İSTANBUL - İmralı tecridi kırılıncaya kadar yüzlerinin Gemlik’e dönük olacağını belirten HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, "Geliştirdiği demokratik çözüm perspektifiyle savaş ve sömürü politikalarını boşa çıkaran Sayın Öcalan, savaş baronlarının karşısındadır" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında tutulan ve 31 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük 9 Ekim 1998 tarihinde startı verilen uluslararası komplonun yıl dönümü dolayısıyla İstanbul’da açıklama yapıldı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Barış Anneleri Meclisi’nin yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisi ile demokrasi güçleri katıldı. Toplantının gerçekleştiği salona “Tecrit kırılıncaya dek özgürlük yürüyüşümüz devam edecek” pankartı asıldı.
31 AYDIR HABER ALINAMIYOR
Toplantı öncesi konuşan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, tecridin 24 yıldır devam ettiğini hatırlatarak, “İmralı Adası’nda devam eden tecrit Kürt sorunun çözümsüzlüğü konunsa bir araç haline gelmiştir. İktidar, en sert mesajlarını Sayın Öcalan üzerindeki tecritle veriyor. 30 aydır Sayın Öcalan’dan hiçbir şekilde haber alınamıyor, bu mutlak iletişimsizlik halini izah etmek mümkün değil. Sayın Öcalan’ın manevi rolü biliniyor. Eğer Türkiye demokratik ve refah bir ülke olmak istiyorsa Sayın Öcalan üzerindeki tecrit ortadan kakmalıdır” diye belirtti.
Daha sonra basın metnini Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek okudu.
EN AĞIR İNSANLIK SUÇU
Uluslararası emperyalist güçlerin komplosuyla 15 Şubat 1999 tarihinde tutsak edilen Abdullah Öcalan’ın kişiye özel bir hukuksuzluk rejimiyle İmralı'da tutulduğunu belirten Çiçek, komployla başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu ve Türkiye halklarının demokrasi ve özgürlük mücadelesinin tasfiye edilmek istendiğini söyledi. Komplonun çeşitli biçimlerde devam ettiğinin altını çizen Çiçek, en ağır insanlık suçlarından olan tecridin 31 aylık mutlak iletişimsizlik durumuyla yeni bir boyut kazandığına dikkat çekti.
Çiçek, şöyle dedi: “İmralı’da hukukun askıya alınması olarak da değerlendirilebilecek bu insanlık dışı mutlak tecrit hali, başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu’da yaşayan halkları kaygılandırmaktadır. Mutlak habersiz bırakma durumunun devam etmesi, giderek büyük bir toplumsal öfkeye dönüşmektedir. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan insanlık dışı tecrit, Türkiye’nin imzalamış olduğu ilgili uluslararası sözleşmelere, evrensel hukuk ilkelerine ve Anayasa’ya da aykırıdır. Tümüyle hukuk, ahlak ve insanlık dışı bir şekilde sürdürülen tecrit nedeniyle Türkiye'nin en büyük sorunu olan Kürt meselesi ve Ortadoğu’nun en temel sorunları çözümsüz kalmaya devam etmektedir.”
ADALETSİZLİĞİN NEDENİ TECRİT
Tecridin tüm Türkiye sathına yayıldığını ve ülkenin dört bir yanını sardığını vurgulayan Çiçek, toplumun nefessiz bırakılarak, halkların birlikte yaşama umudunun çalındığını belirtti. Çiçek, “Halkların ve ezilenlerin düşmanlığını yapanlar bellidir. İmralı tecridini derinleştirerek halk düşmanlığında ısrar etmektedirler. Israrla vurgulayacağız. Tecrit politikalarını sürdürenler, ülkeyi zamlara, çetelere, uyuşturucu mafyalarına, göçmen ve mülteci düşmanlığına, kadın katliamlarına mahkum edenlerdir. O nedenle İmralı tecridi her türden hukuksuzluğun, sömürünün, eşitsizliğin, adaletsizliğin de en temel zeminlerinden birini oluşturmaktadır” dedi.
Çiçek, devamında ise şunları ifade etti: “Sayın Öcalan özgürleşmeden Kürt halkının özgürleşmesi ve statüye kavuşması mümkün olmadığı gibi Türkiye halklarının üzerindeki ekonomik, politik, kültürel, inançsal sömürü de ortadan kalkmayacaktır. Mutlak İmralı tecridi ve dolayısıyla Kürt çözümsüzlüğü, AKP-MHP iktidarının bütün toplumu kayıtsız şartsız teslim alma arzusunun bir sonucudur. O nedenle tecrit derinleştikçe, Kürt halkının özgürlük, Türkiye halklarının demokrasi hakkı her geçen gün daha fazla gaspa uğramaktadır. Bu nedenle tecride karşı mücadele aynı zamanda Kürt halkının özgürlük, Türkiye halklarının demokrasi mücadelesidir.
‘GEMLİK’E YÜRÜYECEĞİZ’
Belirttiğimiz ilkeler ekseninde Kürt meselesinin gerçekçi ve kalıcı çözümünün yürütücüsü, müzakerecisi ve kolaylaştırıcısı ise Sayın Öcalan’dır. Son iki çözüm sürecinin biriktirdiği deneyimler bu gerçeği fazlasıyla ispatlamıştır. Sayın Öcalan’ın sesi topluma her ulaştığında, ölümün karanlığı yerini yaşamın aydınlığına bırakmaktadır. Geliştirdiği demokratik çözüm perspektifiyle savaş ve sömürü politikalarını boşa çıkaran Sayın Öcalan, kandan, acıdan, gözyaşından beslenen tekelci sermayenin ve savaş baronlarının karşısındadır; halkların, inançların, ezilenlerin birlikte, eşit, özgür yaşama iradesinin yanındadır, bu iradenin yoldaşıdır. Bu inanç ve kararlılıkla İmralı tecridi kırılıncaya kadar yüzümüz Gemlik’e dönük olacaktır. Her bölgeden, dört bir koldan Gemlik’e yürüyeceğiz. Bu planlamanın detaylarını ayrıca saygıdeğer kamuoyuyla paylaşacağız.”
İMZACI KURUMLAR
Kürt Enstitüsü, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Barış Anneleri Meclisi, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM), Göç İzleme Derneği (GÖÇİZ-DER), Asrın Hukuk Bürosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK).
KATILIMCILAR
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), PARTİZAN, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Devrimci Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Alınteri.