RIHA - Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar, tarımsal üretimde önemli bir rol oynuyor. Kadın Ekonomi Komitesi’nden Gülistan Murad, “Kooperatiflerle toprakla yeniden bir bağ kuruldu. Çorak topraklarımız kadınların eliyle yaşam buluyor” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar, yaşamın her alanında değişim ve dönüşüme öncülük etmeyi sürdürüyor. Kadınların önemli bir rol oynadığı alanların başında ekonomi geliyor. Baas rejimi döneminde özellikle dışlandıkları istihdam alanındaki varlıklarını güçlendirmek için 2015 yılında Kadın Ekonomi Komitesi kuran kadınlar, tüm bölgede komün ve kooperatiflerle örgütlendi. Üye sayısı 10 ila 75 arasında değişen kooperatiflerin sayısı zamanla 50’yi buldu. Tarımda üretimin önemli bir kısmını karşılayan kadınlar, ürünlerin doğrudan tüketiciye ucuz ve sağlıklı ulaştırılması için komite bünyesinde onlarca pazar alanı oluşturdu.
Tekstil-giyim üretim atölyeleri, mobilya fabrikası ve okul kantinleri gibi projeleri hayata geçiren komite, her köyde en az 3 üyeli kooperatifler oluşturarak, örgütlü ağı güçlendirmeyi amaçlıyor. Kadınların çatı örgütlenmesi olan Kongra Star bünyesinde kurulan komün ve kooperatiflerin geliri ise, eşit şekilde üyeler arasında pay ediliyor.
Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Ekonomi Komitesi yöneticisi Gülistan Murad, kazanımları ve ileriye dönük projelerine dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
TOPLUMSAL CİNSİYET KALIPLARI KIRILDI
“Rojava Devrimi”nin başladığı 19 Temmuz 2012 tarihinden önce kadınların eve hapsedildiğini belirten Murad, dayatılan toplumsal rollerin başında da “annelik” geldiğini söyledi. Murad, “19 Temmuz devrimi ile birlikte birçok alanda değişimler yaşandı, bunun başında ise kadınların ekonomi alanında yaşadığı değişimler geliyor. Devrimden önce kadının ekonomi alanından her hangi bir hakkından bahsetmek mümkün değildi. Her şey erkeklerin elindeydi. Kadınların tek yapması gereken, evin işlerini çevirmek ve çocuk doğurtmaktı. Bu anlayış egemendi. Oysa ekonominin ortaya çıkmasında belirleyici olan kadındı. Aradan geçen 5 bin yılda bu ters yüz edildi. Hayatın her alanında etkin rol oynayan kadın, uzun yıllardan beri toplumsal alanın dışına itilmişti” diye belirtti.
Devrimden sonra kadınların yeniden toplumsal alana dahil olduğunu dile getiren Murad, “Kongra Star bünyesinde kendi kurumlarını kurdular. Gasp edilen hakların kazanımı noktasında büyük zorlar yaşandı çünkü her şeye yabancılaştırılmıştı. Ekonomiyi kendilerine ait görmüyorlardı. Ekonomi denildiğinde kadınların belleklerinde erkek şekilleniyordu. Bunu eğitim seminerleri, ev ziyaretleri ve konferanslarla yavaş yavaş değiştirdik. Böylece kendi ekonomilerini yaratabilme fikri gittikçe yaygınlaştı. Nasıl askeri alanda öncülük ettiyse ekonomi ye de öncü olabileceğini kavradı. Kadınlar, bu devrimle her alanda yetkin olduğunu eril sisteme kanıtladı” dedi.
