ANKARA - HDP Ankara İl Örgütü Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu, Türkiye’nin sivillerin hedef alındığı Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarını "savaş" olarak tanımlayıp, "saldırılar karşısında susmayacak, korkmayacağız" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Ankara il örgütleri, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıları ve parti üyelerine dönük gözaltılara yaptıkları ortak açıklama ile tepki gösterdi. Açıklamaya Emekçi Hareket Partisi (EHP), İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Alınteri ve birçok demokratik kitle örgütü temsilcisi de destek verdi. Salona, “Demokratik siyasete ısrarcıyız. Baskılar, gözaltılar ve tutuklamalar bizi yıldıramaz” yazılı pankartı asıldı.
Toplantıda konuşan HDP Ankara İl Örgütü Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşam alanlarına ve kaynaklarına saldırdığını, bunun da sivillere dönük bir savaş olduğunu ifade etti.
'HEDEF TÜM MUHALİF KESİMLER’
Seçimlerden sonra AKP-MHP’nin baskı ve sindirme politikalarını artırdığını belirten Sinemillioğlu, “Son bir hafta içinde başta partimiz olmak üzere, sosyalist/muhalif kesimlere yönelik yoğun gözaltılar yaşanmıştır. Bu süre içinde 246 kişi gözaltına alınırken, şu ana kadar en az 5 arkadaşımız İstanbul’da tutuklanmıştır. Sadece dün İzmir, Eskişehir, Kilis, Kocaeli, Êlih, Colemerg, Mêrdîn, Amed, Agirî, Bêtlis, Şirnex’te yapılan ev baskınlarında aralarında parti çalışanlarımız, il eş başkanlarımız, il ve ilçe yöneticilerimiz, üyelerimizin de bulunduğu en az 75 arkadaşımız gözaltına alınmıştır. Bu gözaltların hedefi başta Kürtler, Aleviler, kadınlar, emekçiler, özgür basın emekçileri ve LGBT+’lar olmak üzere tüm toplumsal muhalif kesimlerdir” dedi.
‘KÜRT SORUNUN ÇÖZÜLMESİNİ İSTEYENLER TASFİYE EDİLİYOR’
Sinemillioğlu, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollardan çözülmesini isteyenler ve bunda ısrar edenlerin tasfiye edilmeye çalışıldığını da ifade etti.
Yargının ise bu tasfiye sürecinde bir araç olarak kullanıldığını söyleyen Sinemillioğlu, “Ülke bir çoklu krizler ülkesi olarak yönetilmeye çalışılıyor. Sınıfsal tercihini en başta sermayeden ve patronlardan yana kullanan rejim, emekçileri korkunç bir sefalete, açlığa, yoksulluğa mahkûm ediyor. Doğamız, yer üstü ve yeraltı kaynakları talan ediliyor, pek çok ekolojik kırım suçları işleniyor. AKP-MHP rejimi bütün hak taleplerini, özgürlük ve barış taleplerini devlet şiddeti ile baskı altına almaya, yok etmeye çalışıyor! Şunu bilsinler ki başta kadın mücadelesi, Kürt siyasi hareketi, sosyalist muhalif kesimler bu saldırılar karşısında susmayacaktır, korkmayacaktır ve taleplerinden hiçbir şekilde geri adım atmayacaktır. Demokratik siyaset ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz, inatla barışı ve özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.