MEREŞ - Yaşamı Yeniden ve Yerinde İnşa Etme Hareketi öncülüğünde göç ettikleri kırsal mahallelerine geri dönen yurttaşlar, binlerce ağacı toprakla buluşturdu ve gençlerin geri dönüşü için yeni üretim alanları açıyor.
Maraş Katliamı sonrası çeşitli nedenlerle göç etmek zorunda kalan "Yaşamı Yeniden ve Yerinden İnşa Etme Hareketi" öncülüğünde birçok kişi topraklarına geri dönerek, yeni bir yaşam inşa etmeye başladı. Ahmet Güden (58) de harekete öncülük eden ve geri dönenlerden sadece biri. Güden, Mereş’in Elbistan ilçesine bağlı Axtil (Yalıntaş) kırsal mahallesinden 1985 yılında ekonomik nedenlerle ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti.
Güden, inanç, dil ve kültürünü koruma kaygısıyla 2019 yılında mahalleye geri dönme kararı aldı. Güden ve beraberindeki arkadaşları, geri dönüş için "Yaşamı Yeniden ve Yerinden İnşa Etme Hareketi”ni kurdu. Hareketin öncülüğünde çok sayıda kişi mahalleye geri dönerek, burada tarım ve hayvancılık yapmaya başladı. Güden ve arkadaşları, bir yandan asimilasyona karşı mücadele verirken, diğer yandan ağaçsız bırakılan Elbistan ovasını ağaçlandırmaya başladı.
Hareketin öncülüğünde Elbistan’da 12 ve Meletî’de 4 mahalleye geri dönüşler sağlandı. 4 yıl içerisinde söz konusu yerleşim yerlerine 200 binden fazla ağaç dikildi. Bugün pek çok gönüllüsü bulunan hareketin kurucularından Ahmet Güden ve gönüllüler, 4 yıllık mücadelelerini anlattı.
NE VAKİT EVE DÖNERİZ?
Göç ettiği İstanbul’da kendisine sık sık "Ne vakit evimize döneriz?" diye sorduğunu aktaran Güden, "Avrupa'da yaşayan kardeşim, ‘Gel birlikte köye gidelim’ dedi. Tanıdıklarımla böyle bir karar aldık. Yola çıkarken, ‘Köylerimizi sadece türbe ziyaretleri için gelinen mekânlardan çıkararak, yaşamı yeniden kurduğumuz bir yer haline getireceğiz' diyerek başladık. Toprağımız, dilimiz, inancımız olmadan olamazdı. Çünkü kendi toprakların üzerinde olmadığında dilini koruyamıyor, yaşama dönük inancını da sağlayamıyorsun" diye konuştu.
Elbistan'da geçmişteki göçlerin zorunlu göçler olduğuna dikkati çeken Güden, "Hem ekonomik hem siyasi sebeplerle buradan göçtü insanlar. Mereş Katliamı'nda Kürt Aleviler katledildi. Göçlerin çoğunluğu katliamdan sonra yaşandı" dedi.
'HAFIZAMIZ BU TOPRAKLARDA ŞEKİLLENDİ'
Hareketi kurdukları günden bu yana birçok insanın köylerine geri döndüğünü anımsatan Güden, "2019’da insanları buraya çağıran aslında bu toprağın kendisiydi. Bu toprakların çığlığıydı. Çocukluğumdan bu yana en büyük hayalim topraklarıma geri dönmekti. Hepimizin hafızası bu topraklar üzerinde şekillendi. O yüzden toprağımı bırakmadım. Çağrımız yerini buldu ve birçok insan buraları yeşillendirmek için geri döndü” ifadelerini kullandı.
DIŞARIDAKİLERE ÇAĞRI
Geri dönüşler için çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Güden, "Burada ağaç dikerken bile ağacı toprakla kavuşturanın kadın olmasına dikkat ettik. Geçen yıl burada bulunan türbelerimizde cem yaptık. Demokratik Alevi Derneği (DAD) ile birlikte Elif Ana Türbesi'nde yine cem etkinliğimiz oldu. Bunu Alevi-Kürt coğrafyasının her alanında yapmayı planlıyoruz. Dêrsim’de, Meletî’de, Êlih’te, Sêrt’te... Oraların yerlileriyle buradaki gibi bir yaşamı inşa çalışmaları var. Yurdumuzu yeniden inşa edecek, boşaltılan köylerimizi yeniden dolduracağız. Köklerimizin üzerinde yeniden yeşereceğiz. Buradan da göç edenlere çağrımızdır; nereye gitmiş olursanız olun çocuklarınızı toprağınızla tanıştırmanız gerekiyor. Tüm gençlerimizi mücadeleye çağırıyoruz. Bu asimilasyon politikalarına karşı bir öz savunmadır. Bu öz savunmayı ancak kendi toprağımız üzerinde yapabiliriz" şeklinde konuştu.
GERİ DÖNENLER ANLATIYOR
İstanbul’da 30 sene yaşadıktan sonra hareketin bir gönüllüsü olarak mahallesine dönen Türkan Güden (45), kadın dayanışmasıyla günlerini geçirdiklerini ve komünal bir yaşam anlayışını benimsediklerini söyledi. Güden, “Burada her şeyi hep beraber yapıyoruz” dedi.
Güden'in kız kardeşi Songül Güden (42), "Ben 17 yaşında İstanbul’a yerleştim. Köyümüze ise sadece cenaze olduğunda geliyorduk. Ancak 3 sene evvel ev yaptıktan sonra her yaz geliyoruz. Bugün dağlarımızın ve ovalarımızın ağaçlandırıldığını görüyoruz. Bu bize çok büyük bir mutluluk veriyor. Şu yeşil ağaçları görmek bizi buraya daha çok bağlıyor” dedi.
Metropol ve mahalle yaşamı arasındaki farklara değinen Güden, "Burada hayvanlara bakıyoruz. Normalde her sene bostan da ekerdik ancak bu sene sel ve deprem sebebiyle dikemedik. İstanbul’dayken yalnız hissediyordum. Burada bir arada olmak bana çok iyi geliyor” dedi.
‘GENÇLERİ DE GETİRECEĞİZ’
Yıllar sonra ailesiyle birlikte Axtil’e gelen Hüseyin Demir (68), ilk geldiklerinde köylerinde pek insan olmadığını ancak zamanla gelenlerin sayısının arttığını anlattı.
Elbistan’ın Serçekuyusu mahallesinde yaşarken önce Kadirli’ye ardından da İstanbul’a göçen ve 3 yıl önce hareket öncülüğünde geri dönen Döne Atar (62), “Yaşayamadığımız güzel günleri burada yeniden yaşamak istedik. Burada hep bir aradayız. Gençlerimizin de buraya gelmesini sağlayacağız. Bizden sonra buraya pek çok insan geldi. Biz de geri dönen arkadaşlarımızdan ilham alarak gelmiştik. Buraya geri dönme amacımız burada gezme, vakit geçirmekten çok kültürel anlamda da o eski yaşamı yeniden sağlamak olacak" diye konuştu.
KOOPERATİF KURMA ÇABASI
12 Eylül askeri darbesi sonrası Serçekuyu terk etmek zorunda kalan ve geri dönen Yusuf Turunç (65) ise, 4 yıl önce döndüğü mahallesinde tarım ve hayvancılıkla uğraştığını aktardı. Turunç, “Ne yapabiliriz, bölgeyi nasıl kalkındırabiliriz' diyerek, kooperatife başvurduk. Hala devletin onaylamasını bekliyoruz. Su eksiğimiz var, elektrik kesintisi çok sık, alt yapı sorunu var. Depremle birlikte sıkıntılar da arttı. Ancak hala çalışmalarımızı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.
Turunç, "Gençlerimiz gelecek kaygısı ile göçüyor. Biz buna karşı üretimi geliştirmeyi amaçlıyoruz. Gençlerimiz gerçekten geçinebileceklerine inanmak istiyorlar. Bu sağlanırsa onları geri kazanabiliriz” dedi.
MA / Ceylan Şahinli