RIHA - Serêkaniyê ve Girê Spî’nin Türkiye ve desteklediği paramiliter güçler tarafından işgal edilmesinin yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yapan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, işgal edilen toprakların özgürleştirilmesinin stratejik ve geri dönülemez bir seçenek olduğunu belirtti.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Türkiye ve desteklediği paramiliter güçler tarafından 9 Ekim 2019 yılında başlatılan saldırılar sonrası işgal edilen Serêkaniyê ve Girê Spî'ye ilişkin yazılı açıklama yayımladı.
Serêkaniyê ve Girê Spî'de 4 yıldır yaşatılan ihlal ve hak ihlallerine dikkat çekilen açıklamada, “İşgal altındaki topraklarda işlenen katliam ve suçlar, en iğrenç suçlardır ve ahlaki standart ve değerlerin, vicdanın ve uluslararası ittifakların en büyük ihlalidir. Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik soykırım politikası dünyanın gözü önünde yürütülüyor. ABD ve Erdoğan'ın önceki yönetiminin vardığı anlaşmalar ve uluslararası sessizlik sonucu Serêkaniyê ve Girê Spî işgal edildi. Efrîn de aynı şekilde işgal edildi. Bu işgal, göç ve acılar bu anlaşmaların ve politikaların sonucudur” ifadelerine yer verildi.
Türkiye ve desteklediği paramiliter güçlerin işledikleri suçlara karşı uluslararası toplumun sessizliğine tepki gösterilen açıklamada, “Türkiye aynı politikayı, saldırganlığı ve soykırımı bölgelerimize karşı yürütmektedir. Gücünü uluslararası sessizlikten alıyor. Ne yazık ki faşist rejimin şu anda yapmakta olduğu suç ve yıkım, o baskı politikalarının devamıdır. Siyasi atmosfer saldırılara zemin hazırlıyor” denildi.
TÜRKİYE’NİN YARGILANMASI TALEBİ
Açıklamanın devamında, Kuzey ve Doğu Suriye halkına karşı işlenen suçlardan dolayı Türkiye ve desteklediği paramiliter güçlerin yargılanması talep edilerek, işgal altındaki tüm toprakların özgürleştirilmesi seçeneğinin stratejik ve geri dönülemez bir seçenek olduğu, soykırım ve işgal politikasına karşı tüm kaynakların seferber edileceği vurgulandı. Açıklamada Suriye'deki tüm aktif güçlere, BM'ye, hukuki ve insani kuruluşlara ve BM Güvenlik Konseyi'ne, işgal altındaki topraklarda yaşanan durum ve Kuzey ve Doğu Suriye’de süren saldırıları göz ardı etmemeleri çağrısı yapıldı.