Av. Şakar: CPT, elindeki yetki silahını kullanmayı tercih etmiyor

img
ANKARA - CPT’nin Abdullah Öcalan’a yönelik süren mutlak tecridin ortağı olduğunu ifade eden avukat Mahmut Şakar, ziyaretlerine rağmen İmralı Adası’ndaki koşulların kötüleştiğini söyledi. 
 
Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) hayata geçirmek isteyen Amerikan Birleşik Devletleri (ABD), bir tehdit olarak gördüğü PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki tasfiyesi planlarına başladı. Bu projenin hayata geçirilmesinin kilit adımlarından biri olan uluslararası komplo, Abdullah Öcalan’ın tespitiyle 1985’te NATO ve Almanya tarafından devreye konuldu. Nitekim kısa bir süre sonra PKK, 28 Şubat 1986’da öldürülen İsveç eski Başbakanı Olof Palme cinayetinden sorumlu tutuldu ve bu süreç daha sonra komploda yer alacak birçok devletin PKK’yi “terör örgütleri” listesine almasıyla devam etti. 
 
Komplo, 1990’larda İngiltere, 1996’dan itibaren İsrail ve Yunanistan, 1998’lerde Suudi Arabistan, Mısır, İran, Suriye, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Fransa, İtalya, Hollanda, Rusya, 1999’da İsviçre ve Kenya’nın ortaklığında sürdürüldü, bu süreç Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesine kadar uzandı.
 
1985’te başlayan, 1999 yılında Türkiye getirilmesiyle devam eden bu süreci “21’inci yüzyılın komplosu” olarak tanımlayan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkmasını “Üçüncü Dünya Savaşı’nın başlangıcı”, Avrupa’da 130 gün sürek avını “çarmıha gerilme”, idam cezasıyla arandığı Türkiye’ye getirilerek 25 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulduğu İmralı Adası’nı “tabutluk” olarak nitelendirdi. 
 
Komploda yer alan, yetkilisinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı İmralı’da karşılayan Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), 25 yıldır sürdürülen ağır tecrit koşullarının da planlayıcısı oldu. Nitekim Abdullah Öcalan, İmralı’nın CPT’nin bir projesi olduğuna işaret ederek, avukatlarıyla 25 Kasım 2009’da yaptığı görüşmede şunları söylemişti: “Benim buraya konulmam da onların bir projesiydi. Bu durum böyle bilinmeli. CPT sorumludur. Buraya gelmek zorundalar. CPT kendisi geldi, buraya incelemelerde bulundu. F tipine nakledilmem gerektiğini, F Tipi cezaevi inşaatının yapılması ve benim buraya nakledilmem gerektiğini CPT söyledi. Bütün bunları CPT istedi. Bana burada buradaki koşullarımın eskisine göre daha iyi olacağını belirttiler ama hiçbiri olmadı. Koşullarım daha da kötüye gitti. Buraya gelip kendi yarattıkları eserlerini görmeliler. Bizi kandıramazlar, kandırmaya çalışmasınlar.”
 
Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Mahmut Şakar, uluslararası komplonun 26’ncı yılında CPT’nin rolüne dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
Mahmut Şakar
 
KOMPLO İLE İMRALI ARASINDAKİ BAĞ
 
Uluslararası komplonun ardından avukatlar olarak İmralı’ya yaptıkları ziyarette, Abdullah Öcalan’ın kendisini ilk olarak CPT yetkilisinin karşıladığını belirttiğini anımsatan Şakar, PKK Liderinin “Siz gelmeden önce Avrupa Konseyi’nden bir heyet geldi. Benim koşullarıma baktı, ortama baktı ve bu sisteme de onay verdi” dediğini aktardı. Şakar, “Bu durum bize birçok şeyi anlatıyor. Uluslararası komplo ile İmralı tecridi arasında güçlü bir bağ var. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi, komployla başlatmak gerçekçi bir yaklaşım olacak. Çünkü İmralı sistemi, komplonun bir sonucu, parçası olarak inşa edildi. Komployu gerçekleştiren güçler, Sayın Öcalan’ı komplodan sonra nasıl bir ortamda kalacağına karar verdiler. Bu açıdan bir süreklilik söz konusu. Uluslararası komplo nasıl sadece Türkiye devletinden oluşmuyorsa, Türkiye tek başına uluslararası komplo devasa siyasal yaklaşımı koyamıyorsa, Türk devleti böylesi bir komployu gerçekleştirecek güce sahip değilse, aynı zamanda İmralı sistemini inşa edecek güce de sahip değildir” dedi.
 
