HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan, uluslararası komployla Türkiye’nin mahkum edilmek istendiğini ifade ederek, “Buna tiyatro demiştim, senaryoyu başkası yazdı, İmralı’da oynandı. Bu oyun bozulmak zorunda” demişti.
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) en büyük operasyonuyla Ortadoğu’ya müdahalenin ilk adımı, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkmasıyla başlayan uluslararası komplo oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) koordinatörlüğünde ve küresel güçlerin işbirliğinde gerçekleştirilen komployla Suriye’den çıkan PKK Lideri Abdullah Öcalan, Avrupa’da 130 gün süren “sürek avı” ile Türkiye’ye getirilerek İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne konuldu. 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Öcalan, 1999 ile 2011 yılları arasında avukatlarıyla gerçekleştirdiği görüşmelerde komplonun amaçlarını ve perde arkasını irdeledi.
Uluslararası komplonun bir ucunda kendisinin, diğer ucunda Türkiye’nin olduğunu belirten Abdullah Öcalan, 2 Eylül 1999 tarihli avukat görüşmesinde, “Beni Türkiye ile birlikte içine aldılar. Yaşamım bu komplonun açığa çıkmasına yöneliktir. Tasfiyem de bu komployla bağlantılıdır. Komplonun sonuca gitmemesi ülke yararınadır. Benim konumum tarihsel, siyasal kurumlaşmadır. Böyle önderliksel durumlar her toplumda bir kez yaşanır. İkinci kez yaşanmaz. Ama mezarda da olsa sürdürülür. Her toplumda bu tip önderliklerin tarihsel rolleri vardır. Toplumsal kanun gibidirler” diye belirtti.
21’İNCİ YÜZYILIN KOMPLOSU
İmralı Adası’na getirilmesiyle Türkiye’de yeni bir sürecin başladığını dile getiren Abdullah Öcalan, 15 Kasım 2000 tarihli avukat görüşmesinde komploya “21’inci yüzyılın komplosu” tanımlaması yaptı.
‘OYUN BOZULMAK ZORUNDA’
“Ben Türkiye’nin değil, komplonun mahkumuyum” diyen Abdullah Öcalan, 16 Mayıs 2001 tarihli avukat görüşmesinde, “Avrupa’ya ‘Sen hukuku değil, iki yüz yılın katliamını ve komplosunu dayattın’ diyeceğiz. Şahitlerimiz var. Uçağı getirip götürenler, VIP salonunda geçirenler gizleniyor. İtalya’dan nasıl çıkarıldığım, Almanya’nın beni almamak için neler yaptığı gizleniyor. Türkiye’yi mahkum etmeye çalışıyorlar. Hayır, mahkum edilecek olan en büyük güç Avrupa’dır. Buna tiyatro demiştim, senaryoyu başkası yazdı, İmralı’da oynandı. Bu oyun bozulmak zorunda” ifadelerini kullandı.
‘KOMPLOYU BOŞA ÇIKARDIM’
Uluslararası komployla PKK ve Kürtlerin yok edilmesinin amaçlandığına işaret eden Abdullah Öcalan, 4 Temmuz 2001 tarihli avukat görüşmesinde, “Komplo benim ölümüm üzerine kurulmuştu. Ben yaşayarak komployu boşa çıkardım. Komplonun uluslararası boyutları var. ABD ve İngiltere’nin rolü anlaşılmalı. Miloseviç ‘Yugoslavya’da olanlar İngilizlerin planıdır’ diyor. Bunu iyi izleyin, benimle benzerlikleri var. Tarihi iyi inceleyin. Ama biz temel insan onurundan vazgeçmeyeceğiz. Elbette kimlik savaşımızı sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi.
‘YA SAVAŞ YA DEMOKRATİK ÇÖZÜM’
PKK Lideri, komployu etkisiz kılmak için geliştirdiği çabaların anlaşılmadığı eleştirisinde bulunarak, 27 Şubat 2002 tarihli avukat görüşmesinde, “Komplo istediği gibi yürüseydi, bu Anadolu’nun kana bulanması demekti. Kimse bunu düşünmüyor. Siyasetten mideleri bağlanmış. Çiller ekibi çeteleşmiş ekiptir. Beni yaşatan, bu çılgınlığın durdurulmasıydı. İdam tartışmalarının benim üzerimden yürümesi siyasi bir oyundur. Komplo sürecinde ABD ve Yunanistan yine benim üzerimden ‘onlar birbirine girsinler, birbirlerini katletsinler’ diyorlardı. Biz bu oyuna gelerek onurumuzdan, özgürlüğümüzden mi vazgeçelim? Bu oyunları bozmak için demokratik zemini zorlayacağız. Başka da bir yolu yok. Bu sorun ya savaşla derinleşecek ya da barış ve demokratik çözüm gelişecek” değerlendirmesinde bulundu.