HATAY - Çadırda yaşam mücadelesi veren Hataylı depremzede kadınlar, kira yardımı alamadıklarını, yedikleri her yemekte toz tadı aldıklarını, hijyen ürünlerine ulaşamadıklarını ve konteyner verilmemesinden kaynaklı çocuklarının hastalandığını aktardı.
Mereş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde büyük yıkımın yaşandığı Hatay’da, depremzedelerin yaşadığı sorunlar devam ediyor. Depremin üzerinden 7 ay geçmesine rağmen depremzedelerin birçoğu halen çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Temiz su ve gıdaya ulaşmakta zorlanan depremzedeler, ulaşım ve sağlık alanlarında ciddi sorunlarla karşı karşıya. Öte yandan konteyner kente gitmek istemeyen depremzedelerin konteyner talepleri de karşılanmıyor. Hatay'ın Defne ilçesine bağlı Çekmece Mahallesi'nde kendi imkanlarıyla kurdukları çadırda yaşayan depremzede kadınlar, yaşadıkları sorunları anlattı.
ÇADIRDA YAŞAM
Hülya Yeşiloğlu, depremde zarar gören evinin yakınında kurduğu çadırda 6 kişi ile birlikte kalıyor. Yeşiloğlu'nun en çok dert yandığı konuların başında geçim sıkıntısı ve kendisine konteyner verilmemesi geliyor. Yeşiloğlu, kira yardımı almadığı için geçimini sağlamakta zorlandığına işaret ederek, "Kendi bulunduğumuz alana konteyner talebinde bulunduk fakat kimse bu talebimizi görmüyor. Çadırlarımız sıcaktan hep parçalanmış durumda. Kendi imkanlarımızla dikmeye çalışıyoruz. Eşimin ailesiyle birlikte toplam 20 kişiyiz. Sadece 1 tuvalet ve banyo var. Hepimiz bunu kullanmak zorunda kalıyoruz. Çoktandır temiz içme suyu gelmedi. Hiçbir hijyen ürününe ulaşamıyoruz. Çadırlar sinek ve böcek dolu, ilaç talebinde bulunduk kimse gelip ilaçlama yapmadı. Kış geliyor, çadırlar su alacak. Konteyner kent dışında kaldığım için son 3 ayda hiçbir yetkili buraya uğramadı” diye konuştu.
KONTEYNER KENTE GİTMEK İSTEMİYOR
İsminin açık yazılmasını istemeyen bir başka depremzede kadın K.Ç. ise, 7 aydır konteyner beklediğini ancak talebinin karşılanmadığını aktardı. K.Ç, "Artık yardım istemekten ve sorunlarımızı anlatmaktan çok yorulduk. Kira yardımı almıyorum. 'Tapuyu getir konteyner vereceğiz' dediler. Götürdüm, bu kez de konteyner kente çağırıyorlar. Ben orada yaşamak istemiyorum. Burada yıkılan evime yakınım. Konteyner kentlerde insanları sürü gibi bir araya topluyorlar. Güvenemiyoruz, korkuyoruz. Binlerce insanı labirent gibi alanlara mecbur bırakıyorlar. Burada kendi bahçemizde sebze ekiyoruz, tandırda ekmek pişiriyoruz. Konteynerler versinler, biz başımızın çaresine bakarız. Hatay halkı üretkendir, biz bu yıkımla tek başımıza toparlanıyoruz” diye konuştu.
K.Ç., bulundukları alandan çıkmaları yönünden uyarı aldıklarına işaret ederek, "Buradan da çıkmamızı istiyorlar, kış geliyor nereye gideceğiz? Devlet destek olacağına bizi daha zor duruma sokuyor. Devlet bize yardım etmedi, sivil toplum kuruluşları sayesinde toparlandık. Erzak, hijyen malzemeleri... hep onlardan geldi" dedi.
'HER YEMEKTE TOZ TADI ALIYORUZ'
2 çocuğu ile anne ve babasıyla çadırda kaldıklarını anlatan Arzu Acar ise, depremden bu yana topladığı demirlerle geçimini sağladığını aktardı. Topladığı demirin ayağına batması sonucunda yaralandığını söyleyen Acar, ulaşım sıkıntısından dolayı hastaneye gitmekte zorluk yaşadığını kaydetti. Acar, "Yürümekte dahi sıkıntı yaşarken saatlerce hastaneye gidemedim. Çadır koşullarından dolayı ayağım mikrop kaptı. 10 kişi aynı duş ve tuvaleti kullanıyoruz. 6 aydır 7 kişinin çamaşırlarını elimle yıkamak zorunda kalıyordum. Daha 2 hafta önce çamaşır makinesi verdiler. Deprem başında 10 bin lira verdiler, sonrasında hiçbir yardım almadım. Ev kirasına verecek param yok, konteyner vermedikleri için çadırda yaşamak zorundayız. En azından kışı geçirmek için konteyner verseler. Her yağmur yağdığında eşyalarımız su içinde kalıyor. Yediğimiz her yemekte toz tadı alıyoruz. 2 sene sonra kanser olmaktan endişe ediyoruz. Kızım liseye başladı, servis yok, okul kıyafeti alacak param dahi yok” sözleriyle durumlarını anlattı.
MA / Dilan Akyol