CPT’NİN İMRALI TECRİDİNDEKİ ROLÜ 
 
Komplo ile İmralı’da sürdürülen sistematik tecrit arasında bir bütünselliğin olduğunun altını çizen Şakar, CPT’nin ilk ziyaretine dikkat çekerek, bu durumun tek başına 25 yıllık İmralı sisteminin ana noktasını oluşturduğunu ifade etti. Şakar, “Aslında uluslararası ilişkiler açısından da biraz üzerine odaklanılması gereken nokta budur. Bugün CPT gibi sistemin bazı tali sonuçlarına itiraz eden kurumlar, esasında sistemin kendisine bir itiraz sahibi değiller. Meselenin bu kadar ağırlaştırılmasında, bu yaklaşımın ciddi rolü var. Ne CPT’nin ne Avrupa Konseyi’nin aslında İmralı sistemiyle bir sorunları yok. Çünkü zaten İmralı sistemi bu konsensüs ile oluşmuş bir sistem. Uluslararası hukuk nasıl bir ortaklık sonucu oluşmuşsa, bir koalisyon sonucu, sistemde bu koalisyonun bir uzlaşısı sonucu, bir konsensüs sonucu oluşmuştur. Bu açıdan İmralı sistemine karşı kökten, radikal ya da daha ileri bir itiraz sahibi değiller. Daha geçici, yüzeysel, sadece sonuçları üzerinden bir tartışmayı 25 yıldır yürütüyorlar. Bu açıdan bu meselenin uluslararası karakteri, bir konsensüs olması, CPT gibi Avrupa Konseyi ve kendisine bağlı kurumları bu sistemin işlemesindeki rolünü de ortaya koyuyor” diye konuştu.
 
İMRALI’YA ‘İŞKENCE ADASI’ BENZETMESİ 
 
İmralı’da sistemin işkence üzerine kurulduğunu ifade eden Şakar, bu sistemi “işkence adası” olarak tanımladı. Bu sistemin kökten yanlış olduğunu başından beri ifade ettiklerini dile getiren Şakar, Abdullah Öcalan orada tutulduğu sürece bu işkence sisteminin devam edeceğine inandıklarını belirterek, “Bu açıdan Konsey ile, CPT ile aynı noktadan bakmıyoruz. Biz lağvedilmesi gerektiğini talep ediyoruz, ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü İmralı sisteminin kendisi, zaten bir işkence, bir izolasyon adası olarak baştan beri inşa edilmiş ve adım adım günümüze kadar geliştirilmiştir. Ama CPT gibi kurumların burada sistemik bir itirazları yok. Bu meselede sadece sistemi biraz daha düzeltmeye, rehabilite etmeye derdindeler” ifadelerini kullandı.
 
‘TECRİT MEŞRU KILINMAK İSTENİYOR’
 
CPT’nin bu şekilde İmralı’daki sistemin meşruiyetini yeniden kurmak istediğinin altını çizen Şakar, “Bu açıdan aile ve avukat görüşmesi yapılması ya da diğer tutsaklarla görüşme olanaklarının arttırılması gibi, tabii bunlar teknik anlamda bizim de desteklediğimiz talepleri dile getiriyorlar. Gelebildikleri itiraz sınırları, aslında biraz da İmralı sistemi içerisinde Sayın Öcalan’ın yaşamını biraz daha kolaylaştırabilecek ve iletişim kanallarını yeniden kurabilecek itirazlar. Aslında toplamda en etkili itirazları bunlardan oluşuyor. Şu ana kadar 9 kez gitti. Yayınladığı tüm raporlarda bu sistemin görünür yanlarını gidermeye çalışan itirazları var. Biz zaten sistemin kendisini eleştiriyoruz, CPT sistemin içerisindeki bazı eksiklikleri gidermeye çalışıyor” diye kaydetti.
 
TESPİT VAR DENETLEME YOK!
 
CPT’nin durduğu bu pozisyonun önemsiz olmadığını vurgulayan Şakar, “Sayın Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi ya da cezaevinde kalan diğer tutsaklarla daha fazla iletişim olanaklarının olması, aile ve avukat görüşmelerinin sağlanması gibi CPT’nin taleplerini elbette biz de olumlu karşılıyoruz. Biz daha sistematik düşünmekle birlikte, sistem içi düşünen bu kurumların da taleplerinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Zaten bunlar aynı zamanda bizim acil taleplerimiz. Bu açıdan CPT’nin raporlarında ifade ettiği bu taleplerin yanındayız. Ancak temel mesele şu; CPT kendisi bu raporlarının arkasında durabilecek bir yaklaşıma sahip değil. Arkasında duramıyor. 46 ülkenin oluşturduğu bir birlik var, yani bir konsey var. Dolayısıyla bir kurum eğer bir adada bir izolasyon olduğunu söylüyorsa ve hataları görüyorsa, bu hataların giderilmesi için raporlarını yazıyorsa, giderilip giderilmediğini denetlemekle ve çok daha fazla üzerinde durmakla yükümlüdür” şeklinde konuştu.
 
‘KOŞULLAR GİDEREK KÖTÜLEŞİYOR’
 
CPT’nin raporlarına rağmen koşulların düzeltilmediğine dikkat çeken Şakar, şöyle devam etti: “2019 raporunda da ‘aile avukat görüşleri sağlansın’ diyor ama bunun için ne yapıyor? CPT, kendi iddialarının arkasında durmuyor. Bizim temel eleştirimiz budur. CPT’nin varlığı İmralı sistemi içerisinde bizim lehimize, müvekkilimizin lehine, Sayın Öcalan’ın lehine, arkadaşların lehine bir avantaj yaratmıyor. Tamam gidebiliyor, bu iyi. İzin almadan gidebilecek bir kurum, 9 kez de gitmiş, iyi ama bu sonuç doğurmuyor. İlk günden itibaren Sayın Öcalan’ın yanına giden avukatlardan biriyim, bugüne kadarki gözlemlerime dayanarak söylüyorum; sistem giderek kötüleşti. Sistem bir kötülük eğrisi ile yürüyor. İmralı sistemini 99’dan 2023’e kadar ele aldığımızda, giderek kötüleşen bir sistemden bahsediyoruz.”
 
‘CPT GİDİŞATIN ORTAĞI OLDU’ 
 
CPT’nin de bu gidişatın ortağı olduğunun altını çizen Şakar, “9 defa siz İmralı’ya gidiyorsunuz, ama sistem hep kötüleşiyor. Demek ki sizin bir etkiniz yok. Sistemi iyileştirecek bir gücünüz yok ya da isteğiniz yok. Ya gücünüz yok ya da istemiyorsunuz. Ama sonuçta böylesi bir kurumun yetkileri var, hareket alanları var, arkasında dayandığı bir Avrupa Konseyi var. CPT kararlarını uygulatamayacak bir kurum da değil. Gerçekten üzerinde durabilse, çok daha etkili olabilir. Mesela daha önceki süreçte avukat görüşü haftada bir kez bile olsa yapılıyordu. Sonra parça parça kesintiye uğradı. 30 aydır haber alamıyoruz. Gerçekten oradalar mı değiller mi bilemiyoruz. Böylesi bir noktada, giderek kötüleşen bir noktada CPT’nin varlığı bizim için ne anlam ifade ediyor? İmralı tecridine karşı bir gelişme göstermiyorsa, bir varlık kaydetmiyorsa, bir etki yapmıyorsa, o kurumun orada büyük binasının durmasının bir manası var mıdır? Biz bunu sorguluyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘DEVLETLER CPT’Yİ İŞLEVSİZ BIRAKIYOR’
 
Şakar, CPT ile taraf devletler arasında imzalanan Avrupa İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesi’ne (AİÖS) atıfta bulunarak, bu sözleşmenin 10’uncu Maddesinin 2’nci fıkrasına dikkat çekti. Şakar, bu maddede taraf devletin rızası olmadan CPT’nin raporunu açıklamama ibaresinin yer aldığını belirterek, bu durum ile CPT’nin bağımsız olmadığını gösterdiğini ifade etti. Şakar, “CPT, Avrupa Konseyi gibi siyasi bir kurumun parçası. ‘Muhatap devlettir’ diyor. Devletten devlete, yani devletlerin oluşturduğu bir organizasyonun bir parçası gibi duruyor ve kendisini öyle tanımlıyor. Dolayısıyla muhatabı da biraz devletler. Çok fazla devlet merkezli bir kurum gibi duruyor. Devlet onay vermezse, raporu açıklamıyor. Bu, işkenceyi önleme konusunda ciddi bir handikap yaratıyor. İşkenceyi yapan zaten devlet, onun açığa çıkmasına izin verecek olan da devlet. Yani bu bir çelişki, bu açıdan devletler bu yetkilerini çok etkili kullanıyor ve CPT’yi aslında işlevsiz bırakabiliyor” ifadelerini kullandı.
 
‘CPT ELİNDEKİ SİLAHI KULLANMIYOR’
 
Ancak sözleşmenin aynı maddenin devamında CPT’ye bir yetki kullanma hakkı da verildiğine değinen Şakar, bunun da söz konusu ziyaretler sonrasında taraf devletler tarafından rapora onay verilmemesi halinde açıklama yapma yetkisi olduğunu kaydetti. Şakar, “CPT’nin elinde bir silah var. Tamam ana doku devletleri esas alıyor ama bu tekrar ettiği noktada, uzadığı noktada, devletlerin bu yaklaşımı kötüye kullandığı noktada, CPT’nin durumu kamuoyuna izah etme gibi bir silahı var. Bu bir hak aslında. CPT’nin elindeki en büyük anahtarlardan bir tanesi bu. Ama CPT örneğin 30 aydır haber alamama durumumuza rağmen mesela böyle bir şey yapmıyor ya da son gözlem raporuna ilişkin böylesi bir girişimde bulunmuyor” dedi. 
 
‘CPT’NİN HAREKETE GEÇMESİ SAĞLANMALI’ 
 
CPT’nin bu “yetki silahına” rağmen kendileriyle yaptıkları görüşmelerde ellerinin ve kollarının bağlı olduğuna dair imalarda bulunduğunu ifade eden Şakar, bu durumun gerçeği yansıtmadığını ve açıklama yapmamanın tamamen tercih olduğunun altını çizdi. Şakar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Öcalan’a yönelik komplodan tecride kadar olan bütün süreç, aslında uluslararası küresel siyasetin de bir sorunu. Dolayısıyla pek çok güç hem komplonun tarafıdırlar hem tecridin tarafıdırlar. Bunlardan bir tanesi de Avrupa ülkeleridir, Avrupa Konseyidir, Avrupa siyasetidir. CPT de bu Avrupa siyasetine bağlı bir kurumdur. CPT’nin yüzüne odaklanmamamız gerekiyor. Sivil toplum örgütlerinin, Kürt halkı ve dostlarının diğer bağımsız kurumların ama aynı zamanda CPT’nin bağlı olduğu konsey gibi o siyasi mekanizmaların da CPT’nin harekete geçmesini sağlaması gerekiyor.”
 
‘SAYIN ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ ELE ALINMALI’
 
CPT’nin Eylül 2022’de İmralı’ya yaptığı son ziyaretin ardından hazırladığı raporu Türkiye’ye sunduğunu dile getiren Şakar, Türkiye’nin raporu hala açıklamadığına dikkat çekti. Şakar, Türkiye’nin daha önceki ziyaretlere ilişkin tüm raporları açıkladığını ancak büyük bir bölümünü geç açıkladığını da anımsattı. Abdullah Öcalan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararına rağmen 25 yıldır tecrit altında tutulduğunu ifade eden Şakar, serbest bırakılması gerektiğini vurguladı. Şakar, “Bu süreçten itibaren savunulması gereken temel noktanın bu olduğunu düşünüyorum. Hem hukuken hem siyaseten bunun hem Kürtlere hem Türkiye halklarına çok bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ana felsefemizin bu olması gerektiğini düşünüyorum. Ama bunun ötesinde CPT gibi Avrupa Konseyi gibi kurumlar üzerine basınç uygulamamız lazım. Mücadele etmeden insan hakları kurumları bile harekete geçmiyor. Kürt toplumu harekete geçmeden, mücadele etmeden, bu kurumlar rollerini oynamıyor. Biz duyarlı kılmazsak, Sayın Öcalan’ı hiçbir zaman hatırlamayacaklar ya da tecrit karşısında hiçbir şey yapmayacaklar” şeklinde konuştu.
 
MA / Mehmet Aslan 
 
 

Diğer başlıklar

09/10/2023
16:11 Kuzey ve Doğu Suriye'de komplo ve saldırılara karşı yürüyüş
16:02 Özerk Yönetim: 29 savaşçı yaşamını yitirdi
15:38 Trendyol işçilerinin eylemi 43’üncü gününde
15:25 Bayındır'da orman yangını
14:45 Tekkede çocuklara işkence görüntüsüne dair suç duyurusu
14:44 Plaza de Mayo Anneleri'nden Cumartesi Anneleri’ne destek: Yanınızdayız
14:23 Sağlıkçılardan Koca’ya: Tweet atmakla mı yetineceksiniz?
14:18 Hukuka aykırı işleme karşı çıkan avukata polis tehdidi
14:07 36 mülteci gerekçesiz sınır dışı edildi
14:07 Türkiye denetimindeki Serêkaniyê’de 2 kadın katledildi
14:05 Mücadele Birliği’nden gözaltılara tepki: Susmayacağız
13:50 Salih Müslim: Saldırılara karşı sonuna kadar direneceğiz
13:43 Manisa'daki JES projesi için yürütmeyi durdurma kararı
13:08 Ata: Bu halk ‘önderimdir’ dediği sürece Abdullah Öcalan özgürdür
12:55 BM’ye Rojava mektubu: Hava sahası kapatılsın
12:43 Lastikçide çıkan yangın çevre binaya sıçradı
12:42 Hiranur Vakfı’nda tecavüz davası görüldü
12:29 Ölü sayısı bin 200'ü aştı, 123 bin kişi yerinden edildi
12:04 'Özgürlük Yürüyüşü'nde adalet vurgusu
11:58 Türkiye saldırılarında 5 kadın yaralandı
11:50 Amed'de 9 Ekim protestosu: Direnişimizi yükselteceğiz
11:25 Hukuk örgütleri: Rojava’da sivillerin hedef alınması savaş suçudur
11:10 8 kadına pankart soruşturması
10:37 9 Ekim komplosu Xwebûn'un manşetinde
10:07 Kürt seçmenin yerel seçimlerden beklentisi ne?
09:55 ‘Yaşamımız 10 Ekim öncesi ve sonrası olarak ikiye bölündü’
09:48 Abdullah Öcalan, Rusya’dan neden sınır dışı edildi?
09:12 Ortadoğu'da çatışma: Kazanda kaynayan suyun taşma vakti
09:12 Xoce: Saldırılarla Kürtlerin statüsü hedefleniyor
09:11 Colemêrglilere göre krizin kaynağı iktidar
09:10 YPJ Sözcüsü: DAİŞ, Serêkaniyê ve Girê Spî'de örgütleniyor
09:03 Güven: Komplo Türkiye’ye vurulan bir darbedir
09:01 Deprem bölgesinde gazeteciler neler yaşıyor?
09:00 09 EKİM 2023 GÜNDEMİ
08/10/2023
23:34 Amed’teki sanat festivali Sasa konseriyle sona erdi
23:24 Filistin-İsrail çatışmalarında bin 113 kişi öldü
22:50 Kuzey ve Doğu Suriye’de gaz istasyonu ve petrol kuyusuna saldırı
22:21 Kadıköy’de gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
21:09 Amedspor sahasında Derince’yi 2-1 yendi
20:48 X'te tecride karşı kampanya: StoplsolationOfOcalan
18:40 Efrîn’de Türkiye’ye ait bir dron düştü
18:15 TJA: Ahlakını yitirmiş bir savaşın hiç bir tarafı haklı değildir
18:00 Yerel Yönetimler Kadın Politikaları Çalıştay’ı sona erdi
17:15 DAD: Savaş politikalarına ses çıkarmak görevimiz
16:18 İsrail’de 'savaş hali' ilan edildi
15:41 Yeşil Sol Parti: Filistin ve Kürt meselesi çözülmeden barış gelmez
15:08 Gar Katliamı'nda yaşamını yitirenler anıldı
15:00 Avesta’da Kürtçe kurslar başladı
14:59 Ankara Demokratik Üniversite İnisiyatifi kuruldu
14:00 Aydeniz: Tecrit kalkana kadar mücadele etmeliyiz
13:48 Filistin-İsrail'de son durum: En az 663 ölü
13:19 Gözaltındaki 3 siyasetçiden 1'i tutuklandı
13:11 Saldırılar nedeniyle Siwêdiyê santrali hizmet dışı kaldı
13:06 Can Atalay'a özgürlük yürüyüşü sürüyor
13:04 Komplo protestosunda ‘tecrit kaldırılıncaya kadar mücadele’ mesajı
12:48 Mexmûr sakinleri saldırılara karşı yürüdü
10:32 Gazeteci Sarya: Türkiye savaş suçu işliyor
10:25 Gazze'de 8 noktada çatışmalar sürüyor
10:01 Afganistan'da deprem: Ölü sayısı 2 bin 53'e çıktı
09:54 Jin derginin yeni sayısı anayasa tartışmaları
09:40 Rosa Kadın Derneği’nde hedef özel savaş politikaları
09:23 Gabar Dağı’nda 34 yıl sonra ilk ayin
09:21 Gazeteci Kanbal: Gözaltılar algı yaratmaya yönelik
09:20 Alpargün Apartmanı davası yarın
09:19 'Güneşimizi Karartamazsınız' eylemini anlattı
09:18 Özerk Yönetim’den Omer: Kürtler statüsüz bırakılmak isteniyor
09:07 Attia: Abdullah Öcalan'ın fikirleri eşit haklara sahip olmanın anahtarı
09:06 Aydeniz: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı
09:04 Aydar: İmralı duruşu komployu boşa çıkardı
09:01 Kayyımlar binlerce dönüm arsa ve birçok taşınmazı devretti
09:00 08 EKİM 2023 GÜNDEMİ
07/10/2023
23:09 Mexmur’a saldırı: Anne ve 2 çocuğu yaralandı
22:08 33 ekoloji örgütünden Hanönü için kolektif direniş çağrısı
20:24 Wan'da Dünya Öğretmenler Günü kutlaması
19:16 Hamas saldırısı: 70 ölü bine yakın yaralı
18:59 Avrupa’da 9 Ekim komplosu protesto edildi
18:38 Türkiye saldırısında 1 yurttaş katledildi
17:48 Bina yıkımında halk toza maruz kaldı
17:44 Cumartesi Anneleri serbest bırakıldı
17:40 Akademisyenlerden vakıf üniversitelerine 'kanunlara uyun' çağrısı
17:31 QSD, saldırıların ikinci gün bilançosunu açıkladı
16:45 KESK Şubeler Platformu: Onurlu bir gelecek için direneceğiz
16:43 Gözaltına alınan Karabulut serbest bırakıldı
16:12 DİK: Siyasal İslam’a karşı Demokratik İslam mücadelesini yükselteceğiz
16:10 PEN Norveç 'kimyasal silah' iddianamesini inceledi: Hukuk ihlal edildi
15:51 Hamas’ın saldırısı sonrasında neler yaşandı, kim ne dedi?
15:43 Uçar: Tecride karşı mücadeleyi toplumsallaştıracağız
Akın: Yeni anayasa tartışmalarının dışında kalmayacağız
15:33 İşkenceyi belgeleyen görüntüleri polis zorla sildirdi
15:26 70 yaşındaki hasta tutuklu Cemal Tarhan için tahliye talebi
15:06 Kadın gazeteciler MKG’nin kuruluşunu ilan etti
15:00 Saldırı ve gözaltı protestosu
14:59 Hasta tutuklu Tanboğa mama ile besleniyor
14:47 Cumartesi Anneleri’ne destek: Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz
14:42 Kayıp yakınları Efeoğlu kardeşlerin akıbetini sordu
14:33 HDP'li eşbaşkanların gözaltı süresi uzatıldı
14:30 HDP Ankara İl Eşbaşkanı: Saldırılar karşısında susmayacağız
14:18 Şenyaşarların katledilmesinin kilit ismi yeniden AKP MKYK'sinde
14:10 Dîlok’ta bir kadın gözaltına alındı
13:35 Uluslararası komplo meşaleli yürüyüşle protesto edildi
13:26 Atalay için 'Özgürlük Yürüyüşü' 7’inci gününde
13:00 Bayındır: İktidar ömrünü savaşla uzatıyor
12:57 İzmir depremi hangi bölgeleri etkileyecek?
12:17 Cumartesi Anneleri’ne yasağa devam
11:44 Polisler darp ettiği zihinsel engelli gençten şikayetçi oldu
11:39 Hamas İsrail'e karşı operasyon başlattı
11:39 Çırılçıplak soyulup üzerlerine soğuk su döküldü
11:07 Dengbêj Evi’ni devretme kararına karşı dava
10:32 Kadın Çalıştayı: Rojava'ya saldırı kadın kazanımlarına saldırıdır
10:28 JINNEWS Eylül ayı şiddet çetelesini açıkladı
10:08 Gözaltılara tepki: Geri çekilmiyoruz
09:22 ‘Mirina Jeanne d’Arcê Ya Din’ oyununa izleyicilerden tam not
09:21 Dört parçada aynı ısrar: Gurbetelli’nin ardıllarıyız
09:20 4 yılda harabeye dönen mesire alanı 147 milyon TL'ye millet bahçesine çevrilecek
09:19 BOTAN-DER Eşbaşkanı Aslan: Dilimiz varlığımızdır
09:18 ‘Yüzünü barışa ve özgürlüğe dönenler’ 8 Ekim’de Kadıköy’de buluşacak
09:17 Gazeteci Kalkan: Kürt basınında kadın bakışı Ersöz'le başladı
09:16 Hewaglı kadınlar Mezopotamya Kooperatifi ile dayanışmayı büyütüyor
09:15 ‘Tecritle ülke karanlığa boğuldu’
09:15 Elindeki taşla statülerini hedef alan anlaşmaya karşı kalkan oldu
09:14 Av. Demir: İmralı’daki tecrit bir suç
09:10 Hatay Valisi’ne dair çarpıcı iddia: Canınız da malınız da helaldir!
09:08 Av. Özbingöl: Kobanê Davası’nın siyasi yanı hukuki yanından daha ağır
09:05 ‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü, bizim özgürlüğümüzdür’
09:03 Av. Şakar: CPT, elindeki yetki silahını kullanmayı tercih etmiyor
09:01 Ömer Öcalan: Halk rolünü oynarsa, tecridi kırabiliriz
09:00 07 EKİM 2023 GÜNDEMİ
06/10/2023
23:56 Ankara Valiliği’nden Dünya Kadın Yürüyüşü’ne yasak
23:35 Vodefone Net JİNNEWS’e doğrudan erişimi engelledi
23:01 Savaş uçakları Kobanê’yi bombaladı
22:53 DBP Eş Genel Başkanı Bayındır’ın vekil olup olmadığı araştırılacak!
22:44 Avrupa’da Kürtler saldırılara karşı alanlarda
22:23 Gazeteci Kanbal serbest bırakıldı
22:19 Riha ve Meletî'de 24 kişi tutuklandı
22:16 ‘Dünya Kadın Yürüyüşü’ etkinliklerinde Kürtçe tahammülsüzlüğü
22:06 'Tecride karşı Özgürlük Yürüyüşü'ndeyiz'
21:41 Eğitim Sen Riha Şubesi’nden 5 Ekim kutlaması
21:36 Mahkeme avukatın savunma hakkını ara karar ile elinden aldı!
21:25 Ankara’da ‘gizli’ görüşme
19:50 Reqa ve Halep’te saldırılara karşı yürüyüş
19:38 Kıbrıs’ta ‘Demokratik Modernite’ konulu konferans düzenlenecek
19:30 Kobanê Davası: Mahkemenin ‘HDP ile ilgisi yok’ kararı hatırlatıldı
19:15 Muğla’da ‘gözaltılar serbest bırakılsın’ çağrısı
19:09 Depremzede kadınların sorunlarına dikkat çektiler
18:50 Depremzedelerden sergi: Öyle bir yerden geldik ki, hiçbir sokağın adı yok
18:32 Temelli hakkında saldırılara tepki gösterme soruşturması
18:18 Wan’da zihinsel engelli bir yurttaş gözaltına alındı
18:14 HDP İl Eşbaşkanların gözaltına alınması protesto edildi
18:05 Nurdağı'nda kaza: 5 ölü, 17 yaralı
17:45 Fadıl Şenyaşar tahliye edilmedi
17:27 Pirsûs’ta tutuklanan 11 kişiden 3’ü tahliye edildi