ne boyun eğeceğim ne de kurumsallaşacağım” ifadelerini kullandı.
‘DEVLETİN BİRLİK BERABERLİĞİNİ BOZAN SİZSİNİZ’
“Her insanın aşık olduğu bir şey vardır. Benim aşık olduğum kişi annem Fince Akman’dır. Ben hem anneme hem de toprağıma aşığım. Size yani celladıma değil” diyen Akman, 4 yıldır hukukun hiçe sayılarak yargılandığını kaydetti. Mahkeme heyetine hitaben, “Devletin birliğini bütünlüğü bozma eylemi yapan varsa bu sizsiniz. O yüzden ben sizden şikayetçiyim” diyen Akman, “Son sözüm; eğer cezaevinde öldürsem mezar taşıma ‘Ben Kürt bir insandım’ yazılsın” dedi. Akman ardından duruşma salonunda bulunan annesi Fince Akman’a dönerek, “Anne hiçbir zaman moralini bozma. Ben suçsuzum. Sen beni tekrardan karnına soksan da bunlardan kurtaramazsın. Başınız dik olsun” dedi.
‘SAVUNMALARIMIZ DİKKATE ALINMIYOR’
Akman’ın ardından tekrar savunma yapan Avukat Kuzu, “Öfkeli Kurdistan Gençliği” rumuzlu hesabın yangını üstlenmesinin ardından olaya TEM şubenin dahil olduğunu ve ifade işlemleri sırasında olay yerinde kendileri Akman’dan ifade almışlar gibi tutanak tuttuğunu aktardı. “TEM’in hazırladığı delillerin hepsi sonradan hazırlanmış delillerdir” diyen Kuzu, müvekkilinin evinin arandığını ve ele geçirilen dijital materyallerde suç unsuru barındıracak hiçbir şey bulunamadığını hatırlattı. Kuzu, daha önceki duruşmalarda müvekkilinin son 10 yılda nerelerde kaldığını, çalıştığını, son 10 yılın telefon kayıtlarına bakılması talebinde bulunduklarını ve bu taleplerin reddedildiğini de anımsattı. Bu güne kadar ki taleplerinin hiçbirinin kabul edilmediğini söyleyen Kuzu, “Sayın başkanın önündeki dosyanın müvekkilimin olup olmadığından emin değilim. Savunmalarımız o kadar dikkate alınmıyor” dedi.
TEM POLİSLERİ GÖZETİMİNDE DİNLENDİLER
Olay günü orada bulunan 2 tanığın 2’nci duruşmaya kalem kapısından TEM polisleri gözetiminde alındığını söyleyen Kuzu, “Siz TEM polis memurlarının gözetiminde tanıkları dinletip gönderdiniz. Onların bu korkuyla daha önce verdikleri beyanları değiştirme ihtimalleri yoktu” dedi. Müvekkilinin dosyasında “örgüt üyeliği” için suç oluşturacak her hangi bir delil olmadığına dikkat çeken Kuzu, Akman’ın beraatını talep etti.
‘DOSYANIN OKULLARDA OKUTULMASI LAZIM’
Ardından söz alan Avukat Ayşe Acinikli, “Bu dosyanın okullarda, hukuk fakültelerinde ‘Nasıl yargılama yapılmaz’ diyerek okutulması lazım” dedi. Sadece emniyet ve savcılığın getirdiği delillerle yargılama yapılamayacağını vurgulayan Acanikli, “Mahkeme tarafsız ve bağımsız olmalıdır. Mahkemenin TEM eşliğinde içeriye tanık getirildiğinde buna itiraz etmesi lazımdı. Bu kadar yönlendirmeye açık bir konuda insanların kollukla buraya gelmesi bağımsızlık ilkesine aykırıdır” diye kaydetti.
‘KİMLİKTE TRABZON YAZSAYDI OLAY BURAYA GELMEYECEKTİ’
“Gizliliğe riayet” ilkesinden bahseden Acinikli, “Yakup akmanda örgü üyeliği profili var mı? Gizliliğe riayet konusunda o kadar rahat ki, orada canlı yayın yapıyor. Bir de orada oyalanıyor. İnsanlarla konuşuyor. Gizliliğe riayet yok. Annesi, kız kardeşi gözaltına alınmış, haklarında dava açılmış… Bu müvekkili bağlamaz. Sadece müvekkil bağlamında bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Bu hukukla bağdaşmayan bir şey. İddianamede değerlendirme yapılmamış. Hiçbir şekilde bu kişinin üye olduğunu ispatlayan bir şey yok. Kendimize ve müvekkilimize o kadar çok güveniyoruz ki ‘Telefonlara, dijital materyallere bakın’ diyoruz. Hiçbir delile ulaşılamamış ama mahkemede de hiçbir talep kabul edilmemiş. Bu ihlal edilen ilkeler konusunda müvekkil durdurulduğunda kimliği istenseydi ve doğum yerinde ‘Trabzon’ yazılı olsaydı serbest bırakılırdı. Orada ‘Mardin’ yazıyor olması müvekkilin talihsizliği. Coğrafya kaderdir deniyor… Müvekkil Kürt olmasaydı bu dosya buraya gelmeyecekti. Burada bir fail bulunmuştur olay onun üzerine yıkılmıştır” ifadelerini kullandı.
Son savunmasında, “Aklımızın almadığı bu dosya yaşamımız boyunca devam edecek” diyen Avukat Kuzu, “Mahkemeden bir beklentimiz yok. Mahkemenin hep bir yargılama yapacağını sandık. Soruşturma talep ettik, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını talep ettik. Bize söyleyebilecek bir şey bırakmadınız. Müvekkilimizin beraatını talep ediyoruz” dedi.
MÜEBBET HAPİS CEZASI
Savunmaların ardından duruşmaya ara veren mahkeme, aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme, Akman’a, “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” iddiasıyla müebbet hapis cezası verdi.