WAN - Wan sınırındaki hendek ve duvarlar mültecilere dönük ihlalleri arttırdı. İnsan hakları savunucularına göre, söz konusu durum özellikle kış aylarında daha çok ölüme neden oluyor.
Avrupa kentlerine gitmek için göç yollarına düşen mültecilerin ilk uğradığı kentlerin başında Wan geliyor. Sınır kenti olması nedeniyle her yıl binlerce mülteci kente giriş yapıyor. Söz konusu mültecilerin çoğunu, Afganistan ve İran'dan gelenler oluşturuyor. Mülteciler, bu göç yolculuğunda birçok tehlike atlatırken, aynı zamanda ihlallere maruz kalıyor; sınırda donma, taciz, tecavüz, soyulma, hakaret, açlık... sadece bu ihlal ve tehlikelerden birkaçı. Îdir, Agirî, Wan ve Colemêrg sınırında örülen duvar ve kazılan hendekler sonrası bu ihlaller daha da arttı. Son yıllarda çok sayıda mültecinin cenazesi kazılan hendeklerde bulundu. Ayrıca duvarları aşmaya çalışırken vurulan mülteci sayısı da az değil.
GERİ GÖNDERME MERKEZLERİ
Mültecilerin yaşadığı sorunları değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi Mülteci Komisyonu'ndan Hamdi Bayhan, Türkiye’de mültecilerin çok büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Bayhan, "Mültecilerin yüzde 95’inin kaldığı yerler çok kötü. Beslenme konusunda çok ciddi sıkıntı yaşıyorlar, sağlık haklarından yararlanamıyorlar. Başka ülkelere gitmek için buraya geliyorlar ama uzun yıllar burada kalabiliyorlar. Burada bir araf hali yaşıyorlar. Bu durum bile ciddi bir ihlaldir" dedi.
Geri Gönderme Merkezi'nde tutulan mültecilerin de kötü koşullarda tutulduğunu aktaran Bayhan, "Zaman zaman hak ihlallerin olduğunu duyuyoruz. Bu merkezlerde mutlak bir izolasyon hali söz konusu. Ne avukatlar içeri girebiliyor ne de görüşme imkanları sağlanıyor. Mültecilere 'avukatlarla görüşürseniz sizin için daha kötü olur' deniliyor. Daha önce Wan’da İranlı bir mültecinin güvenlik güçlerinin tecavüze uğradığı bilgisi vardı. Buna benzer olaylar oluyor. Buralar kapalı yerler ve bilgi almak çok zor” şeklinde konuştu.
EMEK SÖMÜRÜSÜ
Mültecilerin ayrıca ucuz iş gücü olarak görüldüğünü ifade eden Bayhan, şunları söyledi: "Kayıt dışı çalıştırmaların çoğunda mülteciler var ve ağır ihlaller yaşanıyor. 5 ay çalışan bir mülteci ancak bir aylık bir ücret alabiliyor. Mülteciler, bu süreçleri takip edemiyor, tartışamıyor, söyleyemiyor. Çünkü geri gönderilme kaygısı var. İhlallere rağmen susuyor. Çünkü ‘daha iyi bir ülkeye gidebilirim’ diye her şeyi sineye çekiyor. Mültecilere karşı emek sömürüsü var.”
SINIRDAKİ HENDEK VE DUVARLAR
Sınırdaki duvar ve hendeklerin de iltica hakkını engellediğini ve hak ihlali olduğunu söyleyen Bayhan, "Hendeklerin kazılması ve duvarların örülmesinin bütçesi Avrupa Birliği ülkelerinin bütçesinde karşılanıyor. Çünkü Türkiye, AB açısından bir mülteci deposu. Bu da bir ihlaldir. İnsan Hakları Beyannamesi’ni ortaya koyanlar, kendi beyannamelerini ihlal ediyorlar. Kazılan hendekler ve duvarlar nedeniyle birçok mülteci yaşamını yitiriyor. Duvarları ve hendekleri aşmada çok büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Duvarlar ve hendekler yaşam hakkı ihlallerine neden oluyor" ifadelerini kullandı.
MÜLTECİ KARŞITLIĞI
Bayhan, mültecilere dönük artan ırkçı söylemler "hoşgörüsüzlüğe" de değindi. Bayhan, "Bu hoşgörüsüz halinin temelinde siyaset var. AKP, CHP ve çevresi, oy alabilmek için ciddi bir mülteci karşıtlığı yaratıyorlar. Bu da topluma yansıyor ve mülteciler karşı bir öfke oluşuyor. Bu öfke çok ciddi ihlaller yaratıyor. Mültecilere karşı yapılan her türlü ihlal, mülteciler tarafından dile getirilmiyor. Çünkü kayda girilmesini istemiyorlar. Eğer bu ihlaller kayıt altına alınırsa mahkeme konusu olacak. Zaman zaman, ‘Gelin size yardımcı olalım, hukuki destek sunalım’ diyoruz, ama kabul etmiyorlar. Çünkü bu sorunların kendilerine engel olacağını düşünüyorlar" şeklinde konuştu.
KIŞ AYLARINDA YAŞANAN ÖLÜMLER
Serhat Göç Araştırma Derneği Eşbaşkanı Hüsnü Ürgün ise, her bireyin temel hakları olduğunu vurguladı. Ürgün, mültecilerin bu haklardan yararlanamadığına işaret ederek, "Devletler bu hakları yerine getirmek için varlar. Ama bakıyorsunuz sınırın tamamına hendekler ve duvarlar yapılmış. Bu insan hakları açısından bir trajedidir. Sınırda duvar örülmesi ve hendek kazılması insan hakkı ihlalidir, bir trajedidir. Duvar ve hendeklerden dolayı her yıl kış aylarında onlarca mülteci hayatını kaybediyor. Yetkili kurumlar bize cevap vermiyor" dedi.
YAŞANAN İHLALLER
Hendek ve duvarların durdurulması gerektiğini ifade eden Ürgün, şöyle devam etti: "Mecburi göçlerden dolayı sınırı gelen insanlara sahip çıkmak gerekir. Bu tür sorunlar ancak halkların dayanışmasıyla çözülür. İnsanların temel haklarına ulaşması için bu engellerin kaldırılması gerekir. Îdir ve Colemêrg arasındaki duvar bitirildiği zaman sınırda daha çok insan ölecek. Herkesin buna karşı çıkması gerekiyor. Kent merkezlerine gelen mülteciler de birçok hak ihlaline uğruyor. Mültecilerin haklarını kuruyacak bir kurum bile yok. Avukatlarımızın bu konuda yaptığı başvurular cevapsız kalıyor. 300 mülteciye ulaştık. Bu mültecilerin ne gibi ihtiyaç ve sorunları olduğuna dair çalışma yürüttük. Kimisi temel gıdaya ulaşamıyor, kimisi kirasını ödeyemiyor, kimisinin psikolojik ve diğer sağlık sorunları var."