İSTANBUL - Federe Kurdistan Bölgesi’nde devam eden saldırılardaki ortaklığı nedeniyle KDP’ye tepki gösteren siyasetçiler, KDP’nin Kürtlerin tüm kazanımlarına zarar verdiğini söyledi.
Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn alanlarına yönelik saldırıları aralıksız bir şekilde devam ediyor. KDP de söz konusu saldırılara ortaklık yapıyor. Daha önce kimyasal silah kullanımına karşı kullanılan maskelere el koymakla gündeme gelen KDP, saldırıların sürdüğü yerlerde yeni yollar yaparak, sık sık bölgeye askeri sevkiyat yapıyor. KDP, en son Sîdekan ve Biradost bölgelerine yeni askeri araçlar ve özel güçler sevk etti.
KDP, son yıllarda Kürt siyasetçi, gazeteci ve aydınlarına dönük gerçekleşen silahlı saldırılardan da sorumlu tutuluyor. KDP, saldırılarda hayatını kaybedenlerin faillerini bulmadığı gibi, olaylara dair açıklama yapmaktan da geri duruyor.
İstanbul’daki siyasi parti ve kurum temsilcileri, KDP’nin saldırılardaki işbirliğini değerlendirdi.
‘ASIL HEDEF KÜRTLERİN KAZANIMLARI’
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul İl Eş Sözcüsü Mehmet Karadağ, 2015 yılından bu yana Kürtlere yönelik özel bir konseptin devrede olduğunu belirterek, saldırıların bir bütün olarak Kürtlerin kazanımlarına dönük olduğunu söyledi. Saldırılarla asıl Kuzey ve Doğu Suriye’deki kazanımların hedef alındığına dikkat çeken Karadağ, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın KDP ziyaretinden sonra saldırıların arttığına işaret etti. KNK’ye dönük saldırı ile “Ya dediğimizi yapacaksınız ya da öleceksiniz” mesajının verildiğini belirten Karadağ, Türkiye’nin bölgede uluslararası hukuka göre birçok hak ihlaline imza attığını dile getirdi.
Karadağ, “Sınır ötesi operasyonlar bir insan hakkı ihlalidir. Irak Hükümeti, şu anda ABD ve Türkiye’nin güdümünde, özel çıkarlar doğrultusunda sesini çıkarmıyor. Tüm Kürtler KDP’ye çağrıda bulunarak, kazanımların korunması gerektiği konusunda uyarıda bulundu. KDP’nin referandum seçimlerinden sonra Güney Kürdistan’ın yüzde 40’ı kaybedildi. Kürtler ciddi bir ses çıkarmazsa, tüm kazanımlarını kaybedecektir” uyarısında bulundu. KDP’nin işbirlikçi tutumunun tüm Kürtlerin imhasına neden olacağının altını çizen Karadağ, KDP’yi çıkarları için Kürt kazanımlarını peşkeş çekmekten vazgeçmeye çağırdı. Karadağ, “Eğer çizgiye gelmiyorsa artık KDP’siz bir ulusal birlik sağlanarak, tepki ortaya konmalıdır. Bu savaştan elini çeksin” ifadelerini kullandı.
‘ULUSAL DEĞERLERE SALDIRIDIR’
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Marmara Eş Sözcüsü Dilber Demir, Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Hewlêr Temsilciliği’ne dönük saldırıya işaret ederek, Kürtler arası ulusal birliğin hedef alındığını kaydetti. KDP’nin uzun yıllardır “işbirlikçi ve ihanetçi” çizgide yürüdüğünü vurgulayan Demir, Hakan Fidan’ın Federe Kurdistan ziyaretinden sonra KDP’nin aleni olarak savaşın bir parçası olduğunu ilan ettiğini belirtti. KNK’ye yönelik saldırı ile Kürtlere, “Ulusal birliğe izin vermeyeceğiz, dört parçada Kürtleri soykırıma uğratmaya devam edeceğiz” mesajının verildiğini söyleyen Demir, Bülbün’ün katledilmesinin bunu net bir biçimde gösterdiğini dile getirdi.
‘KDP SAVAŞIN ORTAĞIDIR’
Demir, şunları söyledi: “KDP açık açık bu savaşın bir ortağıdır. Kürt halkı, hem KDP’nin işbirliğini hem de saldırıları kabul etmeyerek, dört parçada da ulusal birliği sağlamalıdır. Yani KDP olsa da olmasa da bu ulusal birlik sağlanacaktır. KDP’nin bu işbirlikçi, ihanetçi çizgisi deşifre edilmelidir. Topyekun saldırılara karşı topyekun bir mücadele gerekiyor. Tüm Kürtler birlikte hareket etmeli ve Avrupa Parlamentosu’nu bütün uluslararası güçleri harekete geçirebilecek diplomasi çalışmaları yürütmelidir. Halkla birlikte sokakta, alanlarda mücadele ederek, KDP’yi, Türkiye’yi ve uluslararası güçleri deşifre eden bir diplomasi çalışması yürütülmelidir. Kürtler mutlaka kendi ulusal birliğini sağlamalıdır.”
YENİ BİR KONSEPT
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, Hewler’de Bülbül’ün katledilmesi ve Silêmaniyê’deki havaalanına yönelik saldırıyı Kürtlere dönük yeni bir konseptin başlangıcı olarak değerlendirdi. Kürtlere karşı uzun süredir saldırı konseptinin devrede olduğunu hatırlatan Kalmaz, “Yeni süreçle birlikte bu saldırıların KDP’nin işbirliğiyle devam ettiğini görüyoruz. KDP’nin tutumu Kürt kazanımlarını engellemeye dönüktür. Burada asıl üzerinde durulması gereken KDP’nin tutumudur. Çünkü saldırının gerçekleştiği alanlar KDP’nin kontrolünde olan alanlardır. KDP’nin buna sessiz kalması ortaklığını gösterir. Kürt halkına çağrım şudur; KDP’nin bu tutumuna karşı net bir tepki ortaya koyması gerekiyor. Bu durum Kürt ulusal birliğine en büyük darbedir. Güney Kürdistan halkı da bu olaya KDP-PKK arasında ki bir mesele olarak bakmaması gerekiyor. Bu Kürtlerin tamamına zarar veren bir yaklaşımdır. Buna karşı net tutum alınması gerekiyor” dedi.
MA / Esra Solin Dal