HABER MERKEZİ - Kürt halkının dostları, 74 merkezde yaptıkları açıklamalarla, "Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm" hamlesinin startını verdi.
Kürt halkının dostları, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde mutlak tecrit altında tutulan ve 31 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için yeni bir hamle başlattı. Avrupa Konseyi, İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bulunduğu Fransa’nın Strasbourg kenti başta olmak üzere dünyada 74 merkezde hamleye dair açıklamalar yapıldı. 74 merkezin seçilmesi, Abdullah Öcalan’ın yaşını temsil ediyor. Avrupa ülkelerinin yanı sıra Bangladeş, Pakistan, Tokyo, Hindistan, Kenya, Güney Afrika, Latin Amerika'da da eş zamanlı açıklamalar yapıldı.
Dünyanın dört bir yanında aralarında akademisyenler, gazeteciler, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, parlamenterler, hak mücadelesi yürüten aktivistler, filozoflar, Nobel barış ödülü alan kişiler ve kadın örgütleri de açıklamalara destek verdi.
ORTAK AÇIKLAMA
74 merkezde eş zamanlı yapılan açıklama şöyle: “Uluslararası 'Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm' kampanyası, toplumsal hareketleri, siyasi partileri, belediyeleri, sendikaları, aktivistleri, aydınları ve dünya çapında milyonlarca Kürt ve dostunu ortak bir amaç etrafında birleştirmektedir. Bu amaç ise Kürt lider Abdullah Öcalan'ın yenilenmiş bir diyalog sürecine katılımını sağlayarak Türkiye'nin yüzyıllık Kürt sorununa adil ve demokratik bir siyasi çözüm getirmek.
Abdullah Öcalan, dünya çapında milyonlarca Kürt tarafından siyasi temsilcileri olarak görülen bir Kürt siyasi liderdir. Şubat 1999'da uluslararası bir istihbarat operasyonu ile kaçırıldı ve Türkiye'ye gönderildi. O zamandan beri hapiste ve yıllarca dış dünya ile her türlü temastan men edildi. İşkence ve diğer zalimane ve aşağılayıcı muamelelere maruz kaldı.
Buna rağmen, Öcalan'ın inşa ettiği hareket ve ondan ilham alan insanlar, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etme mücadelelerinin ve Ortadoğu'daki çok etnikli, çok dinli demokrasi hareketlerinin ön saflarında yer almaktadır. Onun teorileri, kendi kaderini tayin hakkı, kadınların özgürleşmesi ve dünya genelinde her türlü eşitsizlik ve sömürüye son verilmesi için mücadele edenlere ilham veriyor.
Türkiye'nin çözülemeyen 'Kürt sorunu' -Türkiye Cumhuriyeti'nin 20 milyon Kürt vatandaşının temel medeni ve siyasi haklarını şiddetle reddetmesinden kaynaklanan çatışmalar ve siyasi istikrarsızlık- on binlerce insanın hayatına mal olmuş, milyonlarcasını yerinden etmiş ve dünya çapında katı milliyetçileri, köktendinci ve otokratları güçlendirmiştir. Bu milyonlarca insanın hayatını etkileyen en ciddi bölgesel ve küresel sorunlarla -işgal, ırkçılık, kadınların ezilmesi, dini hoşgörüsüzlük, ekonomik sömürü ve çevrenin tahrip edilmesi- ile bağlantılıdır.
Kampanya kısmen uluslararasıdır çünkü Kürt sorunu uluslararası bir sorundur. Kurdistan Türkiye, İran, Irak ve Suriye olarak dört devlet arasında bölünmüştür. Bu bölünmeleri bir asır önce yaratanlar, İngiltere ve Fransa da dahil olmak üzere Avrupalı güçlerdi. Türkiye'nin Ortadoğu'da Kürtlere savaş açabilmesi, ABD ve diğer NATO üyelerinin onlarca yıldır verdiği koşulsuz desteğin ve Türkiye'nin bu güçleri Rusya ve İran gibi diğer devletlere karşı kullanarak her taraftan Kürt karşıtı tavizler koparmaya yönelik yeni stratejisinin bir sonucudur.
3 YILDIR TECRİT UYGULANIYOR
Uluslararasıdır çünkü Abdullah Öcalan'ın çözümleri uluslararasıdır. Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununa getirdiği siyasi çözüm çerçevesi Türkiye ve komşu ülkelerdeki yüzyıllık savaş ve zulmü sona erdirebilir. Onun çözümlerinin çerçevesini oluşturan evrensel teoriler, eşitsizliğin artmasından iklim değişikliğine ve sisteme karşı artan hayal kırıklığından faydalanan aşırı sağcı otokratların yükselişine kadar, çağımızın büyük krizlerine alternatif arayan her yerdeki insanlar için bir model olabilir.
Abdullah Öcalan, Kürt sorununun çözümü için siyasi bir sürece katılma ve fikirlerini geliştirmeye devam etme özgürlüğüne sahip olduğunda, sonuç hepimiz için daha fazla özgürlük ve daha fazla barış olacaktır. Ne yazık ki, Türkiye'deki otoriter liderlik bunu biliyor ve bu senaryodan büyük korku duyuyor - ve bu nedenle, uluslararası toplumun desteğiyle, iktidarını korumak ve bitmek bilmeyen savaşlarını uzatmak için Abdullah Öcalan'ı yaklaşık üç yıldır tecrit altında tutuyor.
BU DURUM SÜRDÜRÜLEMEZ
Abdullah Öcalan, 2019 yılında avukatlarıyla yaptığı son görüşmede, kendisine fırsat verilmesi halinde Kürt sorununu bir hafta içinde çözebileceğini ve Türk hükümetinin barış görüşmelerini sonlandırmasından bu yana Kürt sorununa siyasi bir çözüm için fikirlerini daha da geliştirdiğini söyledi. Türkiye, Irak Kürdistanı ile Kuzey ve Doğu Suriye'deki işgalini genişletirken ve içeride ve dışarıda muhalefete yönelik baskılarını arttırırken, Kürt halkı ve Türkiye'deki diğer halklar, Ortadoğu halkları ve dünya siyasi bir çözüme her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır.
Ayrıca Abdullah Öcalan'ın güvenliği ve sağlığı konusunda da her zamankinden daha fazla endişe duyuyoruz. Tecrit uluslararası alanda bir işkence biçimi olarak kabul edilmektedir. Bu işkence biçiminin üç yıl boyunca devam etmesi son derece tehlikelidir. Abdullah Öcalan'ın akıbeti hakkında, son zamanlarda sahte iddialarla görüşmeleri engellemek için 'disiplin cezaları’ verildiği ve ölüm tehditleri aldığı iddiaları dışında hiçbir şey bilmiyoruz.
Bu durum sürdürülemez. Bu nedenle aşağıdaki talepte bulunuyoruz:
Derhal Kürt lider Abdullah Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle görüşmesine izin verilmeli ve nihayetinde Türkiye’nin onlarca yıllık Kürt sorununa adil ve demokratik bir siyasi çözüm bulunmasında rol oynamasına imkan tanıyacak koşullar altında serbest bırakılmalıdır.”