WAN - Wan’da korucuların gasp ettiği 5 mülteciye verilen 22 yıl 11 ay hapis cezası, eksik ifadeler nedeniyle bozuldu. Yargılama sırasında mültecilere ait telefon korucubaşının evinde çıktı. Mülteciler beraat ederken, korucular hakkında soruşturma başlatıldı.
Ülkelerindeki savaştan kaçarak, göç yollarına düşen mültecileri yönelik hak ihlallerine her gün yenisi ekleniyor. Wan’da 5 mültecinin, korucular tarafından gasp edildikten sonra “nitelikli yağma” suçlamasıyla 22 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldıkları dosyada mağdur oldukları ortaya çıktı. M.T., M.İ., N.A., R.Ş. ve S.A. adındaki 5 mülteci, 15 Kasım 2021’de Afganistan’dan Wan’a geçiş yaptı.
Mülteciler, Westan (Gevaş) ilçesinden Bedlîs’in Tetwan (Tatvan) ilçesine doğru yola koyuldu. Yürüyerek gittikleri Westan’a bağlı Narîk köyündeki sivil giyimli korucular tarafından alıkonulan mülteciler, ölümle tehdit edilerek üzerlerindeki tüm eşyaları alındı. Saat, cep telefonu ve paraları gasp edilen mülteciler, daha sonra serbest bırakıldı. Tekrar yola devam eden mülteciler, bu kez Westan’ın Taşocağı bölgesinde yine sivil ve ellerinde uzun namlulu silahlar olan korucular tarafından durduruldu.
Sivil kişiler tarafından alıkonulacaklarını düşünen mülteciler, kendilerini rehin almak isteyen bir korucunun silahını elinden aldı, daha sonra korucuların araçlarını aldı. Ardından araca binen mülteciler, Wan’a doğru yola çıktı. O sırada silahı alınan korucular jandarmayı arayarak araçlarına el konulduğu ihbarını yaptı. Westan’daki karakola giderek yaşadıklarını anlatmak isteyen mülteciler, yolda jandarma tarafından durdurularak, gözaltına alındı.
MÜLTECİLER: SİLAH DİPÇİĞİYLE DARP EDİLDİK
Gözaltına alınan 5 mülteci günlerce işkence gördükten sonra çıkarıldıkları Gevaş Sulh Ceza Mahkemesi tarafından “Nitelikli yağma”, “Sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri satın alınması, taşınması, bulundurulması” ve “Birden fazla kişi tarafından silahla yağma” iddialarıyla tutuklandı. Sivil kişiler tarafından esir alınıp eşyalarına el konulduklarını, yine dayak yediklerine ilişkin ifade veren mülteciler, kendilerini alıkoymaya çalışan diğer korucu gruba ilişkin de şu ifadeyi verdi: “Bu şahısların korucu olduğunu bilmiyorduk. Bizi alıkoyunca onlara polis olup olmadıkları sorduk ve kimliklerini göstermelerini istedik. Ancak bu şahıslar bize herhangi bir kimlik ibraz etmediler ve silah dipçiği ile bir arkadaşımızı darp ettiler. Bunun üzerine aramızda tartışma çıktı ve 5 kişilik grubumuz ile bu korucuları yumruk ve tekmelerle darp ettik. Aracı almamızın nedeni ise bizi darp eden ve gasp eden şahısları şikayet etmek, araç ve silahları karakola teslim etmekti.”
22 YIL 11 AY HAPİS CEZASI
Van T Tipi Cezaevi’ne gönderilen 5 mülteci hakkında 4 ay sonra iddianame hazırlandı. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan mülteciler M.T., M.İ., N.A., R.Ş., S.A.’ya “Nitelikli yağma” suçu işledikleri iddiasıyla iki kez 11 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme, gerekçeli kararında ise mültecilerin karşılaştıkları ikinci korucu grubundakileri darp ettikleri, silah ve araçlarına el koydukları bu nedenle yağma suçunu işlediklerini ifade etti. 22 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırılan 5 mültecinin dosyası itiraz üzerine Van Bölge Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme, bazı kişilerin ifadelerinin alınmadığı gerekçesiyle yargılamanın yeniden yapılmasına karar verdi.
MÜLTECİNİN TELEFONUNU KORUCUNUN EVİNDE ÇIKTI
Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yeniden yargılamada “sanık” ve “mağdurlar” bir anda yer değiştirdi. Yargılama sırasında dosyanın avukatı mültecilerden birinin telefonun IMEI’ni bularak, bu telefonunun nerede ve kim tarafından kullanıldığının bulunmasını talep etti. Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurum (BTK) tarafından mahkemeye gönderdiği yazıda; söz konusu telefonun mültecilerin gasp edilip, tüm eşyalarının korucular tarafından alındığı Narîk Mahallesi’nde aktif olarak kullandığını tespit etti. Yapılan incelemede telefonun korucubaşı A.A.’nın oğlu S.A. tarafından kullanıldığı ortaya çıktı. Mahkeme çağrılan S.A. ifadesinde telefonu Wan merkezde satın aldığını iddia etti. Mahkeme ve mültecilerin S.A.’ya telefonu hangi dükkandan aldığını sorması üzerine S.A. çelişkili ifade vererek telefonu nereden aldığını hatırlamadığını söyledi.
KORUCU: OLAYIN ÜSTÜ KAPATILDI
Aynı duruşmada ifadeye çağrılan başka bir korucu ise, “A.A. adlı korucu mültecilerin telefonu aldıktan sonra eve götürmüş. Daha sonra A.A.’ya telefonları ne yaptığını sorduğumda o da telefonları başçavuşa verdiğini söyledi. Bu olayın üstünü kapatıyorlar ama daha sonra A.A. telefonu çocuğuna veriyor. Ben bu durumu mahkemeden sonra yaptığım kendi araştırmalarım sonucu öğrendim” dedi.
KORUCULAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Yapılan son duruşmada; BTK kayıtları, telefonun korucu tarafından kullanılması, korucuların sivil olmaları ve mültecileri gasp etmelerinin ortaya çıkmasıyla birlikte mahkeme, 5 mültecinin 9 Şubat 2023’te beraatlarına ve tahliyelerine karar verdi. Mahkeme, mültecileri gasp ederek tüm eşyalarına el koyan korucular A.A. telefonu kullanan S.A., N.A, T.Ö., V.E. ve İ.T. adlı korucular hakkında da “Nitelikli yağma” ve “Gasp” suçlarından Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
DEPORT KARARI VERİLDİ
Gasp edilen, kötü muameleye maruz kalan, yaklaşık 17 ay özgürlüklerinden mahrum edilen 5 mülteci tahliye olduktan sonra bu kez de Van Geri Gönderme Merkezine (GGM) götürüldü. Haklarında sınır dışı etme kararı verilen 5 mülteciden biri Wan, diğerleri ise Îdır’daki Geri Gönderme Merkezi’nde 7 aydır sınır dışı edilmek için gözetim altında tutuluyor. Mağdur edilen mülteciler için verilen sınır dışı etme ve idari gözetim kararlarına avukatlarca Van İdare Mahkemesi ve Van Sulh Ceza Mahkemesi’ne yapılan tüm itirazlar reddedildi. Mülteciler ise deport işlemlerinin durdurulması, idari gözetimin sonlandırılması istemi ve adil yargılama talebi ve yaşam, özgürlük gibi haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle AYM’ye bireysel başvuruda bulunuldu.
ULUSLARARASI KURUMLARA ÇAĞRI
Mültecilerin sınır dışı edilmesine yönelik hazırlık yapıldığı öğrenilirken, dosya avukatı, "Mülteciler ülkemizde kamu görevlileri tarafından mağdur edildi, kötü muameleye maruz kaldı, özgürlüklerinden mahrum bırakıldı ve gelinen aşamada da mağduriyet devam ediyor. Bu insanların deport edilmeleri durumunda ülkelerinde idam dahil işkence ve kötü muameleye maruz kalacak. Davayı takip etme hakları ellerinden alınan göçmenlerin deport edilmesiyle koruculara yönelik başlatılan adli süreç akamete uğrayacaktır. Mültecilerin gönderilmeleri durumunda suç işlemiş bu kişilerin hak ettikleri cezaları almaları engellenecektir" diyerek uluslararası mülteci ve insan hakları kurumlarına duyarlılık çağrısı yaptı.
MA / Adnan Bilen