İSTANBUL - MAF-DAD Başkan Yardımcısı Mahmut Şakar, KDP’nin kimyasal silah kullanımını incelemek isteyen heyetleri engelleyerek savaş suçunun açığa çıkmasını engellediğini belirterek, "Bir hafıza oluşturmaya çalışıyoruz. Bunları davaya dönüştürmeye çalışıyoruz” dedi.
Uluslararası Hukuk ve Demokrasi Derneği (MAF-DAD), Türkiye'nin Federe Kurdistan Bölgesi'nin Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarında kimyasal ve yasaklı silah kullanımına dair Avrupa ülkelerinde hukuki girişimlerde bulunuyor. Konuya dair konuşan MAF-DAD Başkan Yardımcısı avukat Mahmut Şakar, KDP’nin bölgede kimyasal silah araştırmasını engellemesinden kaynaklı saldırıların bugüne kadar davaya dönüşmediğini aktardı.
Türkiye’nin kimyasal silah kullanımı konusunda sicilinin kabarık olduğunu söyleyen Şakar, geçtiğimiz yılın Ekim ayında kimyasal silaha maruz kalan 2 HPG’linin son anlarına dair vidoyu hatırlattı. Görüntüler üzerine harekete geçtiklerini belirten Şakar, yaşamını yitiren HPG’lilerin Avrupa’daki yakınlarının kendilerine başvuru yaptığınıaktardı. Şakar, başvurular üzerine Uluslararası Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Birliği (IPPNW) ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) gibi uluslararası yetkili ve muhatap olan kurumlara “incelenme için bölgeye heyet gönderin" çağrısı yaptıklarını ifade etti.
‘KDP ENGELLEDİ’
Kimyasal saldırılardan kaynaklı bölgeye heyetlerin geldiğini ve KDP'nin bunu engellediğine dikkati çeken Şakar, bu engel nedeniyle kanıtlara ulaşamadıklarını belirtti. Şakar, "KDP açıkça savaş suçlarının açığa çıkmasını engelledi. Bu nedenden dolayı bu konu bir davaya ya da başvuruya dönüşmedi. Kanıt talebi hukuksal açıdan talep edildiği için biz de bunları dosyaya dönüştürmek için biraz daha belgeleyebilecek yöntemler üzerinde çalıştık. Bunun çalışmasını halen yapıyoruz" dedi.
IPPNW’nin KDP engeline rağmen Federe Kürdistan Bölgesi’ne gittiğini ve burada sivil alanlardaki girişimleri üzerine rapor hazırladığını söyleyen Şakar, "O raporda kimyasal silah izlerinden bahsettiler. Daha derinlemesine bir araştırma yapılması gerektiğini ve yetkili olan uluslararası kurumların devreye girmesini talep ettiler. Sadece IPPNW değil pek çok Avrupalı delegasyon Hewlêr’e gidişinden sonra engellenip geri gönderildiler. Hatta bazı heyetleri de Almanya engelledi. Uluslararası devletler, bu iddiaları araştırmak için girişimleri el birliğiyle engelleyerek, bu suçların ortaya çıkmasının önüne geçti. Bu tutumlar bize kimyasal silah kullanıldığını çok açık bir şekilde gösteriyor" diye kaydetti.
‘ZAMANAŞIMI OLMAYAN BİR SUÇ’
Kurdistan Ulusal Kongresi’nin (KNK) de hazırladığı tüm raporları ilgili kurumlara ve parlamentolara gönderdiğini ifade eden Şakar, "Ayrıca Kürt kurumları, sivil örgütleri bu konuda bulundukları ülkelerin yetkili makamlarına dosyalar sundu. Ben devletlerin elinde Türkiye'nin bu savaş tutuklarına dönük belgelerin, bilgilerin olduğunu düşünüyorum. Tabii kimyasal silah kullanımı bir savaş suçu ve insancıl hukuk bağlamında zamanaşımı olmayan bir suç. Bugün uluslararası koşullar Türkiye'nin bu savaş suçlarından, insanlığa karşı suçlardan yargılanmasına izin verecek, bunu kolaylaştıracak durumda değil. Buna bir şekilde olanak sağlamıyor. Türkiye'nin uluslararası suç ceza mahkemesine üye olmaması, bu tür platformlarda yer almaması onlara dönük bu tür kurumlarda dava açılmasını da engelliyor” şeklinde konuştu.
Kimyasal silah kullanımını gündemlerinden düşürmediklerini kaydeden Şakar, "Biz en azından bir bellek, hafıza oluşturmaya çalışıyoruz. Yaşananları arşivlemeye çalışıyoruz. Bunları hukuksal sürece, davalara dönüştürmeye çalışıyoruz” dedi.