50 KADIN KOOPERATİFİ
Ekonomi modellerinin kapitalist sistemin ekonomi modellerinden farklı olduğuna dikkat çeken Murad, şöyle dedi: “Kapitalist sistemde her şey maddi olarak ele alınıyor. Biz toplumu önceleyen bir ekonomi model oluşturuyoruz. Kadın ekonomisi, her kesin içinde yer aldığı bir model ve herkes kendisini ait görüyor. Kooperatiflerimiz genellikle tarım alanına yönelik. 45 bin dönüm tarım arazisi kooperatifler için ekiliyor. Tarım kooperatifleri dışında ticari kooperatiflerimiz de var. Kuzey ve Doğu Suriye’de yaklaşık 50 kadın kooperatifimiz var ve sadece kadınalar yer alıyor. Kooperatiflerde yer alanlar eşit şekilde emek veriyor ve kendileri her aşamada karar alma yetkisine sahip. Kadın kooperatiflerine önem veriyoruz amacımız bu kooperatifleri arttırmak.”
SERÊKANIYÊ, GIRÊ SPÎ VE EFRÎN
Serêkaniyê, Girê Spî ve Efrîn’deki kooperatiflerin kentlerin Türkiye ve bağlı paramiliter yapıların denetimine geçmesinden sonra kapatıldığını aktaran Murad, “3 kentte de kadınlar tarımla uğraşıyordu. Devrim ile birlikte bu kentlerde yeni yaşamı kadınlar ördü. Her yerde ağaçlar diktiler. Sadece Serêkanîye’de 43 bin, Girêspî’de 30 bin dekar tarım alanımız vardı. İşgalden sonra kadınların kazanımlarına saldırılar oldu. Kadınlar yeniden eve hapsedildi. Her gün kadınlara dönük işlenen suçlara tanık oluyoruz. Kadınlar kaçırılıyor, tecavüze maruz bırakılıyor. Öyle ki kadınlar artık evlerinden çıkamıyor. Ancak umudumuzu yitirmedik ve topraklarımız yeniden döneceğiz” diye belirtti.
ÖNCÜ KADINLAR HEDEFTE
Türkiye’nin saldırılarla kadın kazanımlarını hedef aldığını vurgulayan Murad, “Türkiye DAİŞ’in intikamını almak için öncü kadınları hedef alıyor. Ancak her hedef alınan kadının yerine onlarca kadın mücadeleye katılıyor. Hiçbir arkadaşımızın yeri boş kalmıyor. Saldırıların yanı sıra dört bir yanımızda ambargo var. Saldırı ve ambargo altında yeni projeleri hayata geçiriyoruz. Tüm saldırılara rağmen bir gün olsun bu yürüyüşümüz duraksamadı. Birçok tarım arazimiz sınırda olmasına rağmen kadınlar üretime devam ediyor. Kadınlar kooperatiflerle toprakla yeniden bir bağ kurdu ve bu bağ her geçen gün güçleniyor. Çorak topraklarımız kadınların eliyle yaşam buluyor. Bölgede bir su sorunu var. Her yerde su kuyuları açma çalışmalarımız var. Her yıl ağaçlandırma çalışmaları yapıyoruz. Bu yıl sadece 7-8 bin arası ağaç diktik. Bilgilendirme eğitimlerimiz kapsamları büyütülerek sürdürülecek” dedi.
‘JIN, JIYAN, AZADÎ’ FELSEFESİ
Kürt özgürlük hareketinin 45 yıllık mücadelesinin temeli olan “Jin, jiyan, azadî” felsefesi ile başta Rojhilat olmak üzere Ortadoğu’da yeni bir yaşamın hayat bulduğunun altını çizen Murad, şöyle devam etti: “21’inci yüzyıla kadınların mücadelesi damga vurdu. Rojava’da kadınlar devrimin sembolü oldu. Tüm dünya kadınları yüzlerini Rojava’ya dönmeli. Yeni yaşamın nasıl örüldüğüne yerinden şahit olmaları gerek. Sadece Kuzey ve Doğu Suriye kadınları için değil bütün dünya kadınları için mücadele ediyoruz. Nerede bir kadın eziliyorsa onun yanındayız. Kadınlar tarihi yeniden yazıyor. Bu tarih yazılırken bütün kadınların bir arada, örgütlü olması önemlidir. Sonuna kadar ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi ışığında yürüyeceğiz.”
MA / Emrullah Acar