ANKARA – Kobanê Davası’nda savunma yapan Avukat Erhan Ürküt, suçlama konusu yapılan eylemlere tepki göstererek, “Sanığın örgütsel birtakım eylemlerinin olduğu yazıyor. Ali Ürküt'ün ‘kardeş kanı akmasın’ demesi mi örgütsel eylem?” diye sordu.
DAİŞ'in Kobanê’ye yönelik saldırısının ardından Kurdistan ve Türkiye’de 6-8 Ekim 2014 tarihinde başlayan eylemler gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 isim hakkında açılan dava sürüyor. Kamuoyunda "Kobanê Davası" olarak bilinen davanın 34’üncü duruşmasının 3’üncü periyodu bugün Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsünde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşma, tutuklu yargılanan siyasetçi Ali Ürküt’ün avukatı Erhan Ürküt’ün savunmasıyla devam etti.
‘TOPLANTI ÜZERİNE ÖNÜMÜZDE 2 MİLYON KAĞIT VAR’
Kobanê Davası’nda somut bir suçlamanın bulunmadığına dikkat çeken Ürküt, “Olayın özü MYK toplantısına katıldın, mı katılmadın mı? Katıldıysan vay haline, katılmadıysan da vay haline. Bu toplantı meselesi üzerine 2 milyon kağıt var önümüzde. ANF sitesinin haberleri sık sık iddianamede ve mütalaada paylaşılmıştır. Biz iyi biliyoruz, BTK'dan da sorulmasını istiyoruz: İddia edilen 19 Eylül 2014 ile 30 Aralık 2020 tarihleri arasında ANF haber ajansına Türkiye'den erişim var mı yok mu? Erişim yoksa Ali Ürküt ANF haber ajansından paylaşılan örgütün talimatlarından nasıl haberdar oldu. Tüm açıklamaları nasıl okudu? İddia makamı bunu delilleriyle ortaya koymak zorundadır. Bizler birçok habere dosyaya ile ulaştık” diye konuştu.
‘ÜRKÜT’ÜN KANDİLE GİTTİĞİNE DAİR SOMUT KANIT YOK’
İddia makamının eski defterleri karıştırdığını söyleyen Ürküt, şunları belirtti: “Müvekkilin yasa dışı örgüt üyesi olduğuna dair kesin bir hüküm yok. Yasalarla kurulmuş siyasi parti yöneticisi olduğu bir dönemde yapmış olduğu bir açıklama karşımıza Kobanê olaylarının gerekçesi olarak çıkıyor. Hikayeleri okumaya devam ediyoruz anlayacağınız. İddia makamı, ‘Sanığın, Şırnak-Habur Kara Terminalinden 01 Temmuz 2012 tarihinde yurtdışına giriş çıkışları tespit edilmiştir. Sanığın bu tarihte Kandil'e gittiği ihtimalinin çok yüksek olduğu anlaşılmıştır’ diyor. İddia makamının öngörüsüne hayran olduğumu belirtemem gerek. Bu nasıl bir iddiadır! Ali Ürküt’ün 2012'de Kandile gittiğine dair somut bir belge yok. Fotoğraf, video kaydı veya bir tanık beyanı dahi yok. Dosyayı çocuk oyuncağına çevirdiniz. İnsanların hayatı ile oynuyorsunuz.”
‘ÖRGÜTSEL EYLEMLER NEDİR?’
Ürküt son olarak suçlama konusu yapılan eylemlere dikkat çekerek, “Yüksek Seçim Kurulu (YSK) milletvekili adayı olmanız için adli sicil kaydı ister. Eğer adli sicil kaydınızda bir şey yoksa aday olursunuz. İddia makamı yasalarla kurulmuş bir partiden milletvekili adayı olmayı örgüt üyesi olarak nitelendiriyorsa muhtemelen bizim bilmediğimiz ve kendisinin doğaüstü güçlerle ele geçirdiği yasaları vardır. Bunların dışında 25 Kasım 2019 tarihli deliller bölümüne alınan Araştırma Tutanağında sanığın örgütsel birtakım eylemlerinin olduğu yazıyor. Nedir bunlar? Ali Ürküt'ün ‘kardeş kanı akmasın’ demesi mi örgütsel eylem?” dedